Kentli olma bilinci ve sorumluluğu...
Çok yorulacağım bir güne başladığımın farkındaydım.
Ofiste çayımı hazırlayıp, çalışma masamda bilgisayarımın karşısında yerimi almıştım. Bir yandan hazırladığım çayımı yudumluyor, bir yandan da kafam gibi dağınık masamda, küçük çalışma kâğıtlarımı arıyordum. Öyle gergindim ki; biri bir şey sorsa, herhalde ters bir yanıt verirdim. Yoğunluktan gerilmiş sinirlerimi bir türlü yatıştıramıyordum.
Birden, kapının ziliyle dalgınlıktan sıyrıldım. Sinirle kalktım masamdan. Kapıyı açtığımda, karşımda görevli olduğunu yaka kartından anladığım, gergin bir bayan duruyordu. “İyi günler.” dileğine “buyrun” karşılığı vermemle, zembereği boşanmış saat gibi başladı; anlatmaya. Uzun çalışmalar sonucu dersini ezberleyebilmiş, ortaöğretim talebesi edasıyla bir çırpıda anlattı anlatmak istediğini. Biraz şaşkınlıktan, birazda gerginlikten olsa gerek, o anlattı ama ben anlayamadım.
Bu sefer tuhaf bir gülümseme yayıldı yüzüme. Anlatmak istediğini tane tane tekrar anlatmasını istedim görevli bayandan.
O da hafif bir tebessümle, Anamur Belediyesi’nin geri dönüşüm projesinden bahsetti. Belediyenin özel bir firmayla, ambalaj atıklarını toplayıp geri kazanma projesiydi bu. Elime birde broşür tutuşturup, başka kentlileri bilgilendirmek için iyi çalışmalar dilekleriyle ayrıldı.
Bayanın anlattıklarının fazlası görsel öğelerle desteklenmiş, özenle hazırlanmış, bilgilendirici bir broşürdü bu elimdeki. Doğrusu onca işimi bırakıp broşürü incelemeye koyuldum. Sevinmiştim heyecanlanmıştım çünkü.
Çok önemli bir çalışmaydı bu.
İlköğretim yıllarımızda, TEMA VAKFI için kendi çabalarımızla atık kâğıt kutuları oluşturur ama bir türlü devamını getiremezdik. Bir şekilde sekteye uğrardı. Bizde heyecanımızı kaybederdik.
Büyüklerimizden yeterince destek bulamadığımızdan; ya da çoğu öğrenci arkadaşlarımıza bu önemli olayı bir türlü anlatamadığımızdandı, doğal olarak çalışmamız yarıda kalırdı.
İşte geri dönüşüm projesini tane tane anlatıldığı broşürü incelerken okul yıllarına gittim. Umarım bu çalışmada yarıda kalmaz diye düşündüm. Yerel yönetimin hazırladığı bu çalışma umarım amacına ulaşır. Elbette ki; tüm bunları zamanla görecektim. Başarılı olmasını, sahiplenilmesini, herkes gibi bende çok istiyordum.
Şimdilerde baktığımda gelinen nokta fena sayılmaz. Rakamsal olarak nelerin olduğunu bilemiyorum ama gördüğüm kadarıyla görevliler bu işi aksatmadan sürdürmekte. Kutular sabahları boş akşamları dolu görebildiğim kadarıyla. Dolan kutular ekipler tarafından toplanıyor, yerine boş kutu bırakılıyor.
Bu çalışmaları hazırlayıp gerekli koordinasyonu sağlamak görevli kişilerin işidir. Belediyenin çalışanlarının… İşlerliğini sürdürmek, sahip çıkmak ise biz kentlilerin işidir. Kutulara gerekli atıkları atmak, atılmayacakları atmamakla bu işe el vermiş olacağız. Bilmeliyiz ki biz ne kadar önem verirsek, bu proje o denli ömürlü olur. Yeri geldiğinde hepimiz Anamur’umuzun güzelliğinden, bir kartpostal görüntüsü gibi özel bir görüntüsünün olduğundan bahsederiz. Haksızda değiliz. Bozulmamış doğası, tertemiz denizi, bereketli toprakları... Anamur’un sahip olduğu değerlerinin bekası için, çevreci projelere ihtiyacı var. Bu projeleri canla başla sahiplenip benimseyecek kıymetli halkına da ihtiyacı var, elbette.
Yöneticiler ne yaparsa yapsın, yapılanlara işlerlik kazandırmaları zordur. Alt yapıyı oluştururlar, teşvik ederler, önemini anlatırlar ama uygulamanın derecesi halka aittir. Halk için yapılanı halk sahiplenmeli, halk uygulamalı.
Buda ancak yaşadığı yeri tanıyan, yaşadığı yeri seven ve yaşadığı yeri kullandıktan sonra devredeceği nesilleri düşünen, bilinçli, sorumlu, kentli kişiliği oturmuş bireylerin varlığı ile mümkündür.
Anamur’un güzide insanlarının bu davranışların fazlasını gösterip, kendilerinin daha sağlıklı ve temiz çevrede yaşaması için hazırlanan projelere sonuna kadar sahip çıkacağından hiç şüphem yok.
Saf doğa için, Anamur için çalışan tüm herkese, sonsuz teşekkürler.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.