ÇOCUK DÜNYAMIZ
Hemen hepimizin çocukluğumuzda bir evcil hayvanı olmuştur. Onların karşılıksız dostluğunu, arkadaşlığını paylaşmışızdır. Bir canlıya yaşaması için yardım etmenin ne demek olduğunu biliriz. O paylaşımdaki tarifsiz lezzetin tadını da. Hayvanlar insanlara o kadar çok şey öğretiyor ki aslında!
İpekböceklerinin milimetreden daha küçük çaplı siyah yumurtalardan, baharın gelmesiyle küçük kurtçuklara dönmesi, bir büyük mucizenin ilk işaretidir. Doğa sanki onların yeniden hayat buluşunu biliyormuşçasına dut ağaçlarına emir verir ve kışı kel kör geçiren ağaçlar yemyeşil taze yaprağa durur.
Dut ağacı yaprakları ile dolu kutulara aktarırsınız bu kurtçukları, gözle görmenin bile zor olduğu o kurtçuklar her gün milimetre ölçüsünde büyür de gün gelir kocaman tırtıl oluverirler. Bazıları siyah ince çizgili, bazıları düz beyazdır ipekböceklerinin. Geceleri sessizlikte dut yapraklarını yerken çıkarttıkları çıtırtıları duyarsınız. Bu kendileri sessiz olan dostlarınızın, yaşama, biz de varız diyen haykırışlarıdır. Günlerce yaprak taşırsınız onlara, sıkı da bir dostluk kurarsınız. Hatta isimleri bile olur, birbirlerine çok benzerler, ayırt edebilene aşk olsun! Arada bir başlarını kaldırır, sanki sizi görüyor gibi bakarlar da.
Tırtılın kozaya başlama projesi hüzünlü bir ayrılıktır. Hazırladığınız ince dalların kendilerine uygun en güzel köşesini veyahut, bir yaprağın kuytusunu bulup size elveda derler. Kozaya başlayınca, dünya ile bütün bağlarını keserler adeta. Azimle ve sabırla ağızlarından çıkan mucize salgı ile örer, örerler. Hüzünlenirsiniz, dostunuzu iyice kalınlaşmakta olan kozanın içinde son görüşünüzdür. Açıklı, koyulu beyazdan başlayıp, sarıya sonra kavuniçine kadar uzanan renklerde pek çok kozanız vardır. Hayret, merak ve sevgi ile günlerce izlersiniz onları ta ki bir gün koza bir yerinden delinip tekrar yaşama merhaba diyen kelebek çıkana kadar. O kelebekler, bilmezler ki bir sonun başlangıcıdır hepsi. Arkalarında bıraktıkları küçük siyah yumurtalardan kısa bir süre sonra, elveda diyeceklerdir kendilerince büyük, bizce küçük dünyalarına.
Siz yaşamın ta kendisi olan o küçük yumurtaları ince ince toplar ve bir dahaki baharı beklersiniz.
Sonu hüzündür bu dostluğun, ama bir dost arkada onlarcasını bırakır. Birini kaybettim derken onlarcası yeni dostluğa uyumaktadır.
O ne güzel uykudur, o ne güzel vedadır!..
Sonunda o ne güzel bereketli bir merhabadır.
Dostluk bine, on bine bölünür!
Biz insanlar da keşke öyle olabilsek…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.