- 2314 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
kendine sığıntı yaşam
Seyyahın Leyla görüşü, uğultulu kubbenin aralık ayında, feryadını tembihliyor
Son ana bırakılırken, vadileşen ömrün tenhası, ağıttan kal eyleme der gibi şakaklarımda soluyor
Artık arıttık kentimizdeki benliği
Koşan sulara ellerimizdeki yaşamları astık
Su olduk yol olduk ulaşamadık, uzlaşmadık hayatla
Ben benim diyebilecek kadar yakın kendine
Ben beni tanımıyorum diye başlayan
Mecburi bir yaş anıtının akıntısıyım diyecek kadarda benimsendirildi yaşam
Biçimlendirildik çoğu zaman çimlerimiz uzadı aksadık
Kekeledik hayatı dil kuralları kapçıyla sırtımızda cebelleşirken
Şirk yandaşı değil ulvi nihayetlerin toprak kokusuyla kavrulduk
İşlenen var olma güdüsü, niye varsın suçlaması kadarda hayvan ölüsü yaşantı savruldu gözlerimizde
Kişneyen insan kalıbı ben benim diyememe ayıbı kaldı uzlaşamadığımız hayatta
Sürçü lisan eylediysem ey insan af etme içimde birikenin insan kalan yanıma damıtılanıdır isyan
Şuurumun şurubu ekşi, kifayetsiz kitapların kalıntısıyım, sen yaşa beni bentlerime sarıl
Akıntıma set örme bırak ta aksın ellerimdeki günahlar
Bir Pazar asılır günahlar yığmalı yığıntı yağmura
Pas ertesi iş başına çıkar aklanamayan tavrım
Neydi sığındığım yerden beni çağıran ne elleri pamuk ne gözleri mercan bir huri’ idi
Susuşumun hikmeti neydi
Hançerimi bilenmişti sırtımda
Yeşil kesitlerdi alnımdaki anlatım
Kan/adım kesikti kanatlanamadım
Ben bendim bende hiç ben olmadığım kadar sen
Sen sendin kalıbının kalbini çaldırtan vesvese
Yeni uğultular yükseliyor gece ve gündüzün soluğundan, artan kalabalık selamlıyor ellerimi
Ellerim benim ben ellerinde elli yaş görünüyorum. Sıkça dokunuyor cümle hilebaz dilimde
Bir kadından çaldığım bir dil de iki tanıdık, bir sanık o ben değilim diyen sığınaklı kaldırım
Ve beni kandırın
Kaldırın bu zaruri yaşantıdan
Sözüm öz ile sıkıntıda ve aksağanım tetikte, küf ile küfürbaz yanım suskun şah beyindeki ölümde
Avcı vuruyor kentini yaşanılacak yer kanıyor, gök uyuyor uyan diyorum af ile sar yaşantımı
Sarmalısın yaşantımı soluk aralarına kadar, uyutmadan benliğimi beni bana vermelisin
Besin salgılasın aşk faniye
İhtişamlı hayat sokuşturulsun, hele yaşam akrabaları üşüşsün üstüme
Ben, ben olma yolundayım yolluğum sen, ellerinde soluduğum hayat sen
İkna, ıkına ıkına doğurdu yokluğu, koştu kuşlar dur dedim olmadı, kantarlara çıkarıldı azmim
Gram hileliydi hayat savurdu beni, kent ayıktı akşamına varmadan yaraladı beni
Ben bendim sığındım kentime, insan suçüstü aşkta büzüştü
Ben bendim koynumda bir adın susuştu
Ekleme oluğuna doğruldum bir ben vardım doygun bir de yaşam vardı solgun
Ben bir sende birde hayatta hiç olamadım olgun…
YORUMLAR
yaşam ve içerisizlik...
bunca hengamenin arasında insanın nefes alabileceği boşluklar olabilmeli diye düşünüyoruz çoğu zaman. peki üfleyerek, nefes alarak dolar mı hiçbir boşluk? her şey boşlukla bu denli ilintiliyken neden yoruyoruz nefesimizi doldurmak için içimizin dışındaki bir boşluğu.halbuki devasa bir içerisizlik bize gerekli olan. transparan bir süreç ve boşluktaki o dalgalanmalardır gerçekliğimizi daim kılacak, enerjimizi açığa çıkaracak olan. daim olsun sevgili şimo enerjin. gerçekliğin...
kutlarım, saygı ve sevgi...
uslubunuz ve kelime dağarcıgınıza hayran olmamak elde degil ..Saygılar!
~ Ş i m o ~
konuk olan yüreğiniz üşümesin tşkr..