HERŞEY GÜZEL OLACAK..26. BÖLÜM
Dila herşeyden habersiz Aslı ile yaptığı alışverişten neşeyle dönmüştü.
Kapıdan içeri girip elindeki paketleri bir kenera bırakıp annesinin yanağından sevgiyle öptü.
" Bir ayakkabı beğendim okadar güzel ki...Dayanamayıp aldım.Sonra Aslı ile söz de giyeceğim kıyafetimi seçtik.Göstermek için sabırsızlanıyorum."
" İyi yapmışsın kızım...."
" Ne oldu? Canın sıkkın gibi anne."
" Bugün çok yoruldum ondandır yavrum."
Kardeşine baktı ; odasında ders çalışıyordu.
"Hoş geldin abla..."
(Allah ...Allah.. var birşey ama...? Herkesin yüzü bir tuhaftı.) Babası ise henüz işten gelmişti.Doğan dan hala ses seda yoktu."Ancak arar " diye düşündü.
Sofrayı hep beraber hazırlayıp; yemeğe oturdular.Dila annesine baktı; elindeki çatalı isteksizce tabağında dolaştırıyordu. Babası önündeki çorbayı bitirmeye çalışıyordu.Alper ekmeğinden kopardığı parçayı ağzında geveliyordu.
" Ne oldu size ?
" Hiç...hiç birşey kızım.Herhalde fazla koşuşturdum; halim kalmamış."
" Anne yapma...Sen bu konularda şikayet etmezdin."
"Yaşlandım galiba ..."
" Baba senin sesin çıkmıyor."
"Haklısın kızım.İşler yoğundu.Hep ayaktaydım."
(İyice endişelenmişti...Elbet anlayacağım. Sanki... sanki fırtına öncesi bir ortam vardı.)
Kapının zili çalınca Dila koşarak açtı.Mehmet Öğretmenle eşi
"Akrabamızı ziyarete gelmiştik.Buraya çok yakındı.Bizde size uğramadan geçmeyelim diye düşündük."
"Ne güzel ; ne güzel.Buyrun ."
Dila hemen mutfağa giderek çayı koydu.Cep telefonunu alıp Doğan ın numarasını çevirdi; telesekreterin sesi." Ulaşılamıyor lütfen bir süre sonra tekrar deneyiniz."
O sırada tekrar kapı çaldı.
" Kızım ; bak kim geldi?"
Mutfaktan kafasını uzatınca Metin i gördü
" Sürprizzzz.."
"Evet ne hoş bir sürpriz. Hangi rüzgar attı seni?"
" Valla İstanbul a bazı işlerim için gelince bende seni ve aileni ziyaret edeyim dedim."
" Harikasın ; çok sevindim ,çokk."
Metin i Mehmet Öğretmenle tanıştırdı.O da hemen saygıyla elini öptü.
İkram faslı bitince...En zor görevi üstlenen yaşlı öğretmen elinden geldiğince sakin bir sesle
" Dila yavrum gel bakalım yanıma otur."
Meraklı gözlerle baktı.(Adını koyamadığı birşeyler vardı .Ama ne?)
" Sizi dinliyorum hocam."
" Çok üzüleceksin biliyorum; fakat ...söylemek zorundayız sana."
" Nedir? ( yüreği çarpmaya başlamıştı.)
" Doğan....."
" Ona bir şey mi oldu? Yalvarırım neolur ; neolur hayır deyin."
"Kuvvetli olmalısın.Neyazık ki kaybettik....Trafik kazası geçirdi."
" Hayırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr.....!!!!! Doğru olamaz! "
Annesi Dila ya sarılmış, hepsi ağlıyordu.
" Anne ...anne çok acıııı ! çok acıııı!"
Bayılmıştı.Yüreği nasıl dayanacaktı; nasıll ? Kendine geldiğinde annesi hala onun bileklerini kolonya ile ovuyordu.
" Bizim hayallerimiz vardı.Biz... biz... ömür boyu beraberiz diye söz vermiştik."
Mehmet Öğretmen teselli edecek söz bulamıyordu.
" Haklısın yavrum.Yüreğin yanıyor.Ağla ... içine atma...ağla kızım."
Metin onlarda kalmış;.Mehmet öğretmenle eşi izin isteyip ayrılırken akılları hep Dila daydı.
Kadıncağız sabaha kadar yanındaydı.Güneş doğarken genç kız bitkin şekilde uyuyakalmıştı.
Metin birkaç gün daha ona destek olmaya çalıştı. Sonra Zonguldak a döndü.
Dila ne yemek yiyor,ne konuşuyordu.Çoğunlukla odasına kapanıyordu.
Anne ve babasının zoru ile doktora götürüldü. Dinlenmesi için rapor aldılar.
" Beni kendimle bırakın neolur "diyordu her seferinde.Aslı,Ahmet,Altan da
sık sık uğruyorlardı.Yarı yıl tatili biter bitmez hepsi görevlerinin başına döndüler.
Dila gene odasında ; gene düşünceleriyle iç hesaplaşmasındaydı.Sanki bir ses; Hiç aklına geldi mi? Doğan ın annesi babası ne durumda? Bir kez olsun arasan.
Gözlerinden yaşlar boşalıverdi." Çok seviyordum seni ; çokkkk ."
Annesinin yanına gidip herzamanki gibi başını onun dizlerine koydu.
" Ben düşündüm de..."
" Söyle yavrum."
" İzmir e Doğan ın ailesini ziyarete gideceğim."
"Bizde gelelim ister misin?" Kızının saçlarını okşuyordu.
" Tabiii."
" Nezaman gidelim?"
" Ben hemen düşünüyorum."
" Kendini hazır hissediyor musun?"
