- 925 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KÜÇÜK BİR ÇOCUĞUM BEN -2
Ayakları sızılı, elleri nasırlı ve gözleri ağıtlı bir ananın kucağında açtım gözlerimi hayata. Uyanan gözlerimi kımıldayan vücudumu taşıdım, hayatın ilk yıllarında toplumun tam ortasına. Ellerim, gönlüm ve umutlarım bir şeyleri ele geçirsin sevdalarıyla…
Sevdalıydım sevinçliydim, muyluydum, ama bilmiyordum ki; yarın mutsuzluk kapılarının zillerini çalmak için gündüzleri yorulacak, geceleri uykusuz kalarak bu mutluluğum kaybolmaya yollanacaktı.
Ben küçük bir çocuğum! Küçücük adımlarımı kaldırım taşlarına basarak, etrafımda bir o yana bir bu yana gidip gelen insanlara, nereye gidiyorsunuz diyerek içimdekileri dışımdakilerle paylaşmak istercesine, durup etrafı denetleyerek, bakışlarımın da bir anlamının olup olmadığını anlamaya çalışıyorum.
Kafamdaki çözümsüz sorular alabildiğine zincir halkaları gibi çoğalarak, beynimi cimalarken, ellerimi benden çok uzakta olan bilmediğim halkalara uzatarak buralardan uzaklaşmak istercesine, rastladığım herkesle bir şeyler konuşarak, sağlam kafamı bu dağınık topluma bırakmayayım diye yürüyorum.
Tüm bu olup bitenleri seyrederken, hayattaki dağınıklıklar gözüme ilişiyor. Dağınıklıkta nedir, diyemem ki, çünkü bu insanların hepsi aynı şeyi yapıyorlar. Yatıyorlar, kalkıyorlar, koşuyorlar; nereye bilmeden yuvarlanıyorlar. Ama yapmak istemedikleri tek şey belki de yapmak zorunda olduklarıdır. Böylesi bir anda küçük bir çocuk olan ben ne yapmalıydım, kimden ne öğrenecektim, bu insanların öğretecekleri nesi vardı ki, ancak şunları söylemede gecikmezlerdi. Aman ha yavrucak, ayaklarını böyle basma, konuşmalarına dikkat etmeyi unutma, büyüdüğünde günah işleme, hırsızlık yapma ”küçüğünü”(!)herkesle gezme, her şeyi okuma, büyüklerini dinlememizdik yapma vs. Bunları duydukça beynimi bir kedi cimalar gibi tedirgin oldum ve Allah’ıma yakarmaya başladım. Aman Allah’ım beni böyle bir toplumdan çıkar ve koru. Benim koruyucum ancak sensin sen. Ben küçük bir yavruyum, kimselerden yardım beklemiyorum, ancak sana sığınıyorum. Öylesine bitkileşmiş bir dünya da gözlerimi hayata açtım ki, bu toplum ancak yapmamaları gerekenleri biliyor, yapması gerekenlerden ise hiç haberleri yok, oysa insan olmak insana yapması gerekenleri öğretmez mi?
Ben küçük bir çocuğum, üzerime gelmeyin avazım çıktığı kadar bağırırım. Ey anneler babalar, ey öğretmenler, kentliler, köylüler, Bürokratlar, gençler ve çocuklar; hoşçakalın diyeceğim sizin anlayışlarınıza ve bu anlayışla tabi olduğunuz dine. Sizlerin hayatını yönlendiren din yapmamanız gerenleri söylüyor. Ben küçük bir çocuğum, büyüklere ve herkese mesaj gönderiyorum. Ben evet dininin temsilcisiyim, bu din bana yapmam gerekenleri söyleyecek, oysa sizin dininiz hayırlar üzerine kurulu bir dindir.
Hayır’ı evetinden fazla dine yazıklar olsun…
10.01.1993
ELAZIĞ
EROL KEKEÇ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.