Özgüven
Kimi insan toplum önünde konuşmaktan çekinir. Kimi öğrencinin tahtaya çıkma fobisi vardır. Kimi de bildiği sorulara dahi cevap vermekten çekinir. Ne kadar iyi bilse de, hatta konuya tam anlamıyla hakim olsa da konuşmaya başladığında; dili damağına, eli ayağına dolaşır. Toplum içinde utangaç olarak tabir ettiğimiz bu kişilerde temel olarak özgüven eksikliği görülmektedir. Aslında şöyle bir düşündüğümüzde ya biz onlardan biri olmuşuzdur ya da en az bir kişiyi tanımışızdır bu şekilde. Peki nedir bu özgüven?
Özgüven en basit tanımıyla kendine güvendir. İnsanların kendine güvenebilmesi için temel olarak birtakım ihtiyaçlarının karşılanması, çevre tarafından desteklenmesi gerekmektedir. Çekingen veya utangaç davranan insanların en temel ihtiyacı problem çözebilme yetisine sahip olduğunu görmektir. Ayrıca olumlu düşünme becerisinin de gelişmesi gerekmektedir. Çevresindeki insanlar ise onlara destek olarak hata yapmanın son derece doğal ve normal olduğunu hissettirmelidirler. Aldıkları kararlarda ve girişimlerinde destek olmalıdırlar.
Özgüven kişinin kendisine inanması ve başlayacağı işin üstesinden gelebileceğini düşünerek cesur davranabilmesidir. Bir işi başarabilmek için kişinin öncelikle kendisine güveni olması ve ben bu işin üstesinden gelebilirim diyebilmesi gerekir. Özgüveni tam olan insan kendisiyle barışıktır. Dışarıdan gelecek tepkilere hazırlıklı ve cesurdur, zorluklar karşısında hemen pes etmez.
Kendine güven olgusu öncelikle ailede kazanılır. Aile çocuğuna olan güvenini gösterirse çocukta kendisine güvenir. Çocuğun yapabileceklerinin farkına varabilmesi, kendisini tanıyabilmesi için aşırı koruyucu olmamak ve çocuğu sürekli himaye altında tutmamak gerekir. Genellikle anneler çocuğum incinmesin, kırılmasın düşüncesiyle çocuğun her istediğini yapar ve aşırı korumacı bir tavır takınır. Çocuğuna fazla ilgi gösteren anneler dozu aşınca çocukta kendine karşı bir güvensizlik meydana gelmektedir. İlerleyen zamanlarda, kendisine güvenmediği için sorumluluk almaktan korkar ve yapması gereken işlerden kaçarlar. Çocuğa sorumluluk bilinci kazandırabilmek için küçük yaşta belli görevler verilmeli, kimsenin dört dörtlük olmadığını ve kusurlarımızla var olduğumuzu anlatmak gerekir.
Özgüven sahibi olmak iyidir lakin aşırı özgüveninde meydana getirebileceği olumsuzluklar mevcuttur. Fazla özgüven sahibi insanlar sınırlarını çizmekte zorlanır, gereğinden fazla işi yapabileceğini düşünerek kendisini zorlar ve çoğu zaman olumsuz sonuç alır. Örneğin iş hayatında yapabileceğinden çok işi yüklenip yetiştiremeyen, hırsına kapılıp başarısız olan insanları görmüşüzdür. Bu sorun kişinin kendi sınırlarını bilmemesinden kaynaklanır. Kendine çok fazla güvenen insanlar genellikle başkalarının doğrularını kabul etmek istemez, kendisinin de hata yapabileceğini göz ardı ederler. Kendi sınırlarını belirleyemeyen insanlar yersiz ve ulaşılması güç hayaller peşinde giderken hayal kırıklıklarını da ceplerinde taşırlar.
Yeterli özgüvene sahip olabilmek için insanlar kişisel özelliklerini, yeteneklerini, kısacası kapasitelerini bilmeli ve ölçülü davranmalıdırlar.Kişi kendisini yeterli olarak ve nesnel bir şekilde değerlendirdiğinde özgüven kazanmış demektir.
Herkes hatasız kul olmayacağı bilinciyle, kendisini hatalarıyla sevebilmelidir. Eksikliğiye kabul edebilmelidir."
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.