- 873 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Mazgalda Bir Katre
Mazgaldan yuvarlanan cam bilye sesinin çığlıklarıyla duvarlara vuruyorum. Kirlenmiş ruhlar arındırılırken kokulu sabunlarla, etrafımı hüzün sarıyor kızıl akşamlardan kalma yalnızlıklarda... Gözlerim sabit ve durgun, yüzümde buzdan heykel gülümsemesi, kirpiklerimdeki isyankâr edayla etrafı seyrediyorum. Karanlığın sarıp sarmaladığı dehlizde…
Yağmurların getirdiği hırçın ve delişmen suların arasında, sorumsuz ve uçarı, oradan oraya sürükleniyorum. Yüreğim bedenime sığmıyor. Kalp atışlarımdan hüzzam makamının namelerini duyuyorum. Yorgunluğumun gölgesinde dinlemeye çalışıyorum. Her yanım hüzün, her yanım yalnızlık. Her tarafım dipsiz kuyularla çevrili. Karanlığa doğru kürek çekiyorum, buselerle büyüyüp çoğaldığım sayfalarda…
Bana güneşin parlaklığından öte, bir ışık huzmesi yeter. Gözlerimizden bakan bakışları değil, yüreğimizin kızıllığında raks eden ruhlarımızı görmeye. İçsel bataklığımdan kurtulmak için duygu girdabında çabalarken daha da derinlere batıyorum. Lacivert gecelerde, sonu belli olmayan rüyalarda kan ter içinde uyanıyorum. Arıtılmış ruhlardan arta kalan sabun köpükleri içinde.
Akarsuyun içinde balçıklardan kurtularak denize kavuşmanın özlemini duyuyorum. Bir katrem güneş ışığına ulaşana kadar. Hiçlikte bile olsa yaşadıklarımızın bir zerre içindeki renklerin ahengi gibi hüzün yorgunu gönlüme çörekleniyor. Dudaklarımda biriken özlem ve yaşam biriken tortular arasında tamamlanmayı bekleyen ezgiler gibi kalıyor. Öfkeli ırmakların seslerinde verilmiş sözlerin aksi vururken duvarlara, sen bıçak gibi içimi oyuyorsun.
Bir nefesin yeterdi, yüreğimdeki sabun köpüğünü patlatmaya. Beni nasıl karşılayacağını bilmediğim yeni yaşamın kapısını aralarken…
09.06.201
Saat 01:30
Fatma AVCI