BİZ AYRILAMAYIZ 24. BÖLÜM
Emine hanım çok mutluydu. Gözyaşları ile sarıldı Zeyneb e...
"Nasıl gelir? Biz gitsek görebilir miyiz?" diye uzun uzun konuştular.
Zeynep "En iyisi okul kapanınca babamlar onu getirir; ne dersiniz? Sahi ailem buraya gelebilir mi?"
"Tabi kızım... tabiii. Başımız üzerinde yerleri var.Hem de köyümüzde
çok güzel bahar eğlenceleri oluyor. Gelip görürler."
"Anlaştık; o zamana kadar Yıldızla da konuşur bakarsınız beraber gelirler."
Hepsi mutlu ve sevinç içinde yattılar.
Ertesi gün Ali köylere gitti. Zeyneb e "Sen de gel "dedi; ama o gitmedi.
Günler uzarken; karlar eriyor havalar da ısınmaya başlamıştı.
Zeynep boş zamanlarında kendini derslere vermiş; artık saklamadan çalışıyordu.
Yalnız Emine hanım ve Kamil bey biliyor; kızlar ve Sema nın sa haberi yoktu.
Günler geçtikçe Semanın zehirli dili durmuyor; köyde dedikodu yayılmıştı.
Herkesin konuşmasında Zeynep ve Ali vardı...Ellerinden geldiğince Zeyneb e duyurmamaya çalışıyorlardı.
Ali öfkeden deliye dönmüş; vaktinin çoğunu köylerde geçirmeye gayret ediyordu.
Zeynep se bunu sadece görevi olarak yapıyor sanıyordu.
Elif ve ailesi bu iyi kalpli kıza atılan iftiralara çok üzülüyordu.Fakat cahil köylüye anlatmak öyle zordu ki...
Söylentiler sağlık ocağında da başlamıştı.Kızlar çaresiz" Yok böyle bir şey"diye itiraz etselerde;Ali ile Zeyneb in yakınlığını bildiklerinden susmak zorunda kalıyorlardı.
O gün yine Zeynep derse dalmıştı.Emine Hanım birden çığlık attı " Aman Allah ım!"
Zeynep odasından fırladı "Ne oldu?
"Bak kızım; Erzincan da deprem olmuş.Köylerde can ve mal kaybı var."
Televizyonda bu önemli haberi veriyordu. İnsanlar korku dolu ve yardıma ihtiyaçları vardı.
Zeynep hiç düşünmeden hemen odasına girip üzerine pantolon kazak geçirdi.
"Emine anne ben gidiyorum."
"Hayrola; kızım nereye?"
"Yardıma .... Hakkını helal et ve bana çok dua et neolur."
"Yavrum dur...dur... dur!" demeye kalmadı; Zeynep arabaya binip çoktan yola koyulmuştu bile...
Emine hanım olayın şoku içinde doğru sağlık ocağına gitti.
"Kamil kız gitti" diyor başka bir şey demiyordu.
"Hanım; kim, nereye gitti?"
"Zeynep; Erzincan da deprem olmuş yardıma ihtiyaçları vardır diye fırladı gitti."
Ayşe bir sandalye vererek " Otur; biraz soluklan"dedi.
Emine Hanım etrafına şaşkınlıkla bakınırken; yabancıların olduğunu o zaman fark etti.
"Kusura bakmayın bu halime" diyerek özür diledi.
Kamil Doktor ona " Hanım bu baylar sağlık bakanlığından geliyor ve
Zeyneb hakkında şikayet varmış."
Yaşlı kadın kendinden umulmayan bir ses tonu ile bağırdı.
"Kim şikayet etmiş benim kızımı? hırsla ayağa kalktı.
"Sakin olun; hemen kızmayın."
"Beyler; o buraya Yaradan ın bir lütfu olarak Hızır gibi yetişti.Geldiğinin ikinci günü çığ düşmüştü.Hemen yaralıların yanına koştu.Kimilerinin kırıklarını sardı.Bazılarının da yaralarına dikiş attı. Küçük bir kız çocuğunun kuşpalazı olduğunu anlayarak onu kurtarmak için karda kışta tehlikeye göze alarak hastahaneye yetiştirmişti.Sonra...zor bir doğumu başarı ile yaptırdı.
