UZAT SAÇLARINI RAPUNZEL
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Ünlü bir araba markasının sponsorluğunda yapılan resim sergisi.
Davetlilerin çoğu ülkesinde isim ile tanınmış kişiler.Kimi sanat, kimi spor, kimisi de politika camiâsından,simâlarını sık sık tv.lerde görmeye alıştığımız isimler.
Bu kişilerin buraya gelmesiyle hem kendi isimleri medyada daha çok duyulacak, hem tabloların satışı hem de arabaların satışına faydası olacak.
Yani kısacası arz ve talep meselesi...Herkesin birbirinden haberi var.
Güzel bir salon, güzel yiyecek ve içeceklerle hazırlanmıştı.Etrafta dolaşan şık bayanlar, beyler...
Klasik müzik eşliğinde yudumlanan hafif içkiler ve yapılan hoş sohbetler...
. . .
En köşelerden bir adam sürekli "Uzun Saçlı Rapunzel" tablosunun yanına gidip geliyor...
Neden?
İçime sebepsiz bir kuşku girdi, merak işte.
Ayaklarım istemeden de olsa beni o tablonun veya o adamın yanına götürdü.
.
.
-Masaldır Rapunzel, siz inanmayın.
-hayır, size öyle geliyor.Biliyor musunuz benim babam balıkçıydı, annemin saçlarıyla balık tutardı.
-yok deve, çok özür dilerim.Nasıl böyle dedim inanın bilmiyorum,yani annenizin saçıyla balık tutamaz demek istedim aslında, şaşırdım ağzımdan yanlışlıkla çıktı.Kusura bakmayın lütfen.
-olsun önemli değil, bazen hepimiz aynı hataları yaparız.Sıkmayın canınızı.
-İyi de annenizin adı Rapunzel miydi?
-Değildi.
-şimdi anladım, saçları Rapunzel’in saçlarına benziyordu...!
-hayır.
-peki annenizin saçlarında, Rapunzel’in saçına benzeyen ne vardı ki?
-çıkacak olan saçları, babam ve ben hep onun hayalinle yaşadık, babam her balığa gidişinde Uzat Saçlarını Rapunzel der, anneme el sallardı.Oysa annemin hasta olduğunu hepimiz biliyorduk ama inanmak istemiyorduk.Önce annem gitti, arkasından da her balığa giderken ona el sallayan babam...Şimdi anladınız mı masalların hepsi öyle masal masal matitas değildir.Hele, hele Rapunzel hiç değildir.Çünkü onun upuzun saçları vardır.Şimdi imkânım olsa bu tabloyu alır odamın başköşesine koymak isterim,fakat ben buranın komisiyim, belli ki o da pahalı bir tablodur.Kim alırsa gülegüle kullansın, çok güzel bir tablo.
-O tablo satılık değil, ben ressamını tanıyorum.Anneler Gününde Annesi Rapunzel isimli birisine Hediye edilecekmiş.
. . .
"Uzat Saçlarını Rapunzel"
Satılmıştır.
günlerdenbirgün2011 Davidoff **** Seçki üyelerine teşekkürlerimle.
Edebiyat Defterinden başka sitelerde yayınlanması yasaktır.
YORUMLAR
Ben mi teşekkür etsem, yoksa Rapunzel mi ?
Her yazıya bir " ETKİLİ YORUM " adettendir ya hani;Rapunzelle bu sabah bütün yorumları tek tek okuduk...
-bırak dedi,
-saçlarım gibi dağınık kalsın...
-eğer birisini seçersen, diğerinin yüreği düşer kırılır.
BÜTÜN RAPUNZEL SAÇLI ANNELERİN ANNELER GÜNÜ KUTLU OLSUN.
SEVGİLERİMLE.
göz pınarlarımı sıkıyorum ağlamamak için
çok etkilendim
annemin saçları hep çok uzundu, geçenlerde ona____anne senin başörtünde bi tuhaflık var dedim
neden dedi
ne biliyim anlamadım
başından tülbentini çekti
o upuzun saçlarını artık bakamıyorum diye kestirmiş mutlu mesut karşımda oturuyordu
seyrelen kısacık bembeyaz saçları tülbentin etkisiyle başına iyice yapışmış çok farklı bir guygu veriyordu bana bakarken
üzüldüğümü anladı
hemen topladım kendimi ağlamak üzereydim neredeyse
çünki benim saçlarıma benzerdi saçları uzun ve dolgundu, ve o halini harırlayınca ,o meşhur filim şeridi benimde gözlerimin önünden bir anda hızla geldi geçti
o sırada yüz felci geçiren konuşma zorluğu çeken anneannemin birşeyler söylemeye çalışırken gözlerinden süzülen yaşta bir şekilde hayatı okudum
işte bundandır çok duygulandım sevgili davidof
çok güzeldi yazınız çok etkilendim
tebriklerim çokçadır
selamlar
YİNE SİHRİNİ KATMIŞ ..... enfes bir anlatım enfes bir hikaye farketmeden ruhu sarıveriyor .Bir burkulma bir dokunuş KELEBEK HİSLERİ BUNUN ADI kutluyorum canım david off um bu gün kayserideydim ve pcde sorun vardı halada var ama ilk yazması gereken bu kez son yazdı gülüm AFFOLA
Açık söyleyeyim okurken şahısları birbirine karıştırdım. Var, var illaki bir püf noktası var.
Kabahat samur kürk olsa kimse üstüne almazmış derler ya, benimkide o hesap. Ne biçim yazı bu, Allah, Allah! diyordum ki. Vallahi açık söyleyeyim jetonum çok geç düştü.
Kokteylin komisine bir jest bu kadar olur yani.
Oysa istisnaları saymazsak resim, heykel, seramik, müzik (bilhassa klasik müzik) gibi güzel sanatlarla uğraşan kitle işin “sanat” kısmını pekiyi derece ile geçerken “güzel”lik kısmından bırak ikmali direk sınıfta kalır.
Yukarıda da dediğim gibi istisnalar müstesna.
Biraz fazla önyargılı bir tespit olacak ama gerçekte çok çok ünlü bir ressamla bir kokteyl komisinin böyle bir diyalogu ya aykırı bir filmde, ya böyle masal tadında bir yazıda olur.
Etkilenmemek mümkün değil
Tebrikler
Selamlar, saygılar