- 1139 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İdeal Dostluk
İDEAL DOSTLUK
Sevgili Dostum,
Bana ideal bir dostluktan ne anladığımı sık sık sorarlar. Bende zaman zaman mektuplarımda sana yazmaktayım ideal dostluktan ne anladığımı ama gene de anlamayanlara bu mektubumda maddeler halinde kısaca ideal bir dostluktan ne anladığımı yazmadan edemedim.
Sevgili dostum,
İdeal dostluktan anladıklarım , genelde “ hatasız kul olmaz” desek de, insanı büyük hatalar ile bunaltmayacak bir arkadaşlık ve dostluktur.Burada anlatacaklarımı dört gözle okuyan ve uygulayabildiklerini uygulayan insanlar sanırım kurdukları dostluklardan memnun kalırlar ve hiç olmazsa dostluklardan başı ağrımaz.
Sevgili dost,
İdeal dostlar zor gün dostlarıdır. İnsan zor günlerinde dostlarını yanında görmek ister. Yani burada zor gün dostluğu maddi anlamda değil, manevi anlamda. Ben çok zaman görmekteyim ki, ailemde bir cenaze olduğu zaman , düğün olduğu zaman , zor günlerde yanımızda olmayıp da sonradan bize “ biz onu seviyoruz” diye haber yollayanların , yanımıza gelip söylemeyip de (belki söylemedi de bana , ona sempati duymam için söyledi gibi getirirler) diyenlerin kara gün dostluğuna nasıl inanayım. Beni cenazemde teselli eden, düğünümde yanımda bulunan ve zor günlerde dikkat et maddi açıdan demiyorum manevi açıdan bana yardım eden , ara sıra arayıp soran, ziyaret eden insan benim gerçek dostum olmayı hak ediyor demektir. Tıpkı senin yaptığın gibi…
Sevgili dostum,
“Doğruluk emanet, yalancılık hiyanettir” diyenler ne kadar güzel söylemişler. Doğru arkadaşımız her şeyden önce doğru söyler, bize karşı doğru davranışlarda bulunur ve şakada da ölçüyü kaçırmadan, onun bunun yanında yalancıktan bizi destekliyormuş gibi görünmeyen hakiki manada bunu yaşayan insandır. Doğruluk dediğim zaman Yunus Emre’nin şeyhinin dergahına senelerce hiç eğri odun getirmediği gibi arkadaşına dostuna da hiç eğri söz söyleyemeyen ve eğri davranmayan insanları anlarım. Özü ve sözü bir olmayan zamana ve mekana göre sözünü ve davranışlarını eğip büken insanlar asla güzel dost olamaz. Bana senin gibi doğru konuşan, doğru yaşayan ve doğru davranan insanlar dostlar lazım sevgili kardeşim.
Sevgili dostum,
Öyle insanlar tanımaktayım ki, sırf laf olsun diye söz söylemekteler ve bu sözü de başka sözleri olmadığından hep tekrarlarlar. Kendi terbiyelerine bakmadan bize terbiye vermeye , kendi beğenmişliklerine bakmadan bizleri “ kendini beğenmişlikle” suçlayan , çocuklarına bir selam vermeyi öğretememiş ama milliyetçiliği de kimseye bırakmayan , yani sözde milliyetçiler bizim dostumuz olamaz. Bize özü ve sözü bir milli duyguları yüksek dostlar lazım ki, başkalarını suçlamayan ve kendi davranışlarına da bakan insanlar olsunlar Milli duygularımızı sadece< sözlere hapsetmeden davranışlarımıza yansıtarak ilmek ilmek benliğimize yansıtan oradan da davranışlarına akıtan insanlar olarak dostlukları pekiştirmeliyiz aynen sen ve benim dostluğum gibi…
Sevgili dostum,
Öyle dost geçinenlere rastlamaktayım ki, ona bir şey söylersin hemen başkasına yapıştırmaktan ya da söylediğin sözleri benliklerine yer ederek zamanı gelince de” o söylediğini ona söylerim haa” diye tehditte bulunan insan da benim dostum olabilir mi. İnsanları şakacıktan da olsa söylediği sözler ile tehdit eden, sır saklamayan insanın dostlukları bize ne kadar güven verebilir sizce?
Demek ki dostluklarda sır saklamak , dostumuzun sırrını kimseye söylememek , sözü söylemesini de saklamasını da bilen insan olmak bir iktisatçı gibi malını zamanı gelince saklayan, zamanı gelince pazara süren insan gibi sözü de saklamasını ve söylemesini bileceğiz ki dostluklarımızda o ticaret gibi kazançlı olsun. Bu güzel kazançtan hem biz hem insanlık kazansın.Söz taşımak ve sır saklamamak da biliyorsun ki münafıklık alameti olan bir davranıştır.Bu yüzden ben sır saklayan ve iyi olduğu zaman da arası açıldığı zamanda hep saklayan dostluklar isterim. Bu dostluklar zaten her zaman yaşayan dostluklar olur.
Canım dostum,
Öyle insanlara rastlamaktayım ki, arası iyi olduğu zaman dostuna laf kondurmaz, ama arası açıldığı zaman içindeki kin ile beraber sırları ve tüm gizli şeyleri ortaya döker. Bunu senelerce evli kalıpta boşanınca yapan, aynı çatı altında siyaset yapan ama ayrılınca kirli çamaşırları ortaya döken siyasilerde de görmekteyiz ki, bu insanlığa bile sığmaz ki dostluğa sığsın. Bunu şu tek atasözü ile pekiştireyim” Gülme komşuna gelir bir gün seninde başına” bu yüzden sır saklayanın sırlarını da Allah saklar mutlaka senin sakladığın gibi. Gerçek dostum.
Sevgili dostum,
Dostluk sadece iki kişi arasında kalmamalı. İnsan güvendiği ve sevdiği dostlarını da diğer güvendiği ve sevdiği iyi arkadaş olacaklarına inandıkları dostları ile de tanıştırarak kaynaştırmasının da yollarını bulmalı . İhmal etmeden hemen tanıştırmalı ki insanların dostlukları gelişsin ve dostluklarının zayıf yönlerini birbirlerine anlatarak zayıf yönlerini güçlü yönleri ile dengeleyerek dostluklarını sağlamlaştırsınlar.
Sevgili Dostum,
Dostlukta bence hediyeleşmenin önemli yeri vardır. Gelişimi önemseyen dost mutlaka dostunun da , onun ailesinin de gelişmesini ister ve bunun için çok çaba harcar. Bence gelişmenin en önemli yönü de Allah’ın ilk emri olan” oku” dur. Gerçek manada dostta bence en başta kitaptır. Güzel Türkçe ile yazılmış, anlaşılacak şekilde, gerçekten bilgi veren kitap gerçek dosttur ve senin gibi gerçek dostlara da en büyük hediye bence güzel bir kitap ve ya dergidir. Bende sevdiğim dostlarıma zaten hep kitap armağan ederek onlara ne kadar samimi dost olduğumu göstermekteyim. Sende gerçek manada güzel dost olarak bana kitap armağan etmektesin ki dostluk işte böyle sağlam temellere oturmakta ve hep beraber gelişmekteyiz. Kitabı sevmeyen, kitabı dost edinmeyen , okumayı benimsememiş insan bunu nasıl anlar? Anlayamaz değil mi dostum? Sen anla yeter anlıyorsun da zaten.
Sevgili dostum,
Biz dost olarak dostluğumuza maddiyat katmayız. Biliyorsun ki ben de sende maddi şeyleri çok konuşmayız. Bizlerin konuşmaları her zaman gelişmek , ilerlemek, iyiye ve güzele gitmek üzerine ve sevgi üzerine. Maddi şeyler çok mecbur kalmadıkça aramızda konuşulmayan şeyler ve konuşulmasını da zaten sen ve ben istemeyiz. Gerçek dostlarda “hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diyeni severek ilim ve kültür yolunda konuşmalara ve sohbetlere dalmaktayız. Bu da dostluğumuzu pekiştiren unsurlardan oluyor.
Sevgili dostum,
Dostluk konusunda daha önce sana çok şey yazdım, çok şey anlattım. Anlayan okudu ve faydalandı. Anlamayana biz bir şey diyemeyiz ki zaten. Bundan sonra da sana anlatmaya dostluğumuzun gelişmesi ve başkalarına örnek olmasının yanında çocuklarımıza ve okuyan herkese faydalı olacak şekilde anlatmaya devam edeceğim. Elimizde kalem , gönlümüzde sevgi, beynimizde bilgi oldukça dostluğun güzelleşmesi için yazmaktan geri durmak insanlığa ihanet olmaz mı sence . Bu yüzden bizler olumlu düşünerek dostlarımızı da güzel düşünen, güzel gören ve hayatından da lezzet alan insanlardan seçersek hayatımız daha güzelliklere de gidecek mutlaka
Can dost,
İdeallikler bence , ideal dostluklar bence herkese gösterilmeli ve hissettirmeli. Dostunu seven ve o nu kollayan ve dostluğunun gelişmesi için çabalayan insanın çabası hemen anlaşılamasa da zaman gelecek insanlar anlayacaktır. Çünkü bizler dostluğun ve değerli insanların kıymetinin çok ama çok geç anlaşıldığı bir toplumda yaşamaktayız ve anlaşılmak için zamanı gelmesini beklemekten de başka çaremiz yok.Ne demiş atalarımız “ sabreden derviş muradına ermiş” bende derim ki “sabreden dostlar zaman gelir örnek alınır ve muradına ererler”
TURAN YALÇIN-TOKAT
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.