- 657 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AİLE OCAĞINA İNCİR DİKTİREN ALIŞKANLIK
AİLE OCAĞINA İNCİR DİKTİREN ALIŞKANLIK
Zamanının birinde yüreği mangal kadar olan ,boyu fidan gibi yakışıklıların yakışıklısı bir o kadar mütevazı, semtinin delikanlısı Zafer, evlenmek için çevresinde kendine uygun bir eş bulmak için arayışlara girdi.Bu arada kendisi için eş arayan anne babasını dinleyerek Filiz adında güzel mi güzel bir kızla tanıştı.Filizin güzelliği herkesi büyülemişti.Ne kadar talibi geldiyse evlenmeyi düşünmediğini söyleyip tekliflerini geri çeviriyordu.Filizle Zafer bir birlerini daha iyi tanıyabilmek için kaçamaklar yapmaya başladılar.Gittikçe birbirlerine aşk ve sevgiyle bağlanmaya başladılar.Yüzlerine maskelerini takmadan gerçek anlamda kişiliklerini sergileyip yüreklerinde en küçük şüphe dahi taşımadan bir birlerine bağlanıverdiler.Dostlarıyla birlikte bir araya gelip düğünlerini yaptılar.Çevreden gençlere evlilikle ilgili tavsiyelerde bulunan kişiler Filizle Zaferi örnek almalarını tavsiye ediyorlardı.Nerdeyse aşkları Leyla ile mecnun kadar dilden dile dolaşıyordu.Bu kadar muhabbet ve sevgiyle birlikte bir kız çocukları dünyaya geldi.Hastanede karısını yalnız bırakmayan Zafer her odaya gelişinde çiçekçiden en güzel çiçekleri taşıyordu.Odaya o kadar çiçek doldurmuştu ki oturacak yer kalmamıştı. Diğer hastalar Zafer çiçekçi dükkanı mı açacaksın diye takılıyorlardı.Zafer de bırakın bu çiçekleri karımın ayaklarının dibine dünya nimetlerinin hepsini sersem gene de yetmez.Bu kadar aşkla şevkle karısını seven Zafer mutlu bir aileye sahip olduğu için çok mutlu olduğu gibi kızının hiçbir döneminde solmaması için ismini Gül koydu.Evdeki mutluluğun işteki verimi de etkilediği için iş yerinde herkes zaferin ne kadar çalışkan olduğunu söyleyip kendilerinin de işten bu kadar verimli olmak için dua ediyorlardı.Lüle lüle saçlarıyla mahallenin gülü olan Gül, mahallenin parkında salıncağa biniyor,kaydırakta kayıyordu.Böyle ailesiyle mutlu bir şekilde yaşamaya devam eden Zafer, alkolü su gibi tüketen arkadaşlar edindiği için zaman zaman eve geç gelmeye başladığı gibi ağzı leş gibi içki kokuyordu..Bu duruma üzülen Filiz, mutlulukları bozulmasın diye sesini çıkarmıyordu. Akşam yemeklerinde kendilerini yalnız bırakmayan babasının neden kendileriyle birlikte olmadığını Gül annesine soruyordu.Gülün annesi bu sorular altında ezilse de biraz sonra babasının geleceğini söyleyip, Gülü avutmaya çalışıyordu.Günden güne ailesinden kopan Zafer, bahçedeki bir çiçeğin, gülün suya, güneşe ne kadar ihtiyaç duyduğunu unuttuğu gibi evindeki küçücük gülünden baba şevkatını, sevgisini esirgiyordu.Bir gün gece yarısı evine sallana sallana gelen Zafer, karısının kendisini beklediğini görür ve bu bekleyişine sinirlenerek neden geberip zıbarmadığını sordu bu arada sarhoş olduğu için ikide bir düşüyordu. Filiz çılgına dönmüştü hem suçlu hem güçlü olan kocasından hesap sormaya hazırlanıyordu ki yanağında acı hissettiği gibi ağzından kal gelmeye başladı.Karısına tokat atmakla yetinmeyen Zafer, karısını tekmelemeye başladı.Acılar içerisinde kıvranan Filiz oracıkta bayılmıştı.Karısının bayıldığını Gören Zafer kapıyı çekip kendini dışarı attı.Zafer biraz önce içki masasında bıraktığı arkadaşlarının yanına döndü.Arkadaşları bu duruma sevinip alkışlarla Zaferi karşıladılar.Biraz daha içip arkadaşlarıyla birlikte arabaya binip uzaklara gitmeye karar verdiler.Sabah haberlerinde aşırı hızdan dolayı trafik kazasını geçiren otomobili gösterdiği gibi ölen kişilerin isimlerini saydı Maalesef bu isimler arasında Zaferin ismi de geçiyordu.Son zamanlarda baba sevgisini görmeyen Gül, bundan sonra babasız büyüyecekti.Kocasını kaybeden Filiz bu acıyı kalbinin ne derin yerine saklayıp çocuğunu yetiştirmeye çalışıyordu. Kendisine hem anne hem de baba olmaya çalışan annesine babasını soruyordu.Gülün bu soruları karşında her seferinde ağlasa da kızını teselli etmeye çalışıyordu.Zamanın akışıyla birlikte büyüyüp okula başlayan Gül okul çıkışında çocuklarını almayan gelen babaları gördükçe üzülüp ağlayarak eve doğru koşuyordu.Her seferinde bu durumu yaşayan Gül gittikçe zayıflamaya başladı.Gene okul çıkışında gözleri yaşlı, boynu bükük bir şekilde eve giderken karşıdan gelen arabayı fark etmeyen Gül, arabanın çarpmasıyla yerlere seriliverdi.Hemen arabasını durdurup Gülü hastaneye yetiştirmeye çalışan şoför hastaneye vardığında artık çok geç olmuştu.Hiç solmasın diye ismini Gül koyan anne ve babasının dilekleri gerçekleşmemişti.Oyun parklarının aranan kişisi vücudunu toprağın serinliğine bırakıvermişti.Annesinin ne hayalleri vardı.Kızı büyüyecek bembeyaz gelinliği giyerek melekler gibi olacaktı.Filizin evin temel direğini yitirdiği yitmiyordu birde evinin küçük neşesi,umudu,biricik gülü,çiçeğini kaybetmişti.O, yanmasında kim yansın? O, yüreğine taş basmasında kim bassın? O, göz yaşı dökmesinde kim döksün? O, feryadı figan etmesinde kim etsin? BU SORULARIN CEVAPLARINI SİZE BIRAKIYORUM.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.