- 821 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
UÇURUMUN KIYISINDAN DÖNMEK
Duramıyordu, düşünüyordu. Kapıyı tıklatıp tıklatmamakta kararsız kalmıştı. O, düşünedursun, aniden kapı açıldı. Fakat karşısında, sanki arkadaşı değil, başka biri vardı. Ve arkadaşından duyduğu; dost olmaya değmezmişsin, sözü, kalbini bir ok gibi delip geçmişti. Farkında olmadan, arkadaşının kalbine attığı ok, gelip kendi kalbine saplanmıştı, farkında değildi, arkadaşını üzdüğünün. Arkadaşının bu sözünden meseleyi anlamıştı. Çok geçmeden kapı yüzüne kapanmıştı, fazla duramadı, hemen uzaklaştı. Arkadaşının bu davranışından dolayı çok üzülmüştü.
İç dünyası, bir anda alevlenen yangın yerine dönmüştü. İçinden sadece ağlamak geliyordu. Ne zamandan beri onunla konuşmak istiyordu. Fakat karşı taraftan gelen, olumsuz tepki üzerine konuşmaktan vazgeçmişti, zamana bırakacaktı.
Yatma vakti geldi, nasıl yatsın, yüreğindeki sıkıntıyla. Sürekli yaşanan tatsız olayı düşünüyordu. İçindeki sıkıntı, bir kerpeten gibi yüreğini sıkıyor, ruhunu daraltıyordu. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi, sürekli kendini suçluyordu. Bu düşünceler içinde, gece geç saatlere kadar uyuyamadı. Arkadaşına mesaj attı.
Sabah olmuş, uyanmıştı, fakat oldukça huzursuzdu ve ağlıyordu. Hemen telefonuna baktı. Sonunda arkadaşı, mesajına cevap vermişti. Arkadaşı, kendisiyle Nene Hatun Parkı’nda buluşmak istiyordu, konuşmak için. Fakat o, konuşmak için kendini hazır hissetmiyordu. Arkadaşına; ben konuşmak için kendimi hazır hissetmiyorum, sonra konuşalım, diye mesaj atacak oldu, fakat vazgeçti. Bir taraftan da, arkadaşının, kendisiyle konuşmak istediğine seviniyordu.
Buluşma yerine doğru, hızlı adımlarla ilerliyordu, dalgın bir şekilde. Caddeden geçerken, bir anda korna sesiyle irkildi ve hızlı adımlarla karşı tarafa geçti. Allah’tan, son anda, arabanın altında kalmaktan kurtuldu.
Derin düşüncelerden sıyrıldığında, kendini, Nene Hatun Parkı’nda buldu, fakat, arkadaşı henüz gelmemişti. Rahatlamak için, derin nefes alıp veriyordu. Gergindi, tedirgindi. Konuşmanın nasıl geçeceğini çok merak ediyordu, farkında olmadan, arkadaşını kırdığı için, kendine karşı çok kızgındı.
Ve arkadaşı geldi, sessiz bir şekilde yanına oturdu. Göz göze gelmemeye çalıştılar. Bir müddet sessiz kaldılar, kuş cıvıltıları arasında. İlk önce, konuşmaya arkadaşı başladı, yüzüne hiç bakmaksızın. Kendisine sıcak hitaplarda bulunan arkadaşının, soğuk hitaplarda bulunması, onun üstünde soğuk duş etkisi yapmış ve buna çok üzülmüştü. Kendi kendine söyleniyordu ve sessizce dudaklarından; kendimi öldüreceğim, kendimi öldüreceğim, sözleri dökülüyordu.
Konuşmanın ilerleyen dakikalarında, meseleyi kendi açtı ve işin aslını anlattı. Ortada bir yanlış anlaşılma vardı. Yanlış anlaşılmanın olduğu, ortaya çıkınca, aradaki buzlar çözülüyordu. Ve nihayet mesele halledilmişti. Her ikisi de bu meseleyi halletmenin huzuru içindeydiler. Fakat o, hâlâ, arkadaşıyla göz göze gelmekten korkuyordu. Çünkü kendini buna hazır hissetmiyordu. Arkadaşı hiç beklemediği şey söyledi; gözlerime bak. O bir anda heyecanlandı. Sonunda göz göze gelmişlerdi. Gözyaşları içinde kucaklaştılar. Her ikisi de, birbirlerini yeniden kazanmanın verdiği mutlulukla, sevinç gözyaşı döküyorlardı.
Kendisi bir ara; ben arkadaşım için öldüm, bundan sonra onun için yokum artık, diye düşünmüştü. Oradan mutlu ve huzurlu bir şekilde ayrıldılar.
Evet, o, canından çok sevdiği arkadaşını kaybetmekten kıl payı kurtulmuştu ve bunu, uçurumun kıyısından dönüş olarak nitelendiriyordu. Arkadaşını ne kadar çok sevdiğini anladı, onu kaybetmeye dayanamazdı, bunu fark etti. Bu, ona iyi bir ders olmuştu, çünkü bilinçsiz bir şekilde davranmanın nelere mâl olabileceğini anladı. Attığı adımlara dikkat edecekti. Arkadaşına ise daha sıkı sarılacaktı. Çünkü, onunla yaptığı konuşmalar, kendisi için manevi yönden faydalı oluyordu. Arkadaşı bilgiliydi, tecrübeliydi. Arkadaşının, kendisi için, ne kadar değerli olduğunu anlamıştı, çünkü arkadaşı, onun için, çok değerli bir hazineydi.
BİRBİRİMİZİN DEĞERİNİ BİLMEK NİYETİYLE…
NOT: YAŞANMIŞ BİR OLAYI HİKAYELEŞTİREREK YAZDIM…
SÜNDÜS KOÇ – KONYA
31.03.2011 – PERŞ.
.
YORUMLAR
Öyküler,her zaman dikkatimi çekmiştir.Yorgun olsam dahi okurum.İçeriği gayle almam,önemli olan nasıl yazıldığı,ona bakarım.
Bazı parağraflarda aynı kelimeyi,çok tekrar etmişsiniz.Bence gereksiz.Bazı ifadeler çok uzun geldi bana.Belki de sizin tarzınız öyle...
İlerde daha güzel öyküler yazacağınıza inanıyorum.
Başarılar. Selamlar.