- 686 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
İhtiyaç
Çiçek almak için bir kadın gerekir. Bir kere aldınız mı onu verecek bir kadın her zaman bulabilirsiniz, olmadı yoldan geçenbirinin eline tutuşturursunuz. Ama çiçekçiye girdiğinizde yardıma ihtiyacınız vardır. Tek başınıza alamaz değilsiniz, alırsınız. Fakat çiçeklerin dilini bilmiyorsanız güllerin dikenlerinde de asılı kalırsınız.
O kadar çaresizdim ki Ece beni kıramadı. Yürüdük, hem de çok yürüdük. Yol boyunca, yılların alışkanlığı, sohbet ettik. Bu sefer ben doluydum, o dinledi. Uzun uzun Cansu’yla ilişkimizden bahsettim: Onunla çıktığımız son tatilden, o tatilden kavga dövüş dönüşümüzden, en son olarak da Cansu’nun çıkmış olduğu ve uzattığı iş gezisinden. Ece dinledi. Bir şey söylemesini ya da yapmasını beklemiyordum. Biri beni dinlemeliydi; Cansu dinlemiyordu.
Evime yaklaşırken Ece çiçek almamı önerdi. Kocaman bir buket yaptırmalı, Cansu’nun evinde görünür bir yere koymalıymışım. Yeni bir başlangıç yapmak istediğimi gösterirmiş. Düşündüm, olabilirdi. Cansu o öğleden sonra dönüyordu. Kendisini karşılayan bir buket farklı gelebilirdi.
Çingeneyi ve alacağım çiçekleri Ece seçti. Kocaman bir buket yaptırdı, kucağıma uzattı. Çiçeklerin kollarımda iğreti durduklarını düşündüm. Katlanacaktım. Cansu için katlanacaktım.
Ece’den ayrılıp Cansu’nun evine gittim. Yolculuğu sırasınca saksılarına bakmam için anahtarını vermişti. Evini tanıyordum, bir vazo bulmam zor olmadı. Çiçeklerin saplarını kesip vazoya yerleştirdim. Yazılı bir Hoşgeldin! kartı bırakmayı düşündüm, sonra vazgeçtim. Çiçeklerin bu mesajı veriyor olmalıydı. Sonra bir odaya geçip, o gelene kadar kitap okudum.
Cansu geldi. Kapıyı çalmadı, anahtarıyla açtı. Evde olmamı beklemiyor gibiydi. Bana baktı. Yüzü çok şey söylüyordu. Biz ise susuyorduk. Banyodan diş fırçamı, askılıktan ceketimi aldım ve çıktım. Geziyi bana dönmemek için uzatmıştı.
Akşama doğru telefonla aradı. Ona çiçekleri atabileceğini söyledim. O da zaten arkamdan attığını söyledi. Bir şey demedim.
Çiçek almak için bir kadın gerekir. Vermek içinse nasıl olsa birisini bulursunuz.
YORUMLAR
En son bana ne zaman çiçek verildi diye uzun süre düşündüm..kış gibiydi sanki.Gidip kendime çiçek almalıyım yoksa fena kızıcam sağa sola,ya da kendime aldığım güllerin dikenlerine takacağım birilerini:) güllerin dikenlerinde asılı kalmak-güzel kullanım ,değişik bir yazı.Tebrik ettim.
İlhan Kemal
Teşekkür ederim, bu gösterişsiz öyküye yazdığınız güzel sözler için.
Yeşilvadi
İlhan Kemal
keşke önce bu öyküyü okusaymışım ümit beni şaşırtmazdı
neyse
ben bu öyküyü de beğendim
acaba fazla seçici değil miyim çünkü kusur bulamadım
herneyse amatörlüğümden
fakat öykünün arkasından yorumları okumak ders sonrası etüt almak gibi oluyor:)))))))))))))
tebrikler:)))
İlhan Kemal
Hoşunuza gittiyse yukarıdaki paragrafı unutun derim. Yazımın ender sevenlerinden birini daha ondan uzaklaştırmayayım derim. Saygılarımla.
reyya
Bence Cansu da kahramanı bu hale sokmuştur. Bu tutuklukları (genel olarak) yazıda bulunca bana daha doğal geliyor. Ama kastım sızın kastettiğiniz tutukluklar değil
aklıma geldi dedim:))))))))))))
İlhan Kemal
"Banyodan diş fırçamı, askılıktan ceketimi aldım ve çıktım. Geziyi onunla beraber olabilmek için uzatmıştı." Bu esrarengiz "O" öykünün içine ani bir şekilde düştü. "Onunla" derken okuyucu bu yabancıyı tanıyormuş gibi oldu. Sanki daha önce ondan bahsetmişsiniz gibi... Oysa "O" tek kelimelik bir yer kaplıyordu öyküde...Kimdir nedir bilmeyiz biz. Tahmin ederiz tabiki.
