BAKIŞ
hayata bakış açımızı ilkeli korsak daha hümanist bir çizgiye sahip olabileceğimize inanıyorum.Fikirlerimizin amacı nedir,bizi neden bağımlı kılar, neden bu fikre çok bağlı kalırız gibi soruları cevaplamak gerekir.Ben bunların cevabını kendimce bir cümle ile ifade ederim.Cümlem BÜTÜN DİNLER VE İDEOLOJİLERİN TEMEL HEDEFİ İNSANI İNSANİ YAŞAM ŞARTLARINA ULAŞTIRMAKTIR. Bu bakış benim için önemlidir.Bütün felsefi ve dini kaynaklara bakabildiğim kadarı ile bu sonucu analiz etttim.Yani çıkardığım sonuç insanı insanlaştırma dinler ve ideolojiler için temel ideal dir.
bu açıdan baktığım zaman
insanın kendini küçümsediğini ve kendine hakaret ettiğini gördüm.İnsan kendine zavalı ve değersiz bir vasıf kazandırmaya özel gayret sarf ediyor.Kendisinin algılama sorununu gizlemek adına kendini küçümseyici analiz ve tahliller sergiliyor.Bu süreçte kendi soyuna yaptığı ihaneti bir türlü algılayamıyor.Bu süreçte kendine tanrılar oluşturmuş ve kendi oluşturduğu tanrıya tapma gereksinimi duymuş,bu tanrıya taparken kendisi ve kendi soyunu yeteneksiz ve beceriksiz,yetersiz bir varlık konumuna getirmiştir.
İnsan tanrısının emirlerine bakdığında hep insani yaşam değerlerine ağırlık verildiğini göremeyecek hale gelmiştir.Bunun bir nedeni de var. Çünkü tanrı onun için kendisinin en düşük (yok derecesinde) yeteneğe sahip olduğunda vardır.tanrı kavramı bu kuraların insani değerler için konulduğunu bilir.Eğer bu tanrı emri insanı insanileştirme ve insanı övücü içerikli olmaz ise insanların itibar edemiyeceğini ve havada kalan gaz molekülleri olacağı sanaliyeti ortadadır.voltaire tanrı kavramı için; Eğer tanrı olmasaydı biz onu icat etmek zorunda kalırdık. demiştir.Tanrısına bağlı insan için bütün insanlar yetersizdir.Bütün insanlar tanrının emirlerine uymak zorundadır,yoksa insanlar insan olmaz.Temelde insanın insani değerler içinde yaşaması gerektiği değil,insanın tanrıya kulluk etmek için varlık içinde olduğuna inanır..Bu arada şunuda belirtmek gerekir, tanrıyı oluşturan insan veya insan gurubu ile tanrıya inanan insan veye insan gurubu farklı guruplardır.Yoksa tez tamamı ile yanlış olur.Bu şekildedirki tanrıya inan tanrının emir ve yasaklarını kendi anladığı şekilde uyguluyor,işte burada dini ritüeller oluşur.Herkesin tanrısı farklı farklı olur
İdeolojik bakış açısı ile dünyaya bakış sanırım üç açıdan irdelenmesi gerekir.
Tarihi süreçte emek sermaye ilişkisi sonucu insanların ideolojik fikirlere sahip olması ve insanların bilimsel done ler ışığında gelişen ideolojileri daha bilimsel bulması bir bağımlılık yaratıyor.Bu açıdan ideolojik düşünen insanlar daha fedekar olmakla birlikte ideolojileri; insan sevgisine yer bırakmaycak şekilde gönüllerinde yer kaplıyor.Hümanist duygular zaman içinde sıfır mutlakına yaklaşıyor
Tarihi süreçte ideolojinin gelişimini bilmeden ideolojik düşünmeyi
ya bulunduğu ortamda etkilenmek suretiyle veya menfaat ilişkileri içinde kendini ideolojiye kaptırmış olan insanlar en etkin
ve en kötü insani değerleri çiğneyenlerdir.Bu tip insanların humanistlik düşüncesinde olmaları zaten beklenmediği gibi,kaba kapitaliz min en sadık elemanlarıdır.insani değerler önünde kapitalizmden daha büyük engeldirler.Kurdun puslu havayı tercih nedeni ne ise bunlarda hep çatışma ortamını isteme nedeni o dur.
