- 1743 Okunma
- 14 Yorum
- 0 Beğeni
HERKESİN BİR ÖYKÜSÜ VARDIR
Doğum ve ölüm arasındaki zamanı “üç günlük ömür” diye özetleyiveririz. Oysa takvimden ne çok yaprak düşer. Peki yaşam; akrep ve yelkovanın peşinde, söylendiği kadar kolay mı geçer. Hayır dediğinizi duyar gibiyim.
Anlat bakalım deseler “nereden başlasam” dedirtir. Ya da “ne sen sor, ne böyle söyleyeyim” diye kaçamak cevap verdirtir. Bazen derin derin bakan gözler en uzun cevabı verir. İşte o zaman anlatan da dinleyen de susar.
Kimi kaleminin ucunda, kimi sazının telinde, kimi düşüncelerinde yaşar. Yazabilen şiire, romana, besteleyebilen notaya, kimi de yastığına döker içini.
İnsanoğlu; “dünyaya geliş”, “yaşantısındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler” ve “bomboş kalan sonuç” kompozisyonundan ibaret sanki.
Herkes kendi öyküsünün baş kahramanıdır. Geçmişine dönük karakterleri aramaz çünkü hayat serüvenine ana, baba ve kalabalık bir akraba topluluğundan oluşan hazır kuvvetle çıkar. Basamakları çıkarken farklı karakterler girer hayatına. Oyun, hayat, iş, askerlik arkadaşı gibi.
Kiminin öyküsü bir cami avlusunda başlar, ne yazıktır ki adını bulan koyar. Geçmişi kayıp doğanlar geleceği de kaybetmek istemezler. Ne de olsa oyuna eksik taşlarla başlamak zordur.
Kurgusu; uyanmak, yemek yemek, ihtiyaçlarını gidermek ve uyumak gibi görünse de bu öykü hiç de kolay ilerlemez. Çünkü esen rüzgârın yönüne göre aktığımız bir nehir vardır.
Hayat; hep güllük gülistanlık geçmese de, gülü görüp, koklayabildiğimize şükredebilmeliyiz. Sevinçler, hüzünler, üzüntüler yediğimiz pastanın birbirinden ayrılmayan katları gibidir. Aradakileri sevsek de sevmesek de yutmak zorunda kalabiliriz.
Acısıyla, tatlısıyla, ekşisiyle bu dünya hepimizin, öykülerimiz de an be an bizim. Arkamızda güzel anılar ve bizi hatırlayan dostlar bırakmak dileğiyle.
Aysel AKSÜMER
YORUMLAR
Acısıyla, tatlısıyla, ekşisiyle bu dünya hepimizin, öykülerimiz de an be an bizim. Arkamızda güzel anılar ve bizi hatırlayan dostlar bırakmak dileğiyle.
güzel bir çalışma çok tatlı bir anlatım ve güzel bir kompozisyon aynı zamanda yazınızın sonuda mükemmel bir şekilde bağlanmış teşekkürlerimi sunarım...vakit buldukça diğer eserlerinizide okumaya çalışacağım...selam ve saygılarımla..
geç kalmışım galiba canım yine hayatımızın değerini anlatan güzel bir yazı ssundun bizlere temenni ve dualarınla her zamanki gibi harikasın can sevgilerimle...
Aysel AKSÜMER
Öncelikle amin diyorum son kısımdaki dileğine...
Ne güzel anlatmışsın hayat denen öyküyü. Ama asıl finali kıyamette bu öykünün.
Annemin sürekli söylediği bir söz vardır. Yerli yersiz dalar uzaklara ve "Hayat seni yaşayamadım.." der. İçime yer etmiştir bu söz. Annemden bana miras kalmaması için elimden geleni yapıyorum o yüzden.
Hayat yaşanmalı değil mi? Olabildiğince temiz ve doğru...
Öykümüz güzel bitmeli bizim.
Kutluyorum seni. Her zamanki gibi dosdoğru cümleler. hem anlamca, hem teknik olarak.
Sevgiler.
Aysel AKSÜMER
Hepimiz kendi öykümüzün baş kahramanıyız.
Tebrikler sevgili Aysel çok güzel bir yazıydı.
Aysel AKSÜMER
Aslında bizi tarif eden hikayemiz değil mi?
Anılarımız olmasa biz kim oluruz?
Anıları olmayan insan kendini nasıl izah eder?
Zevkleri,merakları,sevdikleri ve nefretiyle her şey yaşarken çiziliyor kader perdemize.
Hayatın en güzel günleri anılara kazınan hatırlanan günlerdir.
Bazen bir kaç gün çncesini anımsamayız.
Fakat yıllar öncesinden bir günü en ince ayrıntılarına kadar dökeriz hikayelere.
Hayatı iz bırakarak yaşamak lazım ki unutulmasın ve uzun olsun.
Dedem yüz yaşına varmıştı "Heyhaat...Geldi geçti ömür üç günde" derdi.
Kızıyordum öyle söyledimi.
Fakat her şey sonuna doğru kısalır.
Değerli yazar kardeşimi içimizdeki derinlerde kaybolmaya yüz tutan hissiyata dokunduğu için teşekkür ediyorum.
Selam ve saygılarımı sunuyorum.
Aysel AKSÜMER
hikayesi olmayan bir insana asla rastlayamazsın....işte böyle başlar tüm öyküler.....bir varmış.....bir yokmuş.....çok hoştu....usta saygılar
Aysel AKSÜMER
bir günlük ömrü olan bir kelebeğin dahi bir hikayesi vardır.
kutluyorum sevgili Aysel hanım
dua selam ile.......
Aysel AKSÜMER
evet herkesin bir hikayesi var / hikayesiz insanlar hikayesiz nesnelerde yaşarlar..
sevgiler
Aysel AKSÜMER
“Herkes kendi öyküsünün başkahramanıdır.”
Acaba öylemi!
Öyle insanlar vardır ki; bırakın kendi öykülerini, başkalarının öykülerinin bile başkahramanıdır.
Parası, vardır, güzelliği vardır. Kiminin yakışıklılığı kiminin şöhreti, kimisinin de karizması, cazibesi.
Öyle insanlar vardır ki kendi öykülerinde bile figürandır.
Kimi şeytandır kimisi saf. Bir şekilde rolünü oynar veya oynayamaz. Başrol veya figüran. En önemlisi doğru insan olmak. Dediğiniz gibi “Arkamızda güzel anılar ve bizi hatırlayan dostlar bırakmak dileğiyle”
Veya Baki’nin dediği gibi; “Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş”
Selamlar, saygılar
Aysel AKSÜMER
Hayat bu inişi kadar yokuşu,yanlışı kadar doğrusu var.Beşikten mezara değin öğrenmek için çabalar dururuz.
Sevgiyle tebrikle..
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER
Aysel'ciğim günlerdir siteye girememiştim.Aynur kardeşimin yazısına yorum yazıp anasayfaya döndüm, sizin yazınız eklenmiş, hemen okuyayım dedim.
Haklısınız, hatırlayabildiğimiz yıllardan başlayan çocukluğumuz, sonra gelişen hayat evreleri.Son derece hızla, adeta avuçlarımızdan kayıp giden bir ömür...
Yıllar öyle çabuk geçiyor ki!Ne zaman büyüdük anne olduk, ben kendim adına konuşuyorum babanne oldum.
Benim çocuklarım ne zaman bu kadar büyüdü.
Rabbim sağlık versin, son hızla yaşıyoruz hayatı.
Her can farklı bir hayat, farklı kimlikler sunar önümüze.
Kimileri bizler kadar şanslı değil elbet, anadan babadan yoksun, çırpınırlar hayata tutunmaya.
Yazın beni düşüncelere saldı arkadaşım.
Paylaşım için teşekkürler, sevgiler canım.
(Gizemli cüzdanın sonunu merak ediyorum.Lütfen Mehmet Ali beye hatırlatır mısınız?)
Aysel AKSÜMER
handan akbaş
Aysel AKSÜMER
Hayat kurgusuna gerçeğinin düşsel yamalarını eken bir garip sancı değil mi güzel insan...
Tebrikler...