Sesimin ulaştığı tüm Anne ve Anne adaylarına...!!!
Merhaba Anne; yine başucundayım ve dertleşmeye geldim seninle..
Nereden başlayacağımı bilemiyorum, doğrusu hangi derdimi yanacağımı da..!!
İçimi en çok acıtan insanlar,” İNSAN” dediğime bakma, robot, kukla, iki ayaklı vesaire de diyebileceğimiz canlılar..Her şey ( sevgi, şefkat, vicdan, vefa, dostluk,)nasıl bu kadar yok sayılabilir Anne?
Zaman zaman kendimden korkuyorum, ben de bir gün bu sürüde olur muyum diye, evlatlarımın bu erdemleri unutup o sürüde görürüm diye , çok korkuyorum Anne..!!
Herkes şikayet ediyor, mutsuz, aç, işsiz insanlar ama yine bu sürüdeler..Dünyayı, Ülkeleri, Şehirleri, Köyleri yönetenler vardı şimdi her bir köşeyi yönetenler var Anne…!
Gerçekler diye yalanlara inananlar, ak sütün gibi gerçekleri yalan sayanlar , bir fincan kahvenin kırk yıllık hatırını bırak, menfaat uğruna kırk yıllık kardeşe, eşe, dosta kıyanlar, satışlar çoğaldı ve ben avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum Anne..!!
Susanna Tamaro bir kitabında diyor ki;
“Yanlışların yerine, doğruları koymak istediğinde şunu anımsa; yapılacak ilk devrim insanın kendi içinde yapacağıdır. Evet, ilk ve en önemli devrim budur.
İnsan kendi hakkında bir düşünceye sahip değilken bir düşünce uğruna savaşmak yapılabilecek en tehlikeli şeylerden biridir. Ve sonra önünde pek çok yol açılıp sen hangisini seçeceğini bilmediğin zaman herhangi birine girme, otur bekle. Dur, sessizce dur ve yüreğini dinle. Seninle konuştuğu zaman kalk ve yüreğinin götürdüğü yere git.”
Yaşadıkça büyüyor sanırdım insanları, ben yaşadıkça küçülüyorum , utanıyorum çocuklarımdan ve tüm dünya çocuklarından, yüreğim avucumda yürüyorum Anne…!
Dertlerim , dertlenmelerim çok Anne, yazacaklarım da ama bilmeni isterim ki her şeye rağmen (kırılmış her dalıma) umutsuz değilim, yenilgilerim var belki ama yengilerim beni güçlendiriyor ve Amin Maloof’un dediği gibi “Aylar da geçse, yıllar da geçse! hayat, insana bıkkınlık verecek kadar uzun değil “…!!!
Değil Anne...
Sesimin ulaştığı tüm Anne ve Anne adaylarına...!!!
Değerli kadınlarımız, unutmayalım ki işçisinden, memuruna, köylüsünden, kentlisine, Doktorundan Avukatına, Başbakandan, Cumhurbaşkanına tüm evlatlarımızın mimarı bizleriz ve bunca yanlış eserlerimiz yüzünden ne yıkılacak, ne de satılacak bir şeyimiz kalmadı, artık başımızı ellerimiz arasına alıp (anlamanın ve farkında olmanın bir adım ötesi.)İdrak etmenin zamanıdır..
Tüm Anne ve Anne adaylarının bu özel gününü kutlar, Anne sıcaklığında ve duyarlılığında bir yaşam dilerim..
Figen Yarar
( Adalı)
8-5-2011
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.