- 1591 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kendini İsraf Etmek
Amaçsızca, gereksizce yiyecek, mal, para, zaman ve benzer harcamalar yapmak israftır. İsraf, "...Yiyin, için ve israf etmeyin. Çünkü O, israf edenleri sevmez. (Araf Suresi, 31) ayetiyle bildirildiği üzere Allah Katında beğenilmeyen bir davranıştır.
Allah, göklerde ve yerde yarattığı her şeyi kullarının emrine vermiş, görünür ve görünmez nimetlerle rızıklarındırmıştır. İnsanın yapması gereken bu nimetleri israf etmemek ve Rabb’inin hoşnutluğu amacıyla kullanmaktır.
Ancak din ahlakından uzak yaşayan birçok insan sınırsızca tüketir ve bununla övünür. Kur’an, “O: "Yığınla mal tüketip-yok ettim" diyor. Kendisini hiç kimsenin görmediğini mi sanıyor?” (Beled Suresi, 6-7) ayetiyle buna işaret eder.
“...İsraf ederek saçıp-savurma. Çünkü saçıp-savuranlar, şeytanın kardeşleri olmuşlardır; şeytan ise Rabbine karşı nankördür.” (İsra Suresi, 26-27) ayetindeki ifadeyle israf edenler "şeytanın kardeşi"dirler. Müminler bu uyarıyı dikkate alır, israf etmekten titizlikle sakınırlar.
Mülkün gerçek sahibi Allah’tır. Bu nedenle müminler sahip oldukları hiçbir şeyin gerçek sahibi olmadıklarının bilincindedirler. "Akrabaya hakkını ver, yoksula ve yolda kalmışa da. İsraf ederek saçıp-savurma. (İsra Suresi, 26) hükmü gereği ihtiyacı olana yardım ederler ancak gereksiz harcamada bulunmazlar.
İsraf denildiğinde genellikle para, yiyecek ya da malların israfı düşünülür. Oysa zamandan sağlığa kadar Allah’ın bahşettiği her nimetin, Allah rızası dışında gereksiz yere harcanması bir israftır. Ve Allah, “Sonra o gün nimetten sorguya çekileceksiniz.” (Tekasür Suresi, 8) buyurarak insanların, verdiği nimetleri nasıl kullandıklarıyla ilgili ahirette sorguya çekileceklerini haber verir.
Zaman insan için en büyük nimetlerdendir. İmtihan mekanı olan dünyada insan, kendisine tanınan süreyi Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla yaşamalıdır. Ancak birçok insan zamanını değerlendirmesi gerekirken ’öldürür’. Allah’tan uzak yaşar, boş işlerle zamanını israf eder; müsrifçe tüketir.
İlmin sahibi Allah’tır. Ancak bazı insanlara ilminden dilediği kadarını verir. Allah’ın lütfettiği bilgiye sahip olan her insan, hem bu nimetten hem de Allah’ın varlığını ve üstün gücünü diğer insanlara anlatmaktan sorumludur. Bunu yapmadığı takdirde Rabb’inin verdiği bilgiyi israf etmiştir.
Bugün toplumda birçok anne baba çocuğuna Allah’ı tanıtmaz, ona Allah sevgisini ve Allah korkusunu öğretmez. "Henüz küçük, ilerde nasılsa öğrenir" diye düşünür ve Allah’ın yasakladığı davranışlarda bulunmasına ses çıkarmaz. Zaman ilerledikçe de çocuk çevresinden aldığı yüzlerce telkin nedeniyle gördüğü her şeye alışkanlık gözüyle bakar, yaratılışın delillerini göremez. Allah’a ve yaratmasına karşı duyarsız ve ilgisiz bir insan haline gelir.
Çocuğu Allah’tan ve imandan uzak yetiştirmek, onu hem dünyada zarara uğratacