- 602 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİZİM GAZİLER
“Hadi yavrum hadi git ya gazi ol ya şehit” diye göndermektedir evladını askere o şanlı analarımız. Şehitliğin ne yüce bir mertebe olduğunu bilmeyenimiz yoktur. Kur’an da şehitler için;” Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz.” ayeti vardır.(Bakara-154) Peki gazi ne demektir ve gazilik nasıl bir şeydir? Gazi iki ana başlıkta açıklanmaktadır.1- Muharip Gazi 2-Malul Gazi. Bu tanımlar şöyle açıklanmaktadır.
MUHARİP GAZİ: Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından harbe fiilen katılanları, ifade eder.
MALUL GAZİ: Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından; Türkiye Cumhuriyeti Devleti sınırlarını korumak ve güvenliğini sağlamak görevi ile harpte veya Devletin bekasını hedef alan terör örgütlerine karşı yurtiçi ve yurtdışı mücadelede her çeşit düşman veya terörist silahlarının tesiriyle veya harp bölgesindeki harekat ve hizmetler sırasında, bu harekat ve hizmetlerin sebep ve tesiriyle yaralanarak tedavileri sonucunda sakatlığı rapor ile kesinleşenleri ifade eder.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ de bir gazidir. Sakarya Meydan savaşının kazanılmasından sonra Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’ya Millet Meclisi 19 Eylül 1921’de kanunla “Gazi” unvanı vermiştir. Bu unvanın verilmesi üzerine bir bildiri yayınlayarak, unvanı onur ve şerefle taşıyacağını bildirmiş, ”…Zaferden dolayı sizin kahramanlıklarınızla, sizin gösterdiğiniz nihayetsiz fedakârlıklar pahasına kazanılan bu büyük muzafferiyetlerin millet tarafından takdirini gösteren bu rütbe ve unvanı, ancak size mal ederek bütün askerlik hayatımın en büyük iftihar sermayesi olarak taşıyacağım” demiş ve bu unvanı çokta kullanmıştır.
Gazilerimiz bizim canlı kahramanlarımızdır. Onların sayesinde bizler bu vatanda yaşamaktayız. Peki bu kadar değerli olan gazilerimize Millet olarak, Devlet olarak yaklaşımımız nasıl olmalı? Onlar sadece gaziler gününde mi hatırlanmalı? Maalesef ne yazık ki gazilerimize gereken değeri veremiyoruz. Bırakın değer vermeyi, tek değerli eşyaları olan Gazilik şeref madalyalarını da çok görüp çalıyor bazı vatansızlar. Televizyonların birinde beni vatandaşlığımdan utandıran, seyrederken kahrolduğum bir haber izledim. Terör olaylarında çatışma sonrası işitme kaybı olarak gazi olan bir vatandaşımıza devletimiz bir kulaklık cihazı yaptırmış. Yaptığı da sadece o. Elindeki tüm varlığını kaybeden bu gazimiz işsizliğin pençesinde kıvranırken yorgunluktan bir bankın üzerine uzanır ve orada uyuya kalır. Vatansızın biri gelir bu gazinin işitme cihazı olan kulaklıklarını çalar. Haberi izlerken içim sızladı, yüreğim yandı ve beni bir duygu seli kapladı. Gazilerimize yüreğimden gelen şu dizeleri armağan etmek ve bir kez daha gazilerimize sahip çıkılması çağrısı yapmak istedim.
Ne makam ister ne şöhret ne de ün
Nice engel aşar bizim gaziler
Hele bir kez çağrılmaya görsün
Vatan için koşar bizim gaziler.
Tek isteği: “Unutmasın milletim,
Bize sahip çıksın yüce devletim”
Yavrusunu koymamak için yetim
Aksak, topal yaşar bizim gaziler.
Unutamaz obasını, ilini
“Vatan sağ olsun” bırakmaz dilini
Selam ver de hele bir sor halini
Dolup dolup taşar bizim gaziler.
Göz, kulak, el, ayak ve kollarını
Vatana adamıştır yıllarını
Anlatırken savaş anılarını
Ya Allah der coşar bizim gaziler.
Bil ki ana sebebi esaretin
Sonucudur dalaletin, gafletin…
Tarihinden habersiz memleketin
Şu hâline şaşar bizim gaziler.
HALİL MANUŞ
YORUMLAR
Yazınızı ve devamındaki şiirinizi beğenerek okudum.
Duyarlılığınız için sizi tebrik eder,saygılarımı sunarım.
Umulur ki, herkes bu konuya sizin kadar duyarlı olsun.