Herkese yardım etmeğe çalıştı.Okadar zengin olmasına rağmen ;burada bizlerle oturmayı tercih etti.Asla kendini kimseden üstün görmedi.O bu köye insanlık getirdi! İnsanlık! Hangi kendini bilmez ; hangi densiz yaptı bu işi?Bakın şimdi de depremdeki o zavallı insanlara yardıma koştu.Peki böyle masum birini suçlayacağınza: ne duruyorsunuz sizde gitseniz ya! Kamil Bey ne derlersa desinler;artık bu köyde kalıcı değilim.Bu kadar iyilik yapan bir kıza böyle kötülükle cevap veren insanların arasında duramam."
"Yok hanım; bende durucu değilim.Zaten dün emeklilik için dilekçemi verdim."
O anda kapı çalmış gelen Ali idi. köyden dönmüştü.
Ardından muhtar girdi.
Olayı duyan Ali nin tepesi attı. Muhtar da çok sinirlenmişti.Dilinin döndüğünce Zeyneb i savundu..
Şikayetin kimden geldiğini anlamışlardı...
Ali gelen heyete dönüp
"Beyler ismi lazım değil; bizi size kimin şikayet ettiğini biliyorum.Hani kedi ciğeri yiyemeyince mundar dermiş yaa.İşte size bildirilen asılsız haber."
"İyi ama; bu kadar iyilik yapan biri kim?Peki tahsili ne?Sonra doktor olmayan biri nasıl her şeye mudahale edebilir? Sizde bilirsiniz ki bunun cezası çoktur."
"Kim demiş diploması yok diye?Size bu konuda şikayette bulunan kişiden Zeynep Hanımın bilgisi daha üstün.O var ya...o üstelik cerrah son sınf."
Sema nın önünde durdu " Senin benim gibi pratisyen değil; uzman doktor... uzman anladın mı! Tabi sen bilmediğin için onu kendinden küçük görüyordun.Oysa o hiç öyle değil hep mütevazi biri.Çünkü seni tanımış nekadar aciz ve cahil olduğunu bildiği halde bir kez yüzüne vurmadı."Ekmeğini yedin. Seninle aşını paylaştı.Tühhh! Yazıklar olsun.
Köylüyü doldurduğun yetmedi birde sağlık bakanlığına şikayet ettin yazık sana insan müsvettesi.Evet beyler ;saf ve masum bir kıza iftira ettiği için ben de ondan şikayetçiyim."
"Ama siz çok yakındınız; otellerde aynı odalarda kaldınız hem de el ele gezdiniz." "Hala konuşuyorsun; utanmaz seni. Yalnız mıydık ?Hem olsak bile seni ilgilendirmez.Sonra biz onunla bir anlaşma yaptık."
"Belli...belli... göz göze oyunlar oynadınız."
"Evet var mı bir diyeceğin?.Otelde onlarca insanın önünde zeybek te oynadık Kafkas ta oynadık."
Beylerden biri atılarak "Ya; oradaydım. Öyle güzeldi ki... çok beğenmiştik."
"İşte...Zeynep le bendim.Evet... evet bu doktor hanımdan şikayetçiyim.
Muhtarda söze karıştı "Bende şikayetçiyim.Köylüyü birbirine düşürdü.
yarısı Zeynep hanımı tutuyor yarısı ikisinin arasında bir şey var diyor.
Millet bu yüzden birbirine girdi."
İşte size suçlu cezalandırın
Ali "özür dilerim" diyerek telefona sarıldı. Bir iki çalınca açıldı.
"Merhaba Metin nasılsın?"
"Ben iyi değilim Zeynep yok. Hayır burada değildim. Erzincan daki depremi duyar duymaz yardıma gitmiş.Yok yok bende gideceğim. Sen nerdesin? Oraya gelir misin? Tamam arkadaş;buluşuruz inşallah.Haberleşiriz hoşçakal."
Ali telefonu kapattı...
"Oturun beyler size biraz Zeyneb i anlatayım" dedi.
"Oğlumİ sen bunları nerden biliyorsun?Yoksa Zeynep mi anlattı."
"Hayır baba ilk şehire indiğimizde bana iki kere Metin diye hitap etti.
