Hayalçerez-Edebiyatperest
’’Binlerce ifadesi olan bir yüzle sanki kalıpmış gibi taşınan tek ifadesi olan bir yüz gördüm.
Çirkinliğinin ardından parlaklığını sezebildiğim bir yüzle ne kadar güzel olduğunu görebilmek için parlaklığını kaldırdığım bir yüz gördüm.
Çizgilerle dolu olup da, hiçbir şey anlatmayan bir yüzle her şeyin kazındığı düzgün bir yüz gördüm.
Yüzleri anlarım, çünkü kendi gözümün dokuduğu kumaşın arasından bakar ve ardındaki gerçekliği görürüm.’’
Halil Cibran’ın bu meselinden sonra kendi içimizdeki hayal yüzlere dönelim....
Günümüzün hızla edebiyatlaşan platformlarında bir hayalciler türedi.
Şüphesiz ki bu hayalciler bilgi ve donanımı toplumun içeriğinde kof kanıtlamalarla yapıyorlar.
Edebiyatçı, edebiyattan uzaklaşma serüvenine birkaç hayalcinin yaşantısıyla katılmaz.
İnsan zekasının kanatlarından biri ilim diğeri sanattır.
Sanatın zerresinden haberi olmayan bu hayalperestlerin yaptıkları işler magazinvari bir edebiyattır.
Ki ülkemizde edebiyatı yeterince kapitalleştirip sofraya sunanların ardından bilgi üstünden insanları hayalperest yapanların ilgi alanları gönül dostluğu değil tamamen ırkçılıktır.
Irkçılık sadece soy üstünlüğü mücadelesi değildir. Din ayrımcılığı yaparak ve hatta cemaat ayrımcılığına kadar gelen bu duruma da ırkçılık denir.
Yoksulluğu...
İşçiliği...
Emeği...
Gözü...
Sonra sesleri, seslerin hallerini, ruh bozgununu...
Tahmince başkaldırıyı
Ezilenlerin mücadelesini
Gözden uzak tutan sadece hayalperestler olur.
Bir hayalperestin yapabileceği en makbul iş edebiyata bulaşmamasıdır.
Bulaşıcıdır...
Öldürücüdür...
Tedavisi imkansız.
Mazlum’un kurduğu hayale kanalizasyon bağlayan hayalcilere dur demek sevaptır!
Yoksa o hayalciler edebiyat erkânında her zaman övgü almaya devam edecekler...
Ve pankartlarda yazılanlar sadece pankartlarda kalır...
Ne sağ yumruk ne de sol yumruk
Öfke mitinglerde kal olur...
Sloganlar, marşlar arşiv arşiv dolanır da
yoldaşlık hayalcilerin kuyusuna düştükten sonra güneş de hayal olur!
Koray Can Demirkılıç
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.