Sanatsal Paylaşımda Dostluk Çemberi
Sanat ile dostluk, birbirine bu kadar bağdaşık birşey midir, yoksa işletilirken, biri diğeriyle çelişir mi? Her ne kadar sert gözükse de, bir sanat tembeli öfkelenecek olsa da, sanat sayfalarını işgâl ettirmenin yanlış olduğunu söylemeli onlara, duyarlı dostların dilleri.
Bazen, paylaşım yapan dostlarımız, yapaylıkları yakaladığında; pasif/politik kopya yaklaşımını uygun bir teknik olarak seçerler ve onların kendi düzeylerine yakışan karşılıkla, onları ödüllendirirler. Kişinin kendiliğinden uyanmasını, yorumlarının kalitesini yükseltmesini bekleyen bir yaklaşımdır bu. Ne yazık ki; pasif / politik çabalar çoğu kez etkin olamıyor; yüzyüze olunduğu, dostun güceneceği gibi gerekçelerle, işin doğrusunu yüzüne karşı ifade edemiyoruz genelde..
Oysa aslında, kırıcı olan zaten, bize gelen kopya / klişe yorumdur; dost, dostluğunu zaten kırmıştır; sıfıra indirmiştir; yani bir sonraki yorumunu engellememek için, yine aynı klişeyi bana yapması için, yapay dostu davet etmiş oluyoruz; onu bir yorum kirliliğine zorlamaktan daha gereksiz ne vardır ki?
Sadece kendini düşünen, aslında izledikleri bu yol ile kendilerini düşünemeyen paylaşımcı kitlesi; sanatın evrilip devleştiği ortamın demagojik bileşenleri olmaktan öteye gidemeyeceklerdir. Gerçekten de, herhangi bir sayfada yanlışlıkla bir not kâğıdı unutsalar; hemen şiir zannnedilip yoruma geçiliyor - şiir miymiş, şair miymiş; bakılmaksızın hiç!
Vefâ; kişiyi kendimize yoruma zorlamak için etkin bir gereçtir; ancak bunun ayrıntısında saklı olansa, yorumun ’dostça’ yapılmasını sağlamak, sanata vesile olmaktır; yapay bir yorumu, ’dost’a uygun görmemektir.
Sanat, topluma yönelik yapılır; arkadaşlık ise ikili ilişkiler, birbirimize dayanak olmak için zor durumlarda. Yani iki çemberin sıklet merkezi farklı, döngü kümeleri kesişimi sıfırdır. Gerçekte, birini yaparken, diğerini korumak; yahut diğerini işletirken, birinden olmak mümkün olamaz. Oysa yanlış işletildiğinde, iki kümenin kesişimi her biridir; biri diğerinin içine geçmiştir; ayrılamazdır. Sanat yaparken kim bilir kaç arkadaştan olmanız, işten bile değildir. En kötüsü de, arkadaşınızı kollarken, sanatın gözünü çıkarmanızdır.
Yani sanatsal paylaşım ortamlarında dostluk, birbirimizin "sanat düzeyini geliştiren dostluklar"la sınırlı kalmak zorundadır; nasıl ki; bir psikiyatris, hastasının kendisine aşık oluşuna inanmıyorsa, sanatçı sanatını engelleyen her türlü birlikteliği reddetmelidir; aksi halde, hep olageldiği üzere; sanatı değil, kişiyi / paylaşım dostunu kutlamaktan öteye geçemez edebiyat çabalarımız.
Paylaşımın düzeyi konusunda kaygılı dostlarımızla birlikte, sanatın kalitesinin korunması için herkesin, sanata ağırlık veren ortak bilinçte olmaları; kişisel dostluklarını da site içindeki özel ‘chat’ ortamlarında veya site dışında, "dost paylaşım partalı" sayfalarına kaydırmaları arzu edilir.
Dostların gücenmeyeceğini, gocunmayacağını, kırılmayacağını düşünsek, daha kim bilir, neler neler yazılırdı sanat paylaşanlar hakkında, ‘sanatçı’lar hakkında.. Ancak birazını politik sözlerle ifade edebiliyoruz; ama aslında bize kırılmamaları için değil; bir sonraki yazma heveslerinin kırılmaması içindir bu. Çünkü yapay dostluk çemberi ile oluşturulan bu küme; bir kelebek kanadıyla yıkılacaksa, gerçekte sanatsal birliktelik sağlanmış olabilir mi?
Yapay dostların okuduğu ama anlamadığı; sayfanın okunmadan tıklandığı mekanik / sayısal değerler; duygu ve düşüncelerimizin paylaşıldığına, bizleri iknâ edemez artık! Yani onların yorum düzeyini bile eleştiren yanıtları sergilemeli, dostluğa yakışanı isteyebilmeliyiz. Vefâ /kişisel bağlılık/ için uğradığımızda, şiiri okumuş isek şiirle ilgili algılamalarımızı, okumamış isek veya onun düzeyinde bir tepki belirlemiş isek de, sadece tepki sözlerini, hattâ ’nasılsın, ne zamandır nerelerdesin?’, dahası ’son şiirime değinmemişsin, yoksa beğenmedin mi? öyleyse neresi, neden?’ gibi ahret sorularının da zamanıdır.
Artık sanat için davranma zamanı gelmedi mi? yapay dostların okuduğu ama anlamadığı; sayfanın okunmadan tıklandığı mekanik / sayısal değerler; duygu ve düşüncelerimizin paylaşıldığına, bizleri nasıl iknâ edecektir? yani onların yorum düzeyini bile eleştiren yanıtları sergilemeli, dostluğa yakışanı isteyebilmeliyiz diyorum efendim.
Ben mi; aynı çözümleri uygulama çabasındayım elbette; paylaşımın sanata yönlendirildiği, paylaşımcıların duyarlı olduğuna inandığım bir kitlede. diğerlerinde ise, gerek politik ve gerekse yansız devam uğraşısındayım; yönlendirici olduklarımda ise yorum karşılıklılığı değil, doğrudan uyarma çabasıyla.. Ancak kişisel bir çabanın tümevarması, genellenmesi olası değildir; artı eksisi ile benden daha iyilerinin objektifinin işletilmesi de zorunludur.
Artık sanat için davranma zamanı geldi, dostlar! Sanat için doğru ortamları bulmanın da yeri ve zamanıdır! Tartışılması gerekeni bulup çıkarmanın da zamanıdır! Arkadaşlıkları, sanat çemberinin dışında tutarak, sürdürebilmenin ortamları birbirinden koparılarak, tümüyle ayrılmalıdır!
düşünenleri, katkı verenleri kutluyorum, selamla.
YORUMLAR
“ Paylaşımlarda Zaman Mazereti ”
Merhaba dostlar,
Bir tartışma ortamına bir geri bildirim yaptığınız zaman, bu ‘zamanı’ nasıl arayıp da bulduğunuzu sorgulayınız lütfen; o ‘zaman’ı, siz mi ayırdınız; yoksa kendi kendisini mi oraya sürükledi bu ‘zaman’?
Bir tartışmaya başlatıcı olup, onu orada öylece bırakmak yerine, paylaşımın devamını getirmek, daha ileriye götürmek çok önemlidir. Sanat adına görüşlerimizin tartışılmasını daha genişçe sağlamak adına, böylesi bir yazıyı, ‘zaman’ sorununu biraz daha deşmek için kaleme aldım elbette. Aslında böylesi konuların, henüz kendi paylaşımlarımıza rast gelmezden önce tartışılması zorunlu olmasına karşın, ancak bir geri bildirimde zor durumlara düşenlerin sorunu olarak izole edilmektedir.
“Şaire geri bildirim”; gerçekten de paylaşım ve gelişim sürecinin şaşmaz bir bileşenidir. Hele bu bildirimin bir yarışmada derece dışında kalması halinde verilmesi elzemdir. Çünkü şair, yazdıklarının hep beğenileceği umudunu taşıyarak yayına, topluma sunar; yarışmaları da buna vesile veya bir çıkış noktası olarak görür.
Kişisel paylaşımlardaki “Zaman sorunu” incelenmeye değerdir; birbirimize ayıracağımız zaman; aslında kendimize ayırdığımızdır. Ancak bu ayrımın farkında olmayan birçok paylaşımcı, kapalı döngüler içinde kalan yapay dostluklar üretirler. Zamanlarını da, buna harcamak zorunda kalırlar.
Aslında zaman, her birimizin ilgilendiği öncelikli faaliyetin gerektirdiği takvim birimi olarak görülmelidir. İlgilenme kararı ise, başkalarının ürünlerinden edindiklerimiz + onlara karşılıksız verebileceklerimiz olmalıdır. Asıl ilginç olansa, insanın fıtratında olan bir ilkeye göre; karşılıklılık, geri bildirim almamız için bir gereçtir. Yani sizden herhangi bir paylaşım çabası görmeyenler; iyiliksever, verici, paylaşımcı niteliğinizi sorgular ve sizin tek zamanlı çalışan bir üreteç olduğunuzu düşünmeye başlar. Bu nedenle ilgilenme kararımızı etkileyen üçüncü bileşense; başkalarını şiirlerimize, geri bildirime zorlayıcı faaliyetlerdir; yani onlarla ilgilenmektir. Çünkü yaşayan şairlerin bir sorunu da, ölmüşlerin geri bildirim yapamamasına karşıt olarak; kişiliklerin iletişim halinde olduğu böylesi ortamlarda, bir sonraki paylaşımlarını yapacakları, trafiği zorlayan çabalara “babacan tavır” koymaktır.
