- 1713 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
KAYIP KENTİN YAKIŞIKLISINA
Kayıp Kentin Yakışılısı’na: Babama…
Not:Bu mektup hiçbir zaman yazıldığı,ithaf edildiği kişiye ulaşamayacak.
Her şeyden önce yaşadığımız coğrafyanın,yakın doğunun hikayesini anlatacağım sizlere. Üzerinde beş vakit ezan seslerinin yankılandığı,dağları bin yıldır omuz omuza dik ve kardeş sıralanan bir coğrafyanın çocuklarıydık biz. Bundan 22 sene evvel başladım hayat sınavına ben. Daha doğar doğmaz verilen bütün avanslara rağmen hükmen yenik başladım hayata. Ömrümde belki de taşıyamadığım en ağır yükü doğduğum gün yüklediler sırtımdaki küfeye. İçi boş,camdan bir fanusa koyup,denize fırlattılar beni,hala yüzmeyi öğrenemedim…
Köylüydüm ve köy kokuyordu bedenim. Anlatılanlar o ki,sizin çoğunuzun babasının yaptığı gibi,hiçbir zaman,sizin gibi başımı okşayan bir babam yanımda olmadı benim. Hatta hiç göremedim ben onu.Yoo yoo üzülmeyin kedere lüzüm yok,başım dik,gönlüm mağrur her daim. Şimdi size onun hikayesini anlatacağım. Karakoçan’ın,eski adıyla Dêpê’nin,naçizane tabirimle Kayıp Kent’in yakışıklısını; babamı…
(1988 senesi)
Derler ki henüz 20 sinde bir genç. Filinta gibi,fiyakalı,mert ve delikanlı. Köyün bütün kızları onu bekler çeşme başlarında,atının eğerini tutarlar bir kelam etsin diye. İnci dişlidir kendisi,gülünce cenneti görürsünüz yüzünde. Güzeller onun yoluna ateşe yanan pervane. Uzunca saçlı,boylu poslu,esmer,yavuz bir aslan. Bizzat resimlerde gördüm,biat ettim Yusuf güzelliğine…
Her yiğidin gönlünde taht kuran bir güzel vardır elbet. Köyün en inatçı kızını sever Kayıp Kentin Yakışıklısı. Kendimden bilirim inadını,kafasına bir şey koyduğu an,kafasını kesseler bile vazgeçmez yolundan. Arun’lardan kız almak kolay değilmiş dediklerine göre. Umrunda mı ? Kaçırır sevdiği kızı bir başka köye. Gel zaman git zaman düğün dernek,mutluluk diz boyu…
Bir vakit gelir ki askere çağırırlar Kayıp Kentin Yakışılısı’nı. Gitmek istemez elbet zor gelir hasretlik öyle ya yeni evlenmiş,Kayıp Kent’te iki katlı biraz harabe bir ev,cantanesi sevdiği kadından ayrılmak zordur,koyar insana. Lakin vatan bu görev bekler,sırtında hayalleri düşer yola. Asker ocağı bu ana kuzuları kuzu gelir koç çıkarlar. Hey gidi Delikanlı Asker Aziz! Komutanlarının yüz akı,sancak teslim edecekleri kadar güvenirler Asker Aziz’e. Boğazından haram ekmek geçmemiştir kendimden bilirim..
Üç beyinsiz kafanın derdine,milyonca halk
Bak nasıl ölünüyor? Kalk baba,kabrinden kalk! ( Mehmet Akif ERSOY)
( 1989 senesi- 10 Haziran)
Sıcak bir haziran günü… Yakın doğunun uzak bir köyünde yaşanan gerçek bir hikaye. Ertesi gün gazetelerde tam 14 satırlık bir yazıyla duyruldu Asker Aziz’in şehahet haberi.Hatırımda kaldığı kadarıyla şöyleydi gazete köşeninde yer alan haber: Karayollarının köy yolunu onarması için gönderdiği greydere teröristlerce saldırı düzenlendi. Hain saldırıda greyderi koruyan askeri timden 3 er şehit oldu,2 er de yaralı olarak kurtuldu. Yaralılar helikopterle en yakın hastaneye yetiştirildi. Çevrede operasyonlar devam geniş kapsamlı sürüyor….
