- 697 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Saat 23 gibi.
Bu ne aksilik yahu...
Gündüzden ayağı kırılan divanımı güzelce onarmış,yatağımda da keyifle kitap okuyordum.Saatin 23’ü geçtiği sırada,divanım yine sallanmaya başladı.Bu ne aksilik yahu diye söyleniyordum.Bütün gün uğraşıp,onardığım bacak yine mi kırılmıştı acaba diye düşünürken,birden gözüme tavanda sallanan elekrik lambası takıldı.O da sağa,sola gidip,geliyordu.Köyde elektrik yoktu ama motorla çalışan bir "düzenek" gece 12’ye kadar elektrik sağlıyordu.
"Bu nedir acaba" diye düşünmeye başlamıştım ki,köylüler hemen köyün meydanında toplanıp,"Deprem oldu!Deprem oldu!Bir yer mutlaka yıkılmıştır."diye söyleniyorlardı.
Ben ilk kez böyle bir olayı yaşıyordum ve 20’li yaşlarda Bergama’nın bir köyünde ilkokul öğretmeni idim.
Ürkerek de olsa yattık.
Uyuyup,uyuyamadığım aklımda kalmadı ama sabahleyin ilk işim erkenden küçük el radyomu açmak olmuştu:Gediz yıkılmıştı...Yüzlerce ölü,bir o kadar yaralı ve saati de 23.05’ti.
Yılı da 1970 ve mart ayıydı.
..................................
Aradan 41 yıl geçmiş.
Dün gece saat 23.15’te de oturduğum yer sallanmaya başladı.Teknoloji o kadar hızlı gelişmişti ki birkaç saniye/dakika sonra depremin yerini,derecesini öğreniverdik.
Masal gibi ama "sarsıntılar" ve "yıkımlar" gerçekti.
....................................
Bu arada Simav çalıştığım eski bir bölgedir.Temiz,güzel ve sıcak.Eynal kaplıcaları ise şifa kaynağı.Dileğim zararın/hasarın az olmasıdır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.