Öte yandan henüz ünlü olmadan paylaştığımız her şey; rastgele okunan çalışmalardan başka bir şey olamaz. Çünkü beklenen şiirler yoktur, beklenen bir sanat düzeyi de; sadece gelişme söz konusudur; beğenildiğinde, artık geri bildirimlerin önü alınamaz; şairin şikayeti değil, onurlandırılması, daha çok yazmazı istenir büyük kitlesi tarafından. Yani şiirlerini bırakıp hiçbir eleştiri yapmadan ayrılanlar; kendi şiirlerini yazacak kadar zamanları olduğunu, diğerlerininse kendi şiirlerini sabırsızlıkla beklediğini düşünüverirler hemen; tüm dünya onları beğenmelidir! Hattâ öylesine ileri gidenlerini görebilirsiniz ki; neredeyse imlâ denetimi yapmaksızın, doğrudan aklına gelenleri sunmaya başlarlar; belki bir tür kibir sarmıştır onları, yahut sanatçılığın zirvesindedirler; yani papağanı konuştursalar; “eline, yüreğine sağlık; çok etkilendim!” yorumunu hak ediverirler. Ancak paylaşanların paylaşıcı nitelikleridir bunları yaratan; yani rastgele şiir sunan bir kişinin, diğer şiirlere yapacağı yorum da “eften püften” olacaktır elbette. çünkü şair, kendisidir; diğerleri ise zamanlarını orada değerlendiren, gücendirilmemesi gereken fânilerdir.
Küçük çapta sanat faaliyetini sürdüren sitelerde, üyeler giderek birbirini dost olarak görmeye, çember kurmaya başlar, çemberin dışında kalan ise, sayfası kırmızı listede olan bir mecnundur. Oysa gerçekte, paylaşımın kalitesini belirleyen şey; yukarıda belirtilen belirli karşılıklılık ilkesi değil; rastgele mütekâbiliyettir. Her site girişinde başka birine yapılacak şiir yorumu, giderek yaygınlaşarak, homojen bir paylaşım sağlar, kişilerin tanımadığı paylaşımcı da kalmaz aynı ortamda. Dahası, paylaşımların kalitesi artar, çünkü zorunluluktan doğan değil, 3-5 paylaşımı sanat ödevi gibi yapar; kırmaması da gerekmediğinden; eleştirisini yalın ve öz yapar.
Selamla.
güzel bir yazı değindiğin noktalar gerçekten düşünülmesi gerek meseleler katılıyorum,malesef bu sitede bunun olması için
ömrün kafi geleceğini sanmam ahbab çavuş ilişkisi var birde,körler ve sağırlar birbirini azetler,saygılar.
orhanti
birşeyleri değiştirmeye gücümüzün yetmeyeceği inancıyla, olduğu kadar icabet ederek yetiniyoruz; böylesi iletişimin, sanata, dahası kendimize de birşey kazandırmayacağını biliyoruz, bunu gözden kaçırmamalıyız hiç. oysa yazılarımızın altına gelecek yorumlar, sadece katılımcıların sayısının arttığını, aynı düşünenlerin artık bir ses verdiğini gösterir. aslında ses vermeseler de, her birimizin dilediği bir davranıştır, gerçek dostun doğru sözü; şiirde daha ileriye gitmek isteriz, ama kimse gidemez böylesi kümelerde; çünkü çemberi korumak onlar için yeterlidir; gerçekten okunduklarını zannederler, oysa kapalı bir döngüde kalıp açılamazlar yeni ufuklara.
ne kadar öz, güçlü bir mesajdı verdiğiniz; sizin, hatanızı ayıklaması gereken, böylece elini taşın altına koyabilen, gelişmenizi önleyen engelleri ortadan kaldıran bir dosta ihtiyacınız varken; çevrenizdeki yapaylıklar, ne kadar fayda sağlayacaktır? karşılıklı yapay /sahte yorumlar yerine, karşılıklı dost uyarılarını şiar edinen dostluklar daha iyi değil midir? karşılıklılık ilkesini gerçek dostlukla icra etmek, hiç etik dışı bir taraf içerir mi? karşılıklı sevgiden utanmadığımız gibi; erdemin kendini klonlaması, ne kadar da doğal!
selamla.