- 1420 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İnsanların Çoğalması ve Helak Olan Kavimler
İnsan Neslinin Çoğalması ve Helak Olan Kavimler
Yüce Allah (c.c) kıyamete kadar yaratacağı insanların önce ruhlarını yarattı. Hz. Âdem zahiri anlamda yaratılan ilk insandır; ancak batini anlamda ruhu peygam-ber olarak ilk yaratılan, insanların en şereflisi Hz. Muhammet (s.a.v) efendimizdir. Bu anlamda tüm peygamberler, Hz. Muhammed’in (s.a.v) ümmetidirler.
Yüce Allah (c.c) insanlığın atası olarak bir avuç balçıktan yarattığı Âdem’in sol eğe kemiğinden Havva Anamızı yaratıp, Âdem’e eş kıldı. Âdem’i yaratan Yüce Rab (c.c) meleklerini huzurunda topladı ve Âdem’e secde etmelerini emretti; ancak meleklerden bir kısmı gece-gündüz ibadet ettiklerini, Allah’ın emrinden hiç sapmadıklarını ileri sürüp, Âdem’e secde etmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine Yüce Rab (c.c) isyan eden meleklere “İblis” dedi. Yüce Allah (c.c) ne-fissiz yarattığı meleklere. nefisle yarattığı Âdem’i üstün kıldı. İblisler, kıyamete kadar Âdem’i ve onun soyundan gelenleri yoldan çıkarmak için uğraşacaklarına yemin ettiler.
Yüce Allah (c.c) üstün varlık (Eşref-i Mahlûkat) olarak yarattığı Âdem’i ve sol eğe kemiğinden yarattığı Havva Anamızı cennetinde çeşitli nimetleriyle şereflendirdi. Ve İblis, meyve bahçelerinde dolaşan Âdem ile Havva’ya yaklaşıp; elma ağacındaki elmaları gösterip yemelerini istedi. Âdem ile Havva, yasaklı el-maları yemek istemediler; ancak İblis ilmini kullanıp, Âdem ile Havva’nın nefislerine üfleyerek elmaların daha da güzel görünmelerini sağladı. Elma yeme istekleri artınca; Âdem ile Havva o yasaklı elmalardan yediler. Böylece; Al-lah’ın (c.c) emirlerini çiğnemiş oldular ve İblis ile birlikte cennetten kovuldular. Onlar artık bir daha cennete dönmemek üzere yeryüzüne gönderildiler.
Yüce Allah (c.c) her şeyi bir sebebe dayandırmıştır. İnsan neslinin çoğalabilmesi için “Üstün İnsan”; yani “Takva Sahibi” Âdem ile Havva’yı yeryüzüne göndererek çoğalmalarını murat etmiştir. İnsan neslinin çoğalması ile ilgili olarak Yüce Kitabımız Kuran şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve aynı nefisten eşini yaratan ve bu ikisinden pek çok erkek ve kadın meydana getiren Rabbinize hürmetsizlikten sakının…” (Nisa Suresi; 5/1)
Hz. Âdem’in Habil ve Kabil isminde iki oğlu oldu. Habil’in ikizi olan kız çirkin, Kabil’in ikizi kız ise güzeldi. İnsan neslinin devam etmesi için Hz. Âdem, Ha-bil’in, Kabil ile birlikte doğan kız ile Kabil’in de Habil’in ikizi kız ile evlenmesini istedi. Ancak Kabil buna karşı çıktı. Kendisiyle doğan güzel kız ile kendisi evlenmek istedi. Babaları buna müsaade etmedi ve bu karmaşık meseleyi Yüce Yaratıcısı’na havale etti. Yüce Allah’tan gelen bir emir üzerine her ikisinin de Allah için birer kurban kesmelerini emretti. Kurbanlardan hangisi kabul edilirse Kabil’in bacısının ona ait olacağını bildirdi. Kurbanlar kesildi; gökten gelen bir ateş Habil’in kurbana isabet etti; ancak Kabil’in kurbanı kesildiği yerde kaldı. Bu ilahi müdahale sonucunda Habil kızı almaya hak kazanmış oldu. Bu ilahi emre karşı çıkan Kabil iyice çileden çıktı. Bu konu Kur’an’da şu şekilde anlatı-lır: “Onlara Âdem’in iki oğluna dair haberi hak ile oku. Onlar birer kurban takdim ettiklerinde, birisinin kurbanı kabul olunmuş, diğerin kabul olunmamıştı. Kurbanı kabul olunmayan diğerine: "Ben seni öldüreceğim" dedi. O da; "Allah ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder" diye cevap verdi. İblis, Kabil’in nefsine üfleyerek kalbine çeşitli vesveseler saldı ve kardeşi Habil’i öldürttü.