" Evet anne.Onları veee...(yutkundu gözleri dolmuştu) Doğan ın....Doğan ın mezarını görmeliyim."
" Tamam yavrum.Nasıl istersen."
" İzmir e telefon edip haber versek değil mi?"
" Bencede .Hem adresi de almış oluruz."
Yola çıktıklarında Dila otobüsün penceresinden dışarı bakarken yüreği ağlıyordu adeta." Kim derdiki...Seni böyle mi ziyaret edecektim? Ahhh! Doğan ; ahh!"
Sevdiğinin annesİ ve babasıyla ilk kez tanışacaktı. Evlerine vardıklarında iki yaşlı insan onları sımsıcak bir şekilde karşılamıştı.İkiside evlat acısıyla çökmüştü.Sanki çok eski dost gibi uzun uzun konuştular.
Doğan ın annesi bir ara içeri giderek elinde ufak kutuyla geldi.
Dudakları,elleri titriyordu.
" Kızım;bunu çantasında bulduk.Senin için olduğunu anladık."
Dila kutuyu açarken gözyaşlarına hakim olamamıştı.İçinde altınkolye küçük bir kalple tamamlıyor vee ikisinin resmi vardı.
" Ben bunu sonsuza dek saklayacağım ." Yaşlı kadına sevgiyle sarıldı.
" Siz benim herzaman annem ,babam ola
"Çok teşekkür ederiz evaldım.Oğlumuzun dediği kadar melek gibisin."
" Sizlerde öyle efendim.Ben... ben... Doğan ın mezarına gitmek istiyorum. Bir mahzuru var mı?"
" Tabii .Ama hanımı götürmem.Fenalaşıyor."
" Yarın uğrayıp sizi alırız."
Nekadar ısrar ettilerse de yatıya kalmayıp; geceyi öğretmenevinde geçirdiler.
Ertesi gün hep beraber Doğan ın kabrine gittiler.Dila öylece çökmüş , başını eğmiş sesssizce ağlıyordu
" Beni biraz yanlız bırakır mısınız.."
Toprağını sevdi usulca.Yeni dikilmiş çiceklerin yapraklarına dokundu.
SEVDİĞİM
Güneş bize gülümsedi
Rüzgar tatlı tatlı esdi
Gül bülbülle cilveleşti
Kalk sevdiğim bahar geldi
Toprak uykudan uyandı
Üstü başı yeşillendi
Yağmurlar bereket verdi
Kalk sevdiğim bahar geldi
Lale sümbül pek güzeldi
Menekşeler hercaiydi
Hepsi sensiz neşesizdi
Kalk sevdiğim bahar geldi
İçimde hep sevgi vardı
Duygularım şiir gibi
Haketmedim sensizliği
Kalk sevdiğim bahar geldi.
NEŞE KIZILYAR
DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
Evet yine ayni sadelikte devamini getirmissin üzücü iki bölümdü.
Yüregine saglik sevgili Güldeste
Sevgim sonsuz
hicbitmez tarafından 5/27/2011 11:49:51 PM zamanında düzenlenmiştir.
GÜLDESTE
Hayat hep gülmediği gibi hep mutlu da gitmiyor
her yönüyle detaylar ve hayatın farklı yönlerini görüyoruz yazıda
tebriklerim gönülden, sevgilerimle
GÜLDESTE
gel gönül sızım gel gitmee
yüreğimin en derinide iz lerin
hep düşleyecek senle olsaydı diye günlerim
nereye gitin sen
nereye
çok erken degilmiydi bu gidiş
çok erken
bütün ölümler erken degilmidir vefalı ablacım çok üzüldüm ağladım okurken kızım geldi yanıma ne oluyor anne diye güldeste ablamın hikayesindeki dilanın sevdiği ölmüş dedim kendimi tutamadım sanki bende yaşadım canımsın harikaydı yanaklarından öperim gül kokulu ablacım
Canım ya, öykünün adı her şey güzel olacak, Doğan öldü her şey nasıl güzel olacak merak ediyorum açıkçası:(
Çok gerçekçi bir anlatım, kalem acıyı hissettirdi tebrik ederim canım.
sevgimle...
GÜLDESTE
GÜLDESTE
anlatım.. hissettirdi acı gerçekleri
sanki Dilanın yanında onun yaşadıklarını yaşadık bizlerde
hüzün dolu bir bölümdü
kutlarım arkadaşım
sevgilerimle
GÜLDESTE
Çok acıklı bir yöne kaydı öykü çook...
Hep mutlu sonla bitse çok güzel ama, gerçekte de yaşıyoruz böyle acıları.
Anlatım başarılı,içerik üzücü de olsa güzel devam ediyor, tebrikler arkadaşım, selamlar.
GÜLDESTE
dayanamam ayrılıklara hep de başımıza gelen en acı olaydır.( duygu yüklü bu satırları okurken aktı yaşlar...sabırlar diliyorum... sevgilerimle
GÜLDESTE
Hikâyeyi okuyunca bile insanın içi burkulurken böyle acıları yaşayanlara Allah sabırlar versin. Kötü haberleri vermek hep en sevilenlere düşer zira onlar aynı zamanda boynuna sarılıp bir teselli sebebidirler. Gülen gözler kadar ağlayanlar da bu hayatın gerçeği. Dila öğretmenin kalbi yaralı, boynu bükük kaldı. Ahde vefayı bilen erdemiyle, sevdiğinin mezarı başında gönülden dökülen o duygu seli hüzün deryasına götürüyor insanı…
Tebrik ederim Can kardeşim.Gönül dolusu selam ve saygılarımla...
GÜLDESTE
:( Sabah sabah ölüm okumak sızlattı içerimi..Ama hayatın gercçeği elden ne gelir..
Yüreğğine sağlık gülüm ..sevgiyle kal..