Bir Gece Ansızın Giderler
Tüm hayatım gece yarısı gelen bir telefonla alt üst olmuştu.Belirsizliklerin içine sürüklenmiştim o telefonla.
Sanki hiç bilmediğim ,inanmadığım ,farkında bile olmadığım bir duruma sürüklenmiştim.Yine farkında olmadan.
Güneş o günden sonra benim için doğmayacaktı o an fark edememiştim bunu.Nerden bilebilirdim ki sonsuzluğa gittiğini o günün.
Sabahın ilk ışıklarıyla belli etmemek için çırpınan bir annenin sesiyle uyandığınızda her şey gerçekten farklı oluyor
Hele ki belli etmek istemediği şeyi siz bütün gece biliyorsanız.
Apar topar gidilen yerlerden hayır gelmeyeceğini söylerdi annem, nitekim de öyle başlamıştı.
Uyanacağını biliyorduk biz onun.En azından buna inanıyorduk.Ben hiç görmemiştim onun yoruldum bile dediğini,hayatla
küskün olduğunu.Hiç görmemiştim inanın.Gözlerinden akan yaşam sevgisi kaplardı her zaman ,her yanını en çok da beni.
Bu yüzden hiç inandırıcı gelmiyordu uyanmadığı o rüyada olması.Gidip yanına elini tutmam hiçbir işe yaramamıştı
Oysa o an,ona söyleyecek öyle çok sözüm vardı ki..
Günler geçti aylar geçti geceler yine bastırdı ama o hiç gözünü açmadı.
Sanki kırgın gibiydi,sanki kızgın,sanki bir şeylere küsmüş gibiydi.Öylece yatıyordu sessiz sessiz
ağarmış saçlarıyla beyaza çalan kaşlarıyla hafif kırışmış yüzüyle ve kapanmış gözleriyle öylece yatıyordu
O bembeyaz duvarlı kasvetli hastane odasında böyle geçti günlerimiz.
Her an bekliyordum o an’ı, o an gelecek ve ben elinden tutup burdayım baba diyecektim.
Ama hiç diyemedim..
Aslına bakarsanız hoşçakal bile diyemedim.
Tüm o kabus boyunca herkes farklı şeyler söylüyordu.Bizi tek bir söz umutlandırırken, bir diğeri yerle bir ediyordu
Öylesine umuda bağlıydı ki her şey.Hiç bilmiyorduk babamın da ne hissettiğini acaba nerdeydi,canı yanıyor muydu
acaba beni duyuyor muydu?Bilmiyordum hiçbirini.
Ağlayamıyordum çaresizdim suskundum.
Sanki trajik bir sahnenin başrolünü oynuyordum yönetenden habersiz.
Bir sonun yaklaştığını biliyorduk aslında sadece zamanı öyle belirsizdi ki.Karamsarlığımın içinde her an bir umut taşıdığımı
o gittikten sonra anladım.Umursamazlığım bundandı belki de.Hep böyle olmaz mıydı?Onlar giderdi sonra arkalarından bizler
ve sonra yaşanan her şey sanki hiç yaşanmamış gibi toprağa karışırdı.Böyle olmuştu.Ve olmaya devam edecekti.
Ve bir gece yarısı terk etti bizi babam.Habersizce,sessizce gidiyorum bile demeden.Dağ gibi nitelendirdiğim ama küçücük
kalan bedeniyle beyaz saçlarıyla çaresiz bakışlarıyla bir gece yarısı terk etti babam bizi.Tüm elini tutuşlarımı,
geri dönmesini isteyişlerimi hiçe sayarak ansızın gitti.
Durduramadım..
Ve o an anlamıştım kal demelerin hiçbir etki yapmadığını gidenlerin üstünde..