Akıllara hemen şu soru gelmektedir: İnsan nesli kardeşler arası evlilik yoluyla mı çoğaldı? İlk bakışta bunun böyle olduğu apaçık ortadadır; ancak burada pek çok suallere de cevap aramak gerekir. Mesela; neden Havva Anamız, Âdem gibi ayrı yaratılmadı da O’nun sol eğe kemiğinden yaratıldı? Bir diğer sual; neden Havva Anamız her batında biri erkek, diğeri kız olmak üzere pek çok ikiz do-ğum yaptı? Devamla; neden ilk doğanlarla sonradan doğanlar evlendirildi de, aynı ana doğan ikiz kardeşler evlendirilmedi? İşte tüm bu suallere Kur’an ışığında cevaplar arandı. Elbette Yüce Allah’ın (c.c) bunu böyle emretmesinde çe-şitli hikmetler saklıdır. Akrabaların oluşması için evlilik şarttır. İnsan nesli ancak akrabalar arası evlilikler yoluyla çoğalabilirdi.
Neden Çapraz Evlilik?
Buna verilecek cevap bence şöyle olabilir: Yüce Allah (c.c) Havva Anamızı Âdem’in (a.s) sol eğe kemiğinden yaratmakla kardeşlerin bir yabancı gibi doğmasını murat etmiş olabilir. Uygulamada Âdem’in çocuklarına çapraz evlilik yaptırdığı bilinmektedir. İkinci bir hikmet; Âdem’in balçıktan yaratılmış olmasıdır. Yüce Allah (c.c) Âdem’i böyle yaratırken yine çocukları birbirlerine bir yabancı gibi yaratmayı murat etmiş olabilir. Bir başka ihtimal; kızların ve erkeklerin ilk etapta eşeysiz olarak yaratılmış olabileceğidir. Eşeysiz doğanlarla, eşeyli doğan Âdem’in çocuklarının evlenmeleri olabilir.
Peki, eşeysiz doğum olabilir mi? Yüce Allah (c.c) dilerse olur: Örneğin; Hz. Meryem, Kuran’da ismi geçen dört seçkin aileden biri olan İmran Ailesi’ndendi ve Zekeriya (a.s)’nin himayesi altındaydı. Hz. Meryem, Beytü’l Makdis’te ibadet halindeyken insan suretinde Cebrail ile karşılaştı. Bu karşılaşma Kuran’da şöyle anlatılır: Meryem dedi ki; “ben senden Rahman’a sığınırım. Eğer O’ndan korkuyorsan bana dokunma!” O da dedi ki; “ben temiz bir oğlan bağışlamak için Rabbinin sana gönderdiği elçiden başkası değilim” Meryem; “bana bir insan temas etmemişken, ben kötü kadın olmadığım halde nasıl oğlum olabilir?” Cebrail; “Bu böyledir; çünkü Rabbin bu bana kolaydır, onu insanlar için bir mucize ve katımızdan da bir rahmet kılacağız” Böylece Meryem, İsa Peygamber’e hamile kalmıştır. Hz. Meryem başına gelenlere üzülüp; “keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim” diyerek üzüntüsünü dile getirmiştir. (Meryem, 19/18–23)
Kur’an ışığında da görülüyor ki; Yüce Allah (c.c) dilediğinde kullarına eyeşsiz (eşsiz) nesiller vermeye kadirdir. Eşeysiz üremeleri bir mucize olarak sadece insanlarda göstermekle kalmamış, yarattığı bitkilerde de eşeysiz üremeleri birer mucize vesikası olarak gözler önüne sermiştir.
Bu konu çok karışık ve her insanın cevaplayabileceği bir konu değildir. Din adamları bile bu konuda fikir birliğine varamamışlardır. Bazı araştırmacılar, Ku-ran’ın bazı ayetlerinden yola çıkarak Âdem’in çocuklarının uzaylı insanlarla ev-lendiğini ileri sürmüş olsalar da; niçin insanların uzaylı insanlarla evliliği bir anda veya bir dönem sonunda sona erdi? Uzaylılar, insan formunda mı yaratılmışlardı? gibi soruları da beraberinde getirmiştir. Bu ve benzeri sorulara net cevaplar verilemediği için bu görüşe katılım olmamıştır.
Yine bazı araştırmacılara göre; Âdem, insanın çoğul ismidir; yani birden fazla Âdem (insan) yaratılmıştır. Onların çocuklarının birbirleriyle evlenmeleri suretiyle insan nesli çoğalmıştır. Bu düşünceler ortaya konmaya devam ede dursun, şurası muhakkak ki; Hz. Âdem, bir dönem sonunda çapraz evliliği yasaklamış, yeni akrabalar oluştuğu için evliliklerin akrabalar arasında olmasını emretmiştir.