"Almış olduğunuzu uzatacak her zaman bir kadın bulursunuz" Sağlam bir -yarım- cümle değil bana göre...Sizce?
Benim alıştığım İlhan KEMAL tarzında ve üzülerek söylüyorum ki kalitesinde bir çalışma olmamış. Can sıkıntısıyla yazmışsınız gibi geldi daha çok. Sanırım hendek serisine nazar değdi:)
Aklıma cuma günü başıma gelen bir olayı getirdi bu yazı. Vapura yetişmeye çalıştığım sırada İzmitin meşhur çingenelerinin olduğu güzergehtan geçmek zorunda kaldım. Kadın peşimde, ne kadar almayacağım dediysem dinletemedim. ( Aslında çiftlerin peşlerine takılırlar genelde ama beni tanıyorlar, kıramayacağımdan eminler:) Elindeki koca saplı dikenli gülü başıma attı ve çiçek dağınık saçlarıma can havliyle yapışıp kaldı. Ne yapacağımı bilemedim. Çiçeği çıkartmakta zorlanınca sinirlendim haliyle, geç kalıyordum. Yapmamam gereken bir şey yaptım ve gülü buruşturup yere attım. Kadın arkamdan ne dese beğenirsiniz? "Görünmez belalara gelesin KIZIM! Trafik kazasında ölesin!" Bütün yol boyunca bu sözler beynimde çınladı durdu. Bedduadan korkarım, ama Allah'ın adaletine de inanırım. "İlle de bir ceza göreceksem bu çiçeği buruşturup atmam ölçüsünde olacaktır" diye kendi kendimi teselli ettim.
Dolabınızdan timsah çıkma olayını öyküleştirmediniz değil mi? Ne kadar imkansız gibi görünse de oalsıymış demek ki. Benimde çocukken yatağımdan koca yılan çıkmıştı. Timsah olayını bekleyelim mi:))
Saygılar.
İlhan Kemal
Duvarda asılı olmadığı halde patlayan bir tüfek oldu "O". Kasıtlı olarak bahsetmedim. İstediğim etki olmadı. Belki de bir ara değiştiririm.
'Bir kadın' ile 'her zaman'ın yeri değiştiğinde sanırım oradaki sorun çözülüyor. Bunun için ayrıca teşekkür ederim.
Beddualara pabuç bırakmayın. Siz inandığınız sürece geçerli olurlar. Eğer beddualar yerini bulsaydı Cansu O'nunla daha sonra evlenmez, iki çocuk yapmaz, mutlu mesut yıllarca yaşamazdı. İnanın bana.
Buzdolabındaki gerçek timsahın öyküsü ise hayatımın bir parçası olduğu için yazmamı çok zorlaştırıyor (Yazının tonu öyküden anıya kayıyor) Yine de kimbilir diyorum, Ümit (Timsahın adı) beklenmedik şekilde ortaya çıkabilir.
Aynur Engindeniz
Ümit o dolapta ölmemiş mi? Neyse sormadım...Öykü olarak çıkar gelir inşallah. Zorlanacağınızı sanmıyorum. Hatta çok iyi olacak diyor iç sesim.
Saygılar.
İlhan Kemal
Aynur Engindeniz
Evet, göreceğiz inşallah.
İlhan Kemal
Çok anlamlı..
Ve Çiçek alınacak kadın bulmak gerçekten zor..Vermek en kolayı..
Öyküyü çok sevdim, Tebrik ediyorum..
Her kadın bir çiçektir, çiçekde saksıda güzeldir..Sevgilerimle..
İlhan Kemal
Teşekkür ederim güzel yorumunuz için.