- 691 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
BAŞARI ÜÇGENİ
Hayatımızda önemi tartışılmayacak dönemlerden olan okul dönemi geri kalan hayatımızı şekillendirmektedir.Özel hayatımızda ve iş hayatımızda bu kadar etkili olan okul dönemindeki başarıyı genel anlamda üç faktör etkiler:
Bunlardan birincisi öğrencinin kendisidir. Öğrenci okumaya hevesli değilse,okula ailesinin veya çevresinin baskısıyla gidiyorsa; ders dinlerken uyuşuk uyuşuk dinliyorsa,eve gittiğinde günlük tekrarlarını ve ödevini yapmıyorsa hedefi yoksa başarılı olma şansı zaten yok demektir.Öğrencilik döneminde başarıyı yakalamam için neler yapmalıyım,okul bittikten sonra hangi işle meşgul olacağım; hangi girişimlerde bulunacağım, iletişime geçeceğim kişiler kimler olacak bu ve bunun gibi sorular öğrenciyi motive edici sorular olduğu için bu sorulara cevap aramayan bir öğrencinin başarıdan bahsetmesi beyhude bir davranıştan öteye geçemeyecektir.Başarıyı etkilen ikinci faktör öğretmenlerdir.Bir toplumun geleceğine şekil veren öğretmenler, okuldan mezun olduktan sonra o bilgilerinin kendileri için yeterli olduğuna inanırsa gelecek nesillere haksızlık etmiş olurlar. Genel olarak bizim ülkedeki öğretmenlerin kendilerini geliştirecek, değiştirecek bütün alternatiflere açık olduğunu biliyoruz; fakat bazen istisnalar olabiliyor.Öyle bir öğretmen düşünelim ki okulu bitirdikten sonra günlük koşuşturma içerisinde kendini kaybedip okumaya,araştırmaya,incelemeye zaman ayırmıyorsa bu öğretmen sizce öğrencilerine ne verebilir.Okula gittiğinde eline basit bir dosya alıp güya çok önemli bir iş yapıyor muş gibi sağa sola sallayıp duruyorsa; öğrencilerim beni örnek alır mı ? öğrenciler bu davranışımdan nasıl etkilenir bu ve bunun gibi soruları düşünmeden hareket ediyorsa gelecek nesilleri nasıl emanet ederiz? Nasıl geleceğimiz güvence altında diye biliriz ? Günümüzde öğretmenlerimizin çoğu görevlerini tam bir sorumluluk içerisinde yaptıkları için gururla, kıvançla uluslar arası platformlarda genç nüfusa sahip olduğumuzu ve bu genç nüfusunda çok kaliteli eğitimden geçtiklerini… başarılı öğretmenler tarafından yetiştirildiğini savunabiliyoruz. Tam aksini düşünürsek görevini yapmayan… öğrencilerine karşı sorumsuz olan… öğrencilerin kendisini modelleyeceğini düşünmeden hareket eden bir öğretmen bu ülkeye gerçek anlamda hizmet ettiğini iddia etse sizce inanan çıkar mı ? Duyduğumuzda kulağımızın pasını silecek şu örnek çok hoşuma gider.
Umarım sizinde hoşunuza gider.Şirin,tatlı bir kasabaya tayini çıkan genç öğretmen okul başladığında öğrencilerin biraz sorumsuz olduklarını gördüğü gibi okulun çevresinde ki çöpleri rüzgar sağa sola savurmaktadır.Genç öğretmen, öğrencilerini gözlemlediğinde öğrencilerinin hiç birinin o çöpleri yerden alıp çöp kutusuna atmadıklarına şahit olur.Öğrencilerine herhangi bir tepki göstermeden her sabah geldiğinde ders başlamadan önce elinden gelinceye kadar yerdeki çöpleri alıp çöp kutusuna atar.Bu davranışı gören öğrenciler şaşırırlar çünkü daha önce bu şekilde davranan öğretmenlere rastlamamışlardı.Günler geçe dursun öğretmenlerini böyle çöp toplarken bulduklarında, yüzleri kızararak onlarda yerdeki çöpleri alıp çöp kutularına atar.Öğrenciler bu davranışlarını alışkanlık haline getirdikleri için artık öğretmenleri çöp toplamasa da onlar gördükleri her çöpü çöp kutusuna atarlar.Böylece şiddet kullanmadan öğrencilere güzel bir davranış kazandırıldığı gibi; yapılan davranışların nasıl modellendiğine güzel bir örnek teşkil etmektedir. Okul başarısındaki üçüncü faktörde aile faktörüdür.Öğretmeni tarafından ilgi gören hevesli, başarılı bir öğrenci eve gittiğinde hevesi kırılıyorsa …Ailesi tarafından sürekli eleştiriliyorsa, Çalışkan olduğu için taktir görmesi gerekirken hakir görülüyorsa….
Sizce bu öğrencinin başarılı olma şansı ne kadardır? Çocuk eve geldiğinde okulda neler yaptığını,hangi dersleri işlediğini sormayan aile bireyleri çocuğun sadece fiziksel ihtiyaçlarını gidermekle görevlerini yaptıkları iddia etseler ve verdikleri emek karşılığında çocuktan büyük başarılara imza atmalarını isteseler ne kadar mantıklı olur?
Başarıyı etkilen bu etkenlerin yanı sıra başka faktörlerde vardır.Fakat bu üç etken bir araya geldiğinde de başarı kaçınılmaz olur.Ülkemizde kıpır kıpır öğrenme aşkıyla yanan öğrenciler oldukça… Devletin geleceğini şekillendirecek öğrencilerimize gerçek değeri veren öğretmenlerimiz oldukça… Eğitim ve öğretim alanında bütün imkanlarını seferber eden manevi desteğini esirgemen aileler oldukça… Bu devlet karşında durmak isteyen devletler tuzla buz olmaktan kurtulamayacaklardır. Böyle güçlü, kuvvetli, iradeli bir devletin devamı için her vatandaşımız canla başla hareket eder diye düşünüyorum.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.