3. bakış açısı tabi bilimsel olmayan ideolojiler gibi düşünülsede ne olduğunu bir türlü anlamadığım faşizm de vardır reelde.Faşizm sadece menfaatçı gözüyle bakılmasıda yanlıştır.Faşizmdeki bazı özelikler toplumda silik ve kişilik yetersizliği çeken insanlara hitap ediyor. Emir kulu olmayı kendine yediren insanlar,bunu neden kabul ettiklerini uzun süre düşünmeden sonra buldum.Çünkü bunların toplumda yer edine bilme sorunları vardır.birine ve bir guruba bağlı olmakla o gurubun etkisinden faydalanıp kendine bir yer edinmek ister.işte bu tiplerde hümanizmin ve insanlık gelişiminin engelleridir.
bunların dışında cemaatler mezhepler yerel ve kültürel dinler gibi kavramlar ve daha başka düşünceden insanlar vardır bu engeli taşıyan
kaçırılan temel nokta
her ideoloji ve her din insani değerler i geliştirmek iken
insanın kendisi asıl amaç insanı amaç olmaktan çıkarmak, tır
asıl amaç olan insanı insana varmak amacıyla öldürebiliyorlar, sen kendi amacını öldürebilirsen ne olursun
hedefi olmayan serseri mayın gibi dolaşırsın ey insan
Peki bu kısır döngü nasıl yenilir. Toplum bunu nasıl yenecektir,
Çözüm evrensel insani değerlerinin bir otorite etkisi ile değil insani değerler ölçüsünde temel hedefin insanca yaşam olduğu bir hayat felsefesinin bilimsel yöntemler ışığında yaşanmasıdır.
Bunun için otoriter bir düzenin oluşturulmasına gerek yoktur. En büyük otorite bir beşeri ideoloji veya tanrısal bir diktatörlük düzeni etkisine sokulmamış kişilerin içinden gelen insani özdüşün me otoritesidir.
Çünkü her insan günlük yaşantıda yaptıklarının doğru ve yanlış olduğunu çevreden aldığı kültürün ışığında bilir. Çevresel bir etki olmadığı sürece kendi kendini o kendi düşünsel fenomeni ışığında dürüst çe yargılayabilir,ve yargılar. İnsanlar bu kendi yargılamasını dışarıya belirtmemesinin nedeni dış çevrenin etkisinden korktuğu için dir.
Ne yazık ki insan kendi haksızlığını çevresel faktörler etkisinde saklayan birey bir süre sonra bu hatanın doğruluğuna inanmak için kendini kandırmayı başarabildiğini sanıyorum,işin daha ilginci bir süre sonra bu hatanın yılmaz savunucusu olabilmektedir. Bu tahlilimin sonucunda şu gerçeği kaçırmamalıyım bunun en önemli çevre etkisi menfaat ilişkilerinden oluştuğudur.
Kısacası bu sorunun temel çözümü insani duygulara verilmesi gereken özgürlüktür.
Bir toplumda dini akımlara,ideolojilere, ve ateizme eşit seviyede özgürlük verilmeli. Birine diğerinden fazla özgürlük verirse toplumda bir despotizm oluşturulur. Biri diğerlerinin aleyhine güçlenir ve bu kendi diktatörlüğünü oluşturmak üzere yol alır. Bu tarihte görülmemiş olaylar değildir. Hitler ideolojik diktatörlük oluşturdu,emevi saltanatı dini diktatörlük oluşturdu
Bu diktatörlüğe neden olan tarihteki en önemli kurumlar cemaatler ve particilik iken son dönemde buna eklenen faktör medya dır toplumun bu 3 düşmanın etkisinde kalmaması durumunda kendi bireysel fikir leri ışığında hareket eden bireylerin oluşturduğu toplum kendi geleceği konusunda çok olumlu kararlar verecektir. Demokrasi o zaman olacaktır.
Kısacası toplumda düşünce özdürlüğü olmaz ise toplum yolunu şaşırır ve kapitalizmin oyunlarından birinin oyununa düşer. Toplumlar mutsuz ve harap hale gelir insanlık kültürüne katkısız bir hale gelir
KAPİTALİZMİN OYUNCAĞI OLUR
YORUMLAR
saygıdeger yazar düşüncelerinize en içten şekilde katılıyorum. fakat bu yazıyı okuyupta sizi anlayabilecek düşünce yapısı çok azdır.. yanlış anlaşılabilirsiniz. işin özü sizin dediginiz gibi gerçek demokrasi ama çok zor.. sizce türkiyede kendini gerçekleştirebilen insanların oranı yüzde kaçtır? türkiyede okur sayısı yüzde kaç? başkalarının ideolojilerinin etkisiyle hareketeden insan sayısı oldukça fazla.. yazınız için teşekkür ederim..