- 621 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
“O”NA SESLENİŞ 1
Asırlar ötesinden, yirmi birinci yüzyıldan yani on dört asır öteden size sesleniyorum medet buyurun Ya Resulullah…
Günahkâr ve verdiği sözde duramayan insanın mahcupluğu içerisinde size yazma cüretinde bulundum affedin beni Ya Resulullah…
Aslında koklanmaya değmez gönül güllerimden bir buket bir deste sunmaktır haddim olmayarak biliyorum ki size Allah-ü Teâlâ duygularımı ve samimiyetimi bildirecektir bundan asla şüphem yok gönlüm müsterih yüreğim belki de yalnızca bu konuda rahattır. Efendim, asırlar ötesinden sizlere güzel hadiselerden bahsetmek isterdim lakin asrımızda o kadar olumsuzluklar ve idraksizlikler var ki siz yaşasaydınız ne muazzep olurdunuz Allah korusun. Siz bizden ayrıldıktan sonra sizin de buyurduğunuz gibi ümmetiniz fırkalara bölündü kimi bu bölünmede Allah’ın inayeti ve keremiyle hidayet buldu kimisi ise daha önce hiçbir kavmin azmadığı gibi azdı dünya saltanatı için gözbebekleriniz torunlarınıza kıydılar ilmin kapısı Ali efendimize (hâşâ) peygamberlik atfettiler hakikati siz biliyorsunuz ki onun böyle bir iddiası hiç olmadı olanları ise hiç yanında barındırmadı başta Allah sonrada bizler buna şahidiz…
Efendim, mucizeleriniz diri iken nasıl yakıcı nasıl kâfirin kafasına bir şamar gibi inici ise siz hayatta yokken de aynen öyle varsın sizden sonra Nemrutları firavunları geçen hayâdan edepten yoksun ameller işleyip (hâşâ) ilahlık iddiasında bulunan çok kafir türedi hepsi de dünyayı kalıcı sanıp nice masumlara kıydılar nicelerine zulmettiler ama bilemediler ki “Zulm ile abad olan kahr ile berbat olacak” bilemediler ki ölüm var, hesap var, sırat var, mizan var, cehennem var…zaten düşünselerdi hiç böyle yaparlar mıydı? Senin yolundan gitmek için sıraya girerler bu cihan hayırdan başka bir şey elbette görmezdi lakin imtihan dünyası olduğu için şakiler elbette olacaktır ve kıyamete kadar da olmaya devam edecektir.
Efendim, sizden sonra neler yaptık ne günahlara girdik bilseniz o nazik kalbiniz nasıl da muzdarip olurdu. Sizin yerinize koymaya çalıştıklarımızı sizin o kutsal emanetinizi kimlere emanet ettiğimizi bir görseniz bizlere şefaat etmek değil yüzümüze bile bakma zahmetinde bulunmazdınız. Sizden sonra efendim bu millet sizin emanetinize gözü gibi bakmış bu millet öyle hallere düştü ki Hıristiyanları ve Yahudileri dost edinip öyle melanetler işlediler ki yazmaya el yetmez zaten anlatırken yürek bin parça oluyor utancımdan ah keşke toprak olsaydım diyorum ama nafile hakikat böyle iken biz de bu sisteme ayak uydurduk bir parçası olduk bu hain çarkın.
Sizi anmak adınızı söylemenin yasak olduğu semalarında Tanrı uludur sedalarının duyulduğu göğün altında yaşama tutkusu bizi mücadeleden alıkoydu imanın en düşük vazifesi kalple buğz etmeye yitti bizi oysa hepimiz birer Musab olacak yaşlardaydık hepimiz Eyüp El Ensari gibi yaşımıza dahi bakmadan at sırtında şahadet şerbeti içmeye and içecek yaştaydık ama yapamadık cesaret edemedik bir türlü diğer dinlerin mensupları kendi peygamberlerini cihana anlatırken bizler sizin adınızı bırakın cihana anlatmayı kendi ülkemizde bile söyleyemez olduk bütün bunlara rağmen Allah’ın sana verdiği merhamet ile bizlere yine de şefaat eder misin Ya Resulullah?
Efendim, seni görmeden sana sesleniyorum on dört asır önce yaktığın meşaleyi bir kere olsun elime almadan sana sesleniyorum medet Ya Resulullah şefaat Ya Resulullah affet bizleri…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.