Bizim doğrularımız…
İster kabul edin, isterseniz etmeyin: hayatta tek doğru diye bir şey yoktur. Herkesin kendi doğrusu vardır. Başkaları hak versin vermesin, anlasın anlamasın, doğrular; kişiden kişiye değişir. Hatta, aynı kişinin doğruları zaman içinde bile değişiklik gösterir.
Benim doğrularım, aldığım eğitim ve kültüre göre, hayat şartlarıma göre ve en önemlisi de, değer yargılarıma göre değişir. Başkalarınınki de öyledir. Nasıl başkalarının benim doğrularıma saygı göstermesini bekliyorsam, ben de başkalarının doğrusuna saygı göstermeliyim.
Ben, ancak kendime yakıştırdığım gibi yaşar ve davranırım. Karşılaştığım insanlara selam vermek, tanıdığım tanımadığım tüm insanlara gülümsemek, sevdiklerimi gördüğüm zaman onları mutlu edecek bir şey söylemek, karşılaştığım için mutlu olduğumu hissettirmek ve ne olursa olsun insanları eleştirmemek, benim doğrularımdır. Böyle davrandığım için kendimi iyi hissederim. Ve yine, dedikodu yapmamak, can sıkmamak, kendi dertlerimi anlatarak esir etmemek; hayat prensiplerimdendir.
Komşularım ve arkadaşlarım çok önemlidir benim için. Elimden geldiği kadar rahatsız etmemeye çalışırım. Balkondan halı, kilim veya paspas silkelemek yoktur bizim evde. Televizyonun, radyonun veya müziğin sesini, ancak kendimiz duyabileceğimiz kadar açarız. Yaşlılara saygı gösterir, hakkımız olmayanı almamaya gayret ederiz. Tüm insanlara değer verir, elimizden geldiği kadar kültürlü olmaya çalışırız.
Tabii ki insanız ve diğer insanlarla birlikte yaşamak zorundayız. Bazen, doğruları pek bizimkine uymayan insanlarla birlikte… Başkalarını rahatsız etmeyi ve taciz etmeyi hayat tarzı haline getirmiş insanlar vardır; bilirsiniz. Sıranızı sakince beklerken önünüze geçmeyi hak sayarlar. Asansörde sigara içerler. Tüm ihtiyaçlarını parasız gidermeye çalışırlar. Sizi gerçekten çileden çıkarırlar.
Böyle insanlarla karşılaşınca, sakin kalmakta epeyce zorlanıyor insan. Hatta bazen, kontrolünü kaybediyor. Sonra da kendine kızıyor çoğunlukla.
Böyle durumlarda kaldığınız zaman, onların sizin için birer sınav olduğunu hatırlayın lütfen. Bazen sabrınızı, bazen tahammül sınırınızı, bazen de kişiliğinizin gerçekten oturup oturmadığını denerler onlar. Bu yüzden onlara her zaman ihtiyaç vardır. Eğer onlar olmasaydı, bizler nasıl öğrenecektik olgun olmayı?
Hayat sınavlarınızı kolayca geçip, olgun ruhlar olmanızı dilerim…
YORUMLAR
'Onlar olmasaydı nasıl öğrenecektik olgun olmayı?'Sizinle aynı fikirdeyim.Gerçekten şu hayatta hiçbir şey ve hiç kimse boşuna hayatımızda değil.Hepsinin iyi ya da kötü bir katkısı var bize.Kötü olanları da iyiye çevirmek ise bizim elimizde.
Konu ve üslup bakımından gerçekten güzel bir çalışma olmuş..Tebrik ederim...