- 563 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
FARKINA VARMADAN... ARDAHAN ÖYKÜLERİ 195
Hanım -Hatın idi. Başı önünde sağlık ocağın karşıdan çıktı. Başını kaldırmadı. Kadana Zikri’nin evi geçti. Başını hiç yerden almadı. Başı gözüne kapılmış gider. Gözünü yertaşlara sürüyor. Keskin’lerin fırına geldi. Gövde başla ilerliyor.
Tahsin Doğru’nun dükkan kapısı açık, kaldırımda serinlik içerde devam ediyor. Sabah ışığı giremez kuzeye doğru kapısı içerde, koyuluğa iskemleyi koymuş. Yola bakıyor. Asl-ı esası; istirahat ediyordu..
Tahsin Abinin eli çengesi altında. Kumaş topları terekte istifle yerleşmişti. Ardahan seher serinliğini genzlere gitsin diye soğuk havayı naftaline püfürdü. Soğuk hava kavun kokusuna benzeyen naftalin esintisi burun direklerimizi kırarak ürpertti...
Havanın ılık çiğ damcaları, camekanda dalından görünüyordu; bazı damca, kapıda yere devrilmiş çöpe serilmiş yatıyordu. Hanım-Hatın Kadın yine ahvali ile buradan geçti.
Başını kim kaldırdıysa kadının, Akoş Eminin binayı ufuk çizgisi önünde buldu. Akoş’un Bina yolun ortasında yolun daraldığı noktadan Tahsin Doğrunun dükkana genişleyerek bıçak ucu gibi geliyordu benzetmek gibi olmasında. Dar uçtan alta genişliyordu. Acem kılıcı iki yanı keskinmiş...
Tek kaçış noktalı perspektifte yol; Yine benzetmek gibi olmasın: Okulda görmüşüzdür. Tren yolu perspektifinde raylar önümüzde genişken ufuk noktada erir biter. Haşa burdan haşa bu cemaatten...
Hanım - Hatın Kadın donmuş gibi ağır adımla çıkarak tempolu yürümeye başladı. Mavi rengin soğuk tonuyla parketaşlar yorgana sarınmıştı. Adımlar; birini kaldırıp birini koyanda. Maviliğe ayakları fırç fırç zırvıklıyordu.
Soğuğu çiğ damcalara basanda, çiğnediğini anladı. Çiği çiğneyende, mavi artık mı kalırdı? Onuda çiğniyordu.
Dünyamıza ışık sabahları mavi yoğunlukta gelir. Öğle vakti: Turuncu sarı. Akşam zevaline giderken gün. Kırmızıgil renklere bulanır dünya.
Yazı metinlerde bu şoşartma hoşlanılsa da; bilimsel açıklama: Işığın prizmatik yasaya uygun izahı budur.
Kaz cücüğün yeşil mavisiydi: Mavi. Onu aklımızda tutakta...
Bu hayırsızın kızı: Herşeyin farkında. Çöpü bile bildi. Camekanda çiğ damcaları sayısıyla. Okyay’ların önündeki çukurda mavinin mor mavi olduğuna deh düşmüş.
Hanım -Hatın Kadın. Alay Doğrunun kapıya vurduğu anahtarın kırmızı olduğunu: Ağızüstü döndüğünü...
Yukardan Eski Meydandan inen föterli adamın hağk tüüü mendile tüpürdüğünü. Mendilin çeyiz mendili olduğunu işlemesiyle görmüş.
Sol kaldırımda Saatçi Feridun Amcanın kapıda abdest aldığını...
23 Şubat İlkokuluna sabahçı öğrencilerin bahçe kapısından doluştuğunu. Öğrencilerin siyah önlüklerini, önlükler,mavi renge çevrilmemişti daha... Okulun yanındaki öğretmen lokalinde cam’a TÖS’ün afişi asılmış onu farketmiş.
Garson içeriyi süpürmüş zibili dışarıya kaldırıma süpürüyor. Süpürgenin tozuttuğu tozu bile kaydetmiş.
Hanım- Hatın Kadın elinde kamerayla bu dediklerimizi tesbit etmiş. Yoksa nere bunda o kafa: Kor izan Kollik Beşo’nun kızıdır. Babası gibi kor izandır. Almanyaya gittiler. Orda kamera mamera bişe becerdiler.
Kızın mahirlik sebebi: O Almanyadır.
Sebep olmayaydın Almanya...
yalçıner yılm az
03-06-2011 gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.