Âdem nesli, atalarından aldığı dini öğretileri zaman içinde unutup, çeşitli sapkınlıklara dalarak takvalarını (dini inançların) yitirmişlerdir. Sapkınlıklar öyle artmıştır ki; Yüce Allah (c.c) merhametinin bir tecellisi olarak onlara birer peygamber göndermiş, onların doğru yola ulaşmalarını arzu etmiştir. Ancak; kavimler sapkınlıkta ısrar edince helak olmaları da kaçınılmaz olmuştur.
Helak Olan Kavimlerden Bazıları:
* Nuh Kavmi: Nuh Peygamber (a.s) Yüce Allah’ın (c.c) emir ve yasaklarını kavmine bildirmiş; ancak kavmi, eski inançları olan putperestlikte inat etmişlerdir. Allah’ın emirlerine asi gelen bu kavim “Nuh Tufanı” diye bildiğimiz bir tufanla helak olmuştur.
* Ad Kavmi: Hud Peygamber, kavmine Allah’ın (c.c) tüm emir ve yasaklarını bildirdiği halde kavmi O’nu beyinsizlikle, yalancılıkla suçlamıştır. Allah’ın emirlerini çiğneyen bu kavim, şiddetli bir rüzgârla helak olmuştur.
* Salih Kavmi: Salih Peygamber, kutsal deveye dokunulmamasını istediği halde kavmi kutsal deveyi boğazlayarak öldürmüştür. Semud Kavmi, nereden geldiği bilinmeyen, yürekleri yerinden oynatan korkunç bir sesle helak olmuştur.
* Lut Kavmi: Lut Peygamber’de diğer peygamberler gibi Allah’ın (c.c) dinini uygulamak istemiş; ancak erkekler kadınlarını bırakıp, erkeklerle cinsel münasebetlerde bulunmuşlardır. Bu hal, Yüce Allah’ın (c.c) yasalarına apaçık bir isyan olduğundan, bu kavim, depremlerle ve gökten yağan taşlarla helak olmuştur.
* Medyen ve Eyke Kavmi: Şuayip Peygamber de, diğer peygamberler gibi Allah’ın (c.c) yasalarını halkına bildirmiş; ancak kavmi ölçü, tartı ve hile ile ticari ahlakını yitirmiştir. Allah’ın (c.c) emirlerine apaçık isyan eden bu kavim, bulutlardan inen şiddetli ateşlerle yakılarak helak edilmiştir. (Bulutlardan inen ateşin yıldırım olduğunu düşünebiliriz.)
* Yahudi Kavmi: Musa Peygamber, kavmine Allah’ın (c.c) tüm emir ve yasak-larını bildirdiği halde halkı bu emirlere itaat etmemiştir. Bunun üzerine Yüce Allah (c.c) bu kavmin suretlerini maymun, domuz ve fareye çevirmiştir. Bu konuda Yüce Allah şöyle buyuruyor: “Böylece onlar kibirlerinden dolayı kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince, kendilerine aşağılık birer maymun olunuz demiştik” (Araf: 166)
Sonuç itibariyle ben şu şekilde düşünüyorum: Yüce Allah (c.c) Habil ile Kabil olayında bir kurbandan bahsediyor. Kurbanı kabul olanın Kabil ile doğan güzel kız ile evleneceğini apaçık söylüyor. Bu ayet-i Kerime’yi esas alacak olursak; Hz. Âdem, birbirlerine yabancı gibi (bence) doğan çocuklarını Allah’ın da isteği üzerine çapraz evlendirerek insan zürriyetinin çoğalmasını sağladığı sonucuna varırız. Bu konuda yanılabileceğimi kabul edip; bu karmaşık konunun muhataplarının da din âlimleri olduğuna inanıyorum.
İnsan nesli ne şekilde çoğalmış olursa olsun; Yüce Allah’ın (c.c) ilmi ve iradesiyle çoğalmıştır. Biz aciz insanlar, O’nun neyi nasıl yaptığını sorgulamaya yetkili değiliz. O, ne yaparsa güzel yapar, o ne yaparsa en doğrusunu yapar. Bize düşen görev; küfre sapmadan Allah’ın (c.c) tüm emir ve yasaklarına rıza gösterip, şükretmektir. Şirke ve küfre düşüp helak olanlardan değil, hidayete erenlerden olmak için takvamızı korumalıyız. Eşref-i Mahlûkata yakışanda bu olur ancak.
Halit DURUCAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.