Öyle dalgındı ki ayakları yere basmıyordu. Sanki hayal dünyasında yaşıyor gibiydi.Bende onu bukadar çok mu seviyorsun? diye sordum.Önce itiraz etse de biraz sıkıştırınca ağlayarak itiraf etti. Çok seviyor ama ondan kaçıyor nedenini ise anlatmıyordu.Birgün telefonuna mesaj gelince okumuştum.Size söyledim ya o buradaydı fakat gönlü çok uzaklardaydı.
Çünkü artık hiç mesaj gelmiyordu ve Metinin de okulunu dondurduğunu kendisini aradığını öğrenmişti bu onu daha fazla yıkmıştı Metinin ailesi de perişan olmuş oğullarının okulu bırakmasına sebeb diye onu suçluyorlarmış.
Kimseye belli etmeden gizli gizli ağlıyordu. Onun bu haline çok üzülüyordum. Sonunda karar verdim. En kısa zamanda Metini arayacaktım.
Doğuma gittiği gün telefonunu bırakınca bende o zaman alıp kendi tarafıma geçtim.
Ve Metini aradım. Önce çok şaşırdı Zeyneb in telefonu bende ne arıyordu?
Olayları anlattım epey konuştuk yalnız yerimizi söylemedim.Hergün arayıp Zeynep iyi diye rapor veriyorum.Arkadaşlığımız ilerledi.o ise hala Zeyneb i arıyor."
"Şimdi nerede?"
"Doğuda Erzincan a yakın bir yerdeymiş."
"Peki oğul; Zeynep onu karşısında görünce ne olacak?"
"Allah bilir?"
"Evet ; işte suçlu sandığınız tertemiz Zeynep.Ama aramızda akrep var.Doğrusu bana yanaşmak istedi;kabul etmedim.Zavallı kıza yaptı yapacağını."
Muhtar "Biz onu artık burada istemiyoruz. Başka yere gönderin"
Sema yüzü kıpkırmızı olmuş; iyice utanmış "Özür dilerim,inanın bilmiyordum" Diyerek ayağa kalktı.
Ayşe ve Lale nefretle yüzüne tükürdüler. "Yazıklar olsun sana! Ne biçim insanmışsın. Bir de doktorum diye geçiniyorsun."
Ali "Ben derhal Erzincan a gitmek istiyorum; araba nasıl bulurum bilmem."
Sağlık bakanlığından gelenler:
"Sende gel biz zaten oraya gidiyoruz. Raporu ise sonra düşünürüz. Şimdi yapılacak daha acil işler var."
"Anam, babam bize çok dua edin de Zeyneb in başına bir şey gelmeden bulalım.
Müsaadenizle ben hemen hazırlanayım" diyerek hızla eve gitti.
AYŞE KARAN
DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
Yine bütün güzelliği ile devam ediyor roman. Ayşe ablacığım size imreniyorum. Ben artık dialoglu yazamıyorum. Galiba çok şey eksildi benden. İnanmayacaksıınız ama yazamıyorum artık. Tebrik ederim ablacığım. Öpüyorum sevgiyle...
AYSE 09
yazarsın hele bir tatil ver kendine yine yazarsın sevgilerimlesin bitanem
senden hiç bir şey eksilmez konsartıre ol
seni seviyorum
Kitaplarınıda okumak şansına erişeyim Ayşe,Erzincan depremi yıllarından bir öykü,,tabular,töreler,inaçlar,doktorların kırsal kesimde aletsiz edevatsız çırpınışları,kötü koşullar,dağlık bölgede kötü ulaşım,çığ düşmesi,,süper her şey var tebrikler canmcm......
AYSE 09
evet biraz gerçek yaşamdan kesitler diyelim
sevgilerimlesin her dainm
AYSE 09
saygılarımlasınız
sayfamda sizi görmek güzeldi
AYSE 09
ne zaman yazabilirseniz hergünde olur haftada birde
çok teşekkür ederim sağ olasın
hoş geldin diyorum sevgi saygımla
AYSE 09
güzel çamlıya hadi gel oranın tadını çıkaralım
Yine aynı güzellikte ve aynı akıcılıkta yazmışsın sevgili Ayşe. Bakalım deprem bölgesinde bulabilecekler mi Zeynep'i?
sevgimle.
AYSE 09
nasıl bi macera
sevgilerimle
hey ne zaman geliyorsun
gözüm yola ya
canısı