- 921 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKARMIŞ
Gecenin bir yarısı çalan zil sesiyle, hayatımın dibe vurduğu gecelerden birini daha mı yaşayacaktım..?
Ağlamaktan sesi kısılmış canım kardeşim..Dilinden tek kelime sadece "hastanedeyiz" diyecek kadar bitkin ve umutsuz mu kalacaktı..?
Odanın sessiz karanlığında, ne yapacağımı bilmeden elim ayağıma mı dolaşacaktı..?
Ne tuhaf.!!
Kilometrelerce yol gitmeye rağmen, arabaya bir oturduğunu, birde hastane kapısında indiğini hatırlamak sadece ...
İlk kez hala olma sevinciyle onu dört gözle beklerken, o, doğuma bir gün kala bu dünyaya gelmekten vazgeçti..
Herkes hazırlanmış onu beklerken, o bizi, hepimizi kandırdı...
Doktor ameliyattan çıktığında üzgün bir ifade ile çok sağlıklı ve çok güzel bir bebekmiş..
Tek problem annenin tansiyonu dedi..Yüksek tansiyon Demir bebeğin kalbine vurmuş..
Eğer yaşamak için mücadelesini verseydi büyük bir ihtimal anne gidecekmiş..
Eğer o hayata veda etmeseydi, annesi edecekti dedi doktorlar...
Onu dokuz ay boyunca içinde taşıyan biricik annesinin ölümle yüzyüze geldiği anda kıyamadı anneciğine..Yaşama tercihini annesinden yana yaptı demir bebek...
Onun yaşamasını daha çok istedi demir bebek..
Odasını en güzel şeylerle donatan babasının yalnız kalmasınada küçücük yüreği dayanamadı..
Oysa ne hayallerimiz vardı Demir bebek için...
Neler neler yapmayacaktık ki!!!
Ameliyathanenin kapısından çıkan sağlık görevlilerinin kucağında sarıp sarmaladıkları Demir bebeğin cansız bedenini çıkardıklarında, koridoru saran sessiz hıçkırıklar, yüreğimde dayanılmaz acılar yarattı...
Daha nefesini hissetmediğim,yüzünü bile görmediğim bu küçücük beden beni bu kadar derinden mi sarsacaktı..?
Bebeğinin neye,kime benzediğini merak eden kardeşim yüreğimde derin sızılar bıraktı..
Görmeli miydi ? Yoksa görmemeli miydi bebeğini..?
Görse içinden atamayacağı derin acılar bırakırmıydı yüreğinde..?
Peki ya göremeden toprağa koysa yaşamı boyunca göremediği için yanıp tutuşurmuydu..?
Kısa sürede tüm olasılıklar beynimin bir tarafından iğnelercesine gelip geçti..
Önce ben görmeliydim Demir bebeğin yüzünü..
Görüpte pişman olmak yada olmama duygusunu önce ben tatmalıydım...
Sonra bir yolunu bulup görmesine yada görmemesine mani olabilirdim...
Bir yolunu bulup etrafımda kimsecikler yokken sorumlu memura rica edip morga gitmeliydim..
Sonunda görevli olan memur arkadaşı ikna edip morga giden koridorda ilerlemeye devam ettim..
Koridordaki ayak sesleri sanki tüm binada yankı yapıyordu..
Birden etlerime bir ürperti geldi..Ne kadarda soğuk bir koridordu..
İşte .! O kilitli demir kapının ardında sessizce yatıyordu küçük Demir...
Görevli kapıyı açarken "acaba bakabilecek kadar cesaretim varmı..?"diye kendimi sorgulamaya başladım..Oan sanki yerinden fırlayacakmış gibi atan kalp atışlarımın sesini duyar gibi oldum..
Kapı açıldığında masanın üzerinde yeşil beze sarılı olan Demir bebeğimi incitmeden,
"Allahım bana cesaret ver" deyip bir anda buz tutan bedenim ve titreyen ellerimle yavaş yavaş açmaya başladım üzerine sarılmış örtüyü..
Bir anda bacaklarımın tutmadığını, sanki damarlarımda dolaşan kanın donduğunu hisseder gibi oldum.
Ne ile karşılaşacağımı bilmeden yüzündeki örtüyü bir anda açmamla,
"Yarabbim!!! Bu ne güzel bir bebek.." deyip
Hayatım boyunca bu kadar güzel bir bebek görmediğimi anladım o an..
Siyah dalgalı saçları...
Küçücük kalkık bir burun...
Oldukça kilolu bir bebek..
Hafiften morarmaya yüz tutmuş o cansız bedeniyle bir bebek bu kadar mı güzel olabilirdi..?
Cansız bir bedeni kucağıma alıp,kokusunu içime çekmek bu kadarmı kolay olacaktı..?
Şimdi yüreğime düşüp,içimde yanan yangını daha şiddetli yaşıyordum...
Sorumlu memur arkadaş eli omuzumda
" hadi çıkalımmı artık" demesiyle kendimi hıçkırıklarla dışarı attım...
"Allahım beni bu akla koyup görmemi sağladığın için sana şükürler olsun"
Şimdi bir nebzede olsa içim rahatlamıştı..
Çevremdekilerin aldığı kararla Demir bebeği babasına göstermeden defnedeceklerdi...
Onu gördüğümde beni bu kadar sevindirdiğine göre babasınıda sevindirecektir elbet...
Görmeli...Mutlaka görmeli...Cennete gönderdiği biricik yavrusunu görmeli...
Tam iki saat geçip mezarlık filan temin edilince,kalabalık bir grupla tekrar morga indik..
Görüpte kimseyle paylaşamadığım demir bebeği canım kardeşim kucağına almak istedi...
"Görmek istermisin " diye sorduğumda Demir bebeği unutamayacağı kötü bir halde görmekten korkmuş olacakki, etraftan gelen hayır sesleriyle "hayır abla istemiyorum" dedi..
"Bak ve gör istersen" dedim...
O an gözlerimin ta içine derinden bir bakışla " sen gördün dimi..? " dedi..
Kısa bir sessizlikten sonra " hayatımda bu kadar güzel bebeği ilk kez gösterdiği için yinede Allaha şükürler olsun" diyebildim..
Nur içinde yat Demir bebek..
Şimdi her göz göze geldiğimizde kardeşimle en azından " iyiki gördük " diyebiliyoruz..
Allah kimseye evlat acısını göstermesin ve sıralı bir ölüm nasip etsin...
17/Kasım/2007
Suskunlarulkesi