Arap’ın Türk’e; Laz’ın Çerkes’e,yahut Kürt’e;
Acem’in Çinliye rüchanı (üstünlük) mı varmış? Nerde! ( Mehmet Akif Ersoy)
(22 yaşındayım ben. Babamın öldüğü yaşın 730 gün fazlası)
Asker Aziz artık Şehit Aziz olmuştu o sıcak ve güzel haziran günü. Vücüduna üç kurşun isabet etmişti. Ve ben hiç göremediğim o adamı yani Kayıp Kentin Yakışıklısı’nı hep o üç kurşunla hatırladım. Bana kalan hatırası oydu çünkü. Evlat ben gider oldum ardımda kurşunumdan başka vasiyetim ve servetim yoktur! Bir babanın oğluna bırakabileceği en güzel servet nedir ben bilemem bunu.Ama babamdan aldım ben bu huyu her kavgadan bir armağan çıkardım hiçbir zaman küsmedim hayata çok sevdiğim bir şairin sözüdür: Küsmedim kardayım yediğim dayaktan…
Doğdum büyük bir hadise olarak geçmedi kayıtlara ama biliyordum ki köyün en delikanlı,en mert,en yakışılı olan toprak altında da olsa efsanesi hiçbir zaman unutulmayacak Şehidinin oğluydum ben. Üstelik köyün ve şehrin ilk şehidi. Babamdan bana kalan en güzel miras adıydı,adını verdiler bana ona benzeyeyim diye bende artık Nefer Aziz’dim. Savaşım ne silahla ne de bıçakla olacaktı ben okuyacaktım ve siz sevgili okurlara babamı anlatacaktım.
Hiçbir zaman ayrımcılıktan yana olmadım. Dünyanın neresinde olursa olsun ,bu dünyaya gözlerini açan hiçbir bebeğe ırkını,dilini,dinini,mezhebini,rengini seçme imkanı ve sorumluluğu verilmez. O andan itibaren yaşayacağı her an,yazacağı her harf onun kaderi olur. Kayıp bir kentte doğan ve 20sinde toprakla hemhal olan Aziz Asker’in kaderinde de bu dünyaya Kürt olarak doğmak vardı ki yine bir Kürt tarafından öldürldü. Ayrımlar ayrımları doğurur. Hepimiz farklı sıfatlarla donatıldık doğarken. Şayet Yaradan herkesin tıpa tıp aynı olmasını isteseydi hiç şüphesiz hepimiz aynı olarak yaratılırdık. Sınırları belirli bir ülkede kardeşçe yaşamak varken,kendi kuyumuzdan su içmek varken,zehirlenmiş kuyulardan su içmek neden?
Evet ben Kürt olarak şu an bulunduğunuz coğrafyada doğdum. Lakin ben karedeniz’den Balkanlara,Mezopotamya’dan Kafkaslara barış ve kardeşlik içinde yaşanılacak bir dünyanın düşünü büyütüyorum içimde. Şeyh Galip ne diyor beyitte:
Hoşça bak zatına kim zübte-i alemsin sen
Merdüm-i dide-i ekvan olan ademsin sen ( Dön de iyice bir bak kendi özüne,alemin özü olan insansın sen. Alemin gözbebeği olan ademsin sen)
Her insan bir dünyadır sevgili okur. O dünyada türlü türlü ırmaklar akar,özünü bilen insan,kardeşini bilen insan asla zehir akıtmaz gönül ırmağında. Şairin istediği memleket düşünde buluşmak dileğiyle…
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
Cahit Sıtkı TARANCI
Yazan:Aziz Özgü
YORUMLAR
AZİZİM HARİKA OLMUŞ, ÜZÜLMEN DEĞİL GURUR DUYMAN LAZIM VE SEN ONU ÇOK NET BİR ŞEKİLDE BELİRTMİŞSİN. iNANKİ SENİNLE GURUR DUYUYOR ŞEHİDİMİZ...BU TOPRAĞIN İNSANI ÇOK ACI ÇEKTİ VE HALA DA ÇEKİYOR. BUNUN İÇİN MİSYONUMUZ OLMALI VE BUNU HER NE ŞEKİLDE OLURSA OLSUN YERİNE GETİRMELİYİZ. VE ŞUNU UNUTMA HER ZAMAN İÇİN YANINDA OLACAĞIM İNŞALLAH..SELAM VE SEVGİLERİMLE...