- 5367 Okunma
- 45 Yorum
- 4 Beğeni
DALLARI BASTI KİRAZ
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Küçücüktüm. Küçücük evimizin küçücük penceresine koşardım her yağmur yağdığında…
Bize yağmur yağıyorsa, bütün Dünya’ya da yağıyor sanırdım o yaşlarda…Sonraları bende büyüdüm, aklımda.Meğerse ben bilmiyormuşum.Yağmur bir yere yağarmış. Diğer yerler sıcaktan kavrulsa da…
Sonraki yıllar parayı, zengini, fakiri öğrendim.Kimilerinin gelirleri yağmur gibi sicim, sicim di.Kimilerinin dudakları susuzluktan çatlak çatlaktı.
Hızına yetişilemeyen teknoloji de yağmur gibi her yere uğramıyordu.Ama büyük şehirlerde ki zenginler teknolojiden daha hızlı koşuyorlardı.Her geçen gün ellerindeki kumandalar artarken hemen yakınında ki aç insanları görmüyorlardı.Onlar suyunu kuyudan çekerken kendileri taa Fizan dan gelen suyu beğenmiyordu.Bir gün evvelden artan ekmeği “Bayat” diye çöpe atarken, diğerlerinin alıp götürmesinden, utanmıyorlar, bir ekmek kaç kuruştur bilmiyorlardı…Nasıl bir yağmurdu bu? Nasıl bir düzen di bu?
……………………………………..
Isparta’nın kazalarından biri de Uluborlu ‘ dur.Kiraz yetiştirir Uluborlu’ lular. Çok zordur kirazın yetiştirilmesi bakımı, hasatı.Her yıl Haziranın sonu, Temmuzun başlarında çıkar Uluborlu’ lular yollara, TIR cıları beklerler.Onlar peş peşe gelirler. Ellerinde para dolu
çantalarla...
Uluborlu’ lu ağızlarından çıkacak rakamı beklemektedir.Onlar ise çoktan anlaşmışlardır…
“ Bu sene kiraz İKİ LİRA…”
Üzüntüden yağlı kasketlerini yere çalar erkekler. Ak yemenilerine siler kadınlar
gözyaşlarını.
Kiraz beklemez. Nazlı kiraz dalları, alınıp yenilmesini ister meyvesinin.Emek vermiştir. Çiçek açmış, meyve vermiş, kızartmış tatlandırmıştır. Allahın kendisine verdiği insanlara olan görevini yerine getirmiştir.
Ne yazık ki yapılacak başka bir şey yoktur. Kirazı toplayıp ucuz, pahalı demeden TIRcılara satmak…
Bahçe sahiplerinin dışarıdaki oğlu, kızı, torunları izin almışlar, babalarının, dedelerinin yanındadırlar, kiraz toplamak için…
Akşamdan domates, biber, bir sokum peynir çıkılanır. Kör karanlıklarda düşülür yollara.
Kiraz toplamak ustalık ister Saçtan kovalar la sincap gibi ağaçlara çıkmasını becereceksin. Bastığın dalı iyi seçeceksin. Uç dalları çotuk denilen çengellerle çekip özenle toplayacaksın kirazı.
Dolan kovalar taşıyıcılarla seçicilere gider. Onlar özenle irilerini, sağlamlarını seçer.
Kasalara doldururlar. Bundan sonrası işin en zor bölümüdür. Kirazı alıcılara beğendirmek.
KİRAZ ALIM MERKEZİ ağım ağım insan, binlerce kasa kirazla dolar.Üreticiler endişelidir. Alıcıların yüzleri asıktır. Umursamaz bir edayla kasadaki kiraza bakarlar;
“ Beğenmedim kilosu BİR liradan”
“Peki” der üretici. Başka bir seçeneği yoktur. Avucuna sayılan üç kuruşu çaresiz cebine koyar.Kimisi dayanamaz ışıl ışıl erik büyüklüğündeki ürününün aşağılanmasına;
“ Sana o fiyata vereceğime, dökerim daha iyi” der. Döker de.
Bu sömürü düzeni aşağı yukarı bir hafta sürer. Soğuk hava donanımlı TIR lar üzerlerindeki yağmur bulutlarıyla Amerika’ nın, İngiltere’nin, Fransa’nın yolunu tutar. Harcadıklarının elli, yüz katını kazanmak için…
Benim Anadolu’mun gani gönüllü insanı şenlik düzenler. Yürekleri ağlarken yüzlerinin gülmesi için.Masraflarını dahi çıkaramamıştır. Ama olsun. Canları sağdır ya.Bir de türkü tuttururlar;
Kiraz dalı gevrek olur basmaya gelmez.
TIR cılara ucuz ucuz vermeye gelmez.
Kooperatif kurarız satmayı bilmez.
Bankalar tefeciler boy boy sırada.
Satsak ta tüm malı borcu ödenmez.
Duy bunları vekilim sözlerim sana.
Seçim zamanı da gelme yanıma…
YORUMLAR
pes valla..
ben ki o toprakların insanıyım..
meseleye bu kadar yakın değilim..
ben ucta yetişebileceğim varsa ne ala..
babam "olum çoçlara da alağet" dedi..
baktım gözüm yemedi..
bir avuç kadar olmuşlardan derledim..
adamcağız.. olum sen çocuklara fişne kirez almamın heş" dedi
"alırın, almamıyın" dedim, neyinen alıyon da
"adam sapsız mı satıyorudu" dedi hesap sorarcasına
bunlar zabaha çıkmaz çürür dedi..
bende hazır sapsız hoşaf vurdum
analık "biz hoşaf yemeyiz dedi attı
bizim yolluk yatdı
eyvallah canım abeyim
Bedri Tokul
Birer metre vardı yada yoktu. Kiraz fidanları aldı kayın peder.
Onlara çocuk gibi 17 sene baktı. Kirazlarını sattı.
Ama hiç kar edemedi. En son geçen sene ilacı,ameleyi düştükten sonra kendisine sadece 20 TL Yazıyla(yirmi lira) kaldı. O da sinirlendi. birçoğunun yaptığı gibi hepsini kestirdi 80 ağacın. Ağaçlar kesilirken çıkan testere sesi değildi aslında. Ağaçların çığlığı idi.
İşte böyle kardeşlik.
Aslında bu yazının başlığı "Dalları bastı kiraz" değil, "Yürekleri yaktı kiraz"
Olmalıydı...
Selam ve Hürmetle
pes valla..
ben ki o toprakların insanıyım..
meseleye bu kadar yakın değilim..
ben ucta yetişebileceğim varsa ne ala..
babam "olum çoçlara da alağet" dedi..
baktım gözüm yemedi..
bir avuç kadar olmuşlardan derledim..
adamcağız.. olum sen çocuklara fişne kirez almamın heş" dedi
"alırın, almamıyın" dedim, neyinen alıyon da
"adam sapsız mı satıyorudu" dedi hesap sorarcasına
bunlar zabaha çıkmaz çürür dedi..
bende hazır sapsız hoşaf vurdum
analık "biz hoşaf yemeyiz dedi attı
bizim yolluk yatdı
eyvallah canım abeyim
Bedri Tokul
Misafirim olun. Evett.. Ne çabuk geçti geçti. Gençlik yılları. Ne kadar doğru. Tıpkı kiraz gibi...Teşekkürler.
aga be!
ne di "kirezsuyu" fabırkası gurmeyonuz..
ne di iriçel.. marmelat, turşu etmeyonuz annemedim getdim malla
biz burda 16 leradan satıyollaa deyye döğünüpduruz
heş bi okka almadım
hep yarım
deneledim dişimin gonuuna yetmedi..
afiyetossun..
Bedri Tokul
Seneye kiraz mevsiminde gel. Misafirim ol.
Topluya bildiğin, götüre bildiğin kadar...
Hele bu sene hep dalında kurudu mübarek.
Yetiştirici masrafını bile çıkaramadı.
Vişnenin oluyo da kirazın suyu olmazımış niyeyse.
Bildiğim mi var?
Her şeyin ismariçi oluyoda.
Bu yazı ismaricini de ben çıkardım.
Sağ ol USTA...
Çok zordur kirazın yetiştirilmesi bakımı, hasat ı…
Kiraz aşığı olarak , beğeni ile okudum sayın Komutanımız yazınızı..
DALLARI BASTI KİRAZ, bassın dalları o şirin meyveler.. bolluk bereketiyle...
kutlarım kiraz tadındaydı efendim..
Saygımla...
Oya gedik
bu gece bir daha keyifle okudum 3 yıl sonra ...
Saygılarımı bıraktım değerli komutanımıza...
Tebrikler Bedri bey, bu değerli yazıyı gününde siteye giremediğim için gecikmeli okuyorum, kusura bakmayın.
Kirazın uzun süre dayanmayan, emeği çok, satarken diğer ürünlerimiz gibi üreticisine çok az kazandıran bir meyve olduğunu tahmin ediyordum. Değerli yazınızla bu teyit edilmiş oldu.Bir çok ürünümüzün aracı simsarları zengin ettiği gibi, yaş meyve olan kirazın da, aracıları semirttiği kesin.
Tebrikler bu değerli paylaşıma, hayırlı akşamlar.
Fındık için de pancar için de pirinç içinde aynı hikaye sürer gider. Gerçekten de bir yerlere düşen yağmurlar susuzluktan çatlasa da düşmez bir yerlere bir türlü......Gülmezse çiftçinin yüzü memleketin de yüzü gülmez işte sırf bu yüzden........ Vekillerin kulakları mazbatayı aldıkları gün duymaz olur........Hakikatleri güzel bir ironi ile dile getirmişsiniz. Kaleminize sağlık.
...Çocuk oldum.....
.....Dudak büktüm....
Bize yağmur yağıyorsa bütün Dünya’ya da yağıyor sanırdım o yaşlarda…
Sonraları bende büyüdüm. Aklımda…
Meğerse ben gerçekleri bilmiyormuşum.
Yağmur bir yere yağarmış. Diğer yerler sıcaktan kavrulsa da…
Sonraki yıllar parayı, zengini, fakiri öğrendim.
Kimilerinin gelirleri yağmur gibi sicim, sicim di.
Kimilerinin dudakları susuzluktan çatlak çatlaktı.
...Nasıl bir yağmurdu bu?
ve
Nasıl bir yazıydı bu?
KUTLARIM
Bedri Tokul
1 i bu yazıma yorum yazdığınız için...
99 u ise bana sizi okuma fırsatı verdiği için...
Bu kalabalıkta her yazıya ulaşmak mümkün olmuyor( Allah dahada artırsın)
İşte böyle tatlı tesadüfler güzel yazılara da ulaşmamızı sağlıyor.
Hemen bir kaç şiirinizi okudum hayran oldum. Daha da okuyacağım bundan sonrada siirlerinizi kaçırmama ya özen göstereceğim.. şiir zevkini almak için...
Selam ve saygıyla...
Davidoff
Utandırdınız şimdi beni, teşekkür ederim.
Bedri Tokul
Bedri ağbey,öncelikle tebrik ederim.
İçerik olarak emekli olmadan önceki mesleğimle ilgili olduğu için iki kelam da ben edeyim ,dedim. Sürcü lisan edersem affola...
27 yıl 8 ay 29günüm bir fiil köylü ile iç içe geçti.Yağmurlu karlı,fırtınalı havalarda yanında oldum. Köylünün ciğerini bilirim. Gençliğimde idealistim;köylü için,işçi için. Ama... Gel gelelim;işin gerçeği hiç de öyle değil.
Kooeratifleşin diye dilim de tüy bitmişti ama "sakıncalı "damgasını vurmakta cüretkar davrandılar... Tırlarla gelenlerin fiyat belirlediğini söylüyor ve çiftciyi zavallı durumda görüyorsunuz...Bizim çiftcimizin mağdur olması, kendi egositliklerinden kaynaklanıyor.Eline fırsat geçtiğinde önce kendi komşusunu satar bizim çiftcimiz. Tarım krediye borçlanır;bekler ki;devlet affetsin. Mahsulunu yetiştirir,kenetlenip birlik olmazlar sonra da "sömürü düzeni" diye ver yansın ederler...
Bu konularda çok doluyum,çok...
Çalıştığım bölgede daha yeni kooperatif kurmuşlar.Onda da paraları Ankaradaki kapzımallara kaptırmışlar. Beni bulup götürdüler;paramızı kurtar diye...
Bizim köylümüzün adam olması için; daha çok ekmek yemesi lazım...
Bir de kiraz toplarken sizin bölgedeki çiftcilere söylemeyi unutma;kirazı sapıyla birlikte koparsınlar yoksa çürür en kısa zamanda...
Şimdilik bu kadar...
Öptüm seni ,doya doya...
Selamlar...
Bedri Tokul
Valla ben içini dışını bilmem... Gördüklerimi yazdım...
Öptüm gözlerinden...
Bedri Tokul
Sağ olun. Var olun...
Bedri Tokul
Teşekkürler...
Bedri Tokul
Üreten bu memleketin insanı topraklar bu memleketin...
Teşekkürler...
Epeyi düsündüren bir yaziydi.
Kücüktük anlamadik büyüdük yine anlamadik cözemedik bu dünyayi.
Ne yagmurlar eskisi gibi bereketli ne ekilen ne bicilen ne alinan ne satilan.
Ve bazen kiraz aliyoruz ama kiraz demeye bin sahit ister insanlar gibi sebze ve meyvalar da degisti.
Yüreginize saglik ve tebrikler
Sonsuz saygimla
Bedri Tokul
Teşekkürler... Selam ve saygılarımla...
Tekrar kutluyorum komutanım.
Komutanlar dert peşinde; biri milletin malıyla, diğeri canıyla verdiği savaşı çok ince çizgilerle anlatmış.
saygımla....
tacettin yıldırım
Bedri Tokul
Hem anlamlı , hem espirili, hem duygulu yorumun Tacettinin dediği gibi benide mest etti.
Sağolllll...
hep aracılar kazanıyor malesef bu ülkede yazıkki köylü hakkını tam manası ile alamıyor.
zahmetsizce tabağımıza aldığımız kirazın meşakkatli öyküsünü de öğrendik yazınızla
teşekkürler kaleme saygılar selamlar
Bedri Tokul
Teşekkürler...
Vekiller, ürünler, çiftçiler....Şimdilik hepsini bir kenara koyuyorum... Bu güzel yazının güne gelişinin keyfini sürmek istiyorum....Bu yazı ile zaten hepsi gündeme geldiler....
Kutluyorum...Sevgiler, saygılar...
Bedri Tokul
Selamlarımla ... Teşekkürler...
Bedri Tokul
Teşekkürler...
Usta kalem yazmaz yazmaz bir de yazdı mı işte böyle köylünün ciğerinin ta içini görür ve yazar. çünkü köylünün sorunu bitip tükenecek gibi değildir. Başa gelenlerin verdikleri destek değil, sadece vaattir.
Eline kalemine sağlık komutanım tebrik ederim.
sygımla...
Bedri Tokul
Selamlarımla....
Tarımın merkezindeyim ve tüm bunları tüm açıklığıyla görüyorm. Çiftçiler bütün bir sene gözlerinin içi gibi baktıkları ürünleri düşük fiyata gidince uğradıkları hayal kırıklıklarını.
Yağmur ne yazık ki her yere eşit yağmıyor!
Yüreğine, ağzına sağlık ağabey.
Sevgi ve saygılarımla...
Bedri Tokul
Bilmesi gerekenler niye bilmiyorlar ki peki...?
Selamlarımla kardesim... iyi geceler...
köye kentte örgütlü olamamak derim hep
yalnızca kiraz mı? anadolunun ortasında buğday,pancar çeltik her şey değerinden ucuza gider
üreticiden kelepire koparıp insanların alın terinden yükünü tutarlar
karadenizde çayı çukurova da pamuğu,yozgat da mercimeği böyle yapmazlar mı...haklısn bedri ağabey sömürü düzeni bu...
yıllarca böyle gider bu değişmez...sonra da hamd olsun derler..şükredin derler...bütün öz değerlerimizi sömürerek kimi yumurtadan kimi ithal buğdaydan yükünü tutar...Eh biz böyle olursak hak ediyoruz demektir
özlemişim yazılarını..severek okuduum kendi tarzınla tatlı mı tatlı dokunuşlarla zülfiyare vurmak güzel valla...farkındasın değil mi, sen Tacettinden güzel yazıyorsun...O ne şiiri nede yazıyı becerewmiyor..kampa gittiğinizde biraz kurs ver ona...selam ve saygılarla can ağabey...
Bedri Tokul
Öptüm gözlerinden özlemişim seni...
Manavdan, pazardan hiç uğraşmadan almak ne kadar kolay. Yazınızı okuyunca bir kez daha düşündüm bu işe alın teri dökenleri. Bir maydanoz, bir limonu bile pazarda pazarlık yaparak fiyatı indirmeye çalışan insanları hiç anlamam. Pazarcı; yağmurda, karda, sıcakta akşama kadar bu ürünleri satacak da evine para götürecek. Maliyetinin altında satın almak günah bence. Çok önemli bir konuyu usta kaleminizle inanılmaz derece güzel bir şekilde işlemişsiniz. Kutluyorum Bedri Bey. Saygılarımla.
Bedri Tokul
Beğenmenize sevindim... selamlarımla...
Aysel AKSÜMER
Kiraz, fındık, pancar, soğan...Güya tarım ülkesiyiz biz. Az gelişmişiz ya...Az gelişmiş tarım ülkesi, biraz daha gelişince yemeye sebze ve hububat bulamayacak...Alım politikaları bir garip olunca, vatanaş da bir garip ürün yetiştirmeye başladı. Artık çürüksüz ne soğan ne patates almak mümkün...
Vekiller mi dediniz? Güldürmeyin beni...Çok da umurlarındaydı...Onların daha önemli işleri var. Türkiye haritasını koruyorlar. Haritaya konan sinekleri kovalıyorlar ellerindeni sinekliklerle...
Güzel bir çalışma Bedri Abi...Keşke okuması gerekenler de okusa bu yazını...
Saygılar.
Bedri Tokul
Bundan sonra hem okuyacağız hem yazacağız..
Yorumunuzdaki görüşünüzde çok haklısınız.. Ama kim duya, kim dinliye...
selam ve saygılarımla...
Aynur Engindeniz
Duyan dinleyen duymayanlara kulak olur belki bilinir mi?Sen yeterki kalemnini böyle hayır konulara, insana ve insanlığa dola. Hastalıklı kurgulara düşme hep böyle abi ve kardeş kal. Okuyan anlayacağını anlar daim merak etme...
Saygılar sana...
ülkemin acı gerçeklerinden birisiydi sayfaya yansıyan
güzel anlatımdı
kutlarım ağabey
saygılarımla
Bedri Tokul
Coktandır siteden uzaktım .. Güzel yazılarına, şiirlerine ulaşamamış olabilirim..
Ama bundan sonra kaçırmam..
Selam ve sevgilerimle...
Benim Anadolumun gani gönüllü insanı birde şenlik düzenler. Yürekleri ağlarken yüzlerini güldürmek için.
Harcadıklarını dahi çıkaramamıştır. Ama olsun. Canları sağdır ya… Birde türkü tuttururlar;
Kiraz dalı gevrek olur basmaya gelmez
TIR cılara ucuz ucuz vermeye gelmez
Kooperatif kurarız satmayı bilmez
Bankalar tefeciler boy boy sırada
Satsak ta tüm malı borcu ödenmez
Duy bunları vekilim sözlerim sana
Seçim zamanı da gelme yanıma…
aNADOLU İNSANI KANAATKARDIR. HER ŞEYE ŞÜKREDER. KÖTÜ BİR DURUMDA BİLE İYİ TARAFINI BULUR. TOPRAK ANAYI SEVER, ONU İNCİTMEMEYE ÇALIŞIR. TOPRAK ANA DA MÜKAFATLANMDIRIR. EMEK VERİR, YORULUR, TERLER. HER YIL AYNI ŞEY TEKRARLANIR. KÖYLÜNÜN ÜMİDİ DE YAŞAMA AZMİ DE HASATTIR. ÜRETİLEN ÜRÜN DEĞİŞİKTİR.İYİ GEÇERSE HASAT YÜREKLER ŞENLENİR. KÖTÜ GEÇERSE NE EL TUTAR NE KOL. BİR DE BU YETMEZMİŞ GİBİ TOPTANCI GELİR UCUZ BİR FİYATA TOPLAR, İKİ MİSLİ SATAR. MAZERETİ DE HAZIRDIR. O DA EKMEK YİYECEKTİR.
BENCE PAZARLARDA ÜRETİCİ YERİNİ ALABİLMELİ. BEN TÜKETİCİ OLARAK, DALINDAN YENİ KOPMUŞ KİRAYI YEMELİYİM. YİNE HARİKA BİR YAZIYDI ABİM. SEN HEP YAZ. ANILARINDAN. sevgi ve saygılarımla abiciğim.
Bedri Tokul
Sağ ol var ol.. nur ol...
Selam ve sevgilerimle benim can bacım...
Çok kızıyorum şu yerel yönetimlere. :(
Halkının haklarını korumaktan başka ne işleri olur bunların. Bunun yerine koltuk gasp etmeyi, eke eke ilçelerinde caka satmayı tercih ediyorlar mübarekler. :((
Bir ilçe ürününü mecbur olduklarına pazarlamak zorunda kalıyorsa belediye başkanını indirmek lazım çok açık söylüyorum. Beypazarı örneğinde olduğu gibi zenginliği ilçeye getirmeye muktedir başkanlar çıkmalı, bunu beceremeyen adamların da ardına tekmeyi basmak gerek. :((
Bedri Tokul
Yazıda anlattığım ilçenin belediye başkanı dahi ucuz fiyata kendi halkından kiraz alıp aracılara karla devrediyor...
Veee... Bu başkanları seçende bizim halkımız..
Selam ve saygılarımla...
Sabri beye selamlar...
asran
Sabri Bey hüviyetini değiştirdi tc numaralısını aldı olmuşken ismimi de değiştireyim dedi onu da Selami yaptı. Böyle daha zengin duruyor dedi :)))
Hısımlık akrabalık hatırları sürdükçe daha çokkkk üçe beşe aşağılanır sevgili milletim. Ben bir vali tanırım Recep Yazıcı bir belediyecilikten anlayan başkan tanırım Mansur Yavaş. Böyle olmayanlara da selamım bile olmaz :)) Diyeceksin ki takarlar mı senin selamını :)) emin olun görünce adam yerine koymaz tavrınız acayip sıkıyor canlarını :))) alışmışlar herkesin başkanım deyip el pençe olmasına, biri de başka türlü davranınca ne olduğunu şaşıyorlar :))
Bu memlekette zengin olmak çok kolay ya hu :) Soğuk hava depolu araç alıp organik meyvecilik yapsan hem halkın duasını alırsın hem paranı kazanırsın :))
Tehdit ederler mi dediniz :) evet ederler hatta üşenmez fani bedeninizi yeryüzünden yer altına da tevdi ederler amannnnnn sende zaten ölümden öte köy yok :))) tin tin tinimini hanım :)))
Bedri Tokul
Yazıya giriş ve derken gelişmeye geçiş çok güzeldi. Ustaca geçiş yapmışsınız. Finaldaki türkü ise gerçekten acı gerçeğiyle yüreği dağlıyor.
Aslında ne fakir bir ülkeyiz ne imkanarımız kısıtlı. Tarım politikalarıyla çiftçinin yüzü gülerdi ama izin vermiyorlar. Dışarıdan ne emir geliyorsa öyle yapıyor politikacılarımız. Tam bağımsız ülkem nerde?
Terikler bu değerli yazı için.
Uluborlu - Keçiborlu ne çok duydum anneannemden.
Ben birtek Senet'i (Senirkent) ve Uluğbey'i bilirim.
Saygılar.
BANU ULUDAĞ tarafından 5/6/2011 11:55:16 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Her yer yemyeşil, insanları yanık yüreklidir...
Selam ve sevgilerimle kardeşim...
Bu sabah bir taş yedim kafama, hatta kurşun demek daha doğru aslında : Japonya'dan salatalık almaya başlamışık.
Gülelim mi, ölelim mi, delirelim mi Bedri dost ?
Güzelim insanımın alın terleri çöplere giderken, biz okyanus ötelerinden '' Hıyar '' ithal eder olmuşuk ! (Affedersin, sözüm meclisten dışarı )
Anlatalım biz yine de, kendi kendimize de olsak sayıklayalım. Balıklar duymasa da Hâlik duyar elbet !
Selâmlar, saygılar...
Fikret TEZAL tarafından 5/6/2011 10:41:41 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Senin yediğin bir mermi bana makineli tüfek gibi tesir etti...
Demek hıyarlar hıyarda ithal etti ha?....
Yazık çok yazık....
Selam ve saygıyla...
Değerli Bedri Abi,
Her ne kadar "vekilim gelme seçimde" diye türkü koyuverse de Anadolu insanı nihayetinde teslim olup bir dahaki seçime kadar kin büyütür içinde,seçim zamanı havaya salmak için
Üretmek ne kadar meşakkatli olsa da tüccarın bunu düşünecek ne zamanı ne de vicadanı var.
Bütün ürünlerde hemen hemen hal böyle.
Kazanan aracı-tefeci.
Kazanan üreten değil.
İstanbulda elli kilometre ötemizde köylümüzün ürettiği peyniri İstanbul'da Fransızlardan satın almak içimize dert olmuyorsa....
Yok küfür yok...
Oldumu da öyle 'ana' deyip bırakmak da yok.
Yalandan "Kahrolsun Emperyalizm" diye cırlayıp gezmek de.
Emperyalizm bizim içimizde.
İşlemiş her hücremize.
Kiraz ne kadar boldu bir zamanlar.
Geçen sene Manisa'lı arkadaşlar getirdi kolilerle.
Onlar da aracıdan tefeciden şikayetçi.
Bunu devlet halledecek inşallah.
Cüneyt Zapsu bey inşallah Fındıktan sonra Kiraza da el atacakmış,hayırlısıyla.
Hadi hayırlısı.
Selam ve saygı ile.
erolabi tarafından 5/6/2011 10:18:15 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bedri Tokul
Torunlarım inşallah benim gibi olmazlar...
Öptüm gözlerinden sevgiyle...
selam...enişte...güzel yazını sverek okudum...tebrikler.....yetiştirmesini biliyoruz ama pazarlamayı bilmiyoruz...ve tabiyi kaymagı satıştan kar eden yiyor...benim köyde bahçemde ekşi elma var 3 agaç..maşallah .az çok olur..biz hiç yemeyiz...şeker hastalarına toplar veririz...geçen lerde acil ihtiyaç oldu ve ben alayım dedim..vardım.cuma pazarına....satıcı tam 5 milyon istedi.....oysa ben satam desen 1 ytl bile vermezler...sanırım uluborlu kiraz festivalinede gittiniz...ucuz satılsada benim insanımın gönlü ganidir aza bereket der...selam ve dua larımla...tuhafiyeciler sitesindeki açan güzel güller .laleler sayfanıza ödüldür.....puan 10 dur.....
Bedri Tokul
Tuhafiyeciler sitesinden gönderdiğin gülleri , laleleri aldım kabul ettim.
selamlarımla...
Sonraki yıllar parayı, zengini, fakiri öğrendim.
Kimilerinin gelirleri yağmur gibi sicim, sicim di.
Kimilerinin dudakları susuzluktan çatlak çatlaktı.
EMEK YÜCE DEĞERDİR.....der...geçeriz....üretici....üretirken....tüketilmiştir...ve her daim....kan emen yarasalar evrim geçirerek....hızlı bir şekilde üremiş ve çoğalmıştır....emek ver yetiştir fakirleş....mecbur et...malını al....zenginleş durumu değişmiyen yazgı gibi kalmış....böyle gelmiş böyle gidecek mantığı yetkililercede benimsenmiştir. senin yazılarında bal üstünde kaymak tadı var gardaş.....sayfalara renk getirdin....kalemin hiç susmasın...saygılar sevgiler
Bedri Tokul
Benim yazılarımı biraz abartmışsın...
Ama senin yazıların kaymaklı kadayıf... Bu kesin.
Seni seviyorum. Sevdiğim için özlüyorum. Özlediğim için sana sarılacağım günü dört gözle bekliyorum...
Kal sağlıcakla...
Amasya’yı bilirsin, Eryatağı denilen tarafta Artin Bağları diye bir mahalle vardır helvacıya bağlı. Halamlar otururdu orada, bir kaç tane bağları vardı ve meyvecilikle geçinirlerdi. Zaman zaman ki, genelde kiraz zamanı giderdik bizde. Aynen anlattığınız gibi, yok değere hâl’e satarlar, parasını da peşin alamazlar, şayet satılırsa hâlde ancak ödeme yapılırdı. Ama çarşıda pazarda biz almaya güç yetiremezdik. Onu bildikleri için herkesi özellikle kiraz zamanı davet ederlerdi boşa gideceğine bir müslümanın kursağına girsin derlerdi. Yıllar önce de böyleydi hâla da böyle, hükumetler değişti bu düzen değişmedi. Bahçıvan, meyve üreticisi ilaç parasını çıkaramazken aracılar özellikle de market sahipleri en büyük kârı meyve ve sebzeden yapıyorlar. Şimdi Mersin’e geldik, aynı durum limon ve portakal yetştiricilerinin de başında. Duyulması gerekir, duymuyorlar mı, bilmiyorlar mı, sadece önemsemiyorlar, onları meclise taşıyan halkın durumuna aldırmıyorlar bile.
Bedri Tokul
Ama küçük yaşta memleketten ayrıldığımdan bu sömürü düzenini geç öğrendim...
Yok be bacım malesef bu güzel memlekete gerçekten sahip çıkan yok...
Selam ve saygılarımla...
Yıl; 1930. Yüce Önder Mustafa Kemal Atatürk " Köylü Milletin Efendisidir " der...
O yıllarda, gök delinmiş gibi, yağmurlar yağar köylümüzün üstüne. Bereket fışkırır, ülkem toprağının her bir köşesinden.
Sonra... Sonra yağmurlar durur. Yağmur, köylüyü unutur. Millet, köylüyü unutur. Hatırlaması gerekenler, yok sayarlar.
İtalyan domatesi, çikita muz ve benzerleri yer almaya başlarlar, sofralarımızda...
Köylü mü? Yağmur duasında. Hatırlanmayı bekliyorlar...
Saygılar, selamlar Bedri Bey. Yüreğinize, kaleminize sağlık.
Bedri Tokul
köylüyü, emeği biliyor taktir ediyorsunuz...
Ne mutlu size...
Sizin gibi insanların çoğalması dileklerimle...
selam saygı...
Afet İnce Kırat
Emeğin harcandığı, birde üstelik kücümsendiği bir hayatın içerisinde olmak; yüreği olan bir insana ne kadar ızdırap veriyorsa, aynı ızdırapları bende yaşıyorum.
Hiçbir emek küçümsenemez ama çiftçinin emeği ödenmez. Bizler teşekkürü nankörlüğümüzle sunuyoruz.
Affetsinler bizi o yüce gönüllü asil insanlar.
Sizin bu safi kalbiniz alıp götürüyor insanı değerler üstüne.
Sevgim ve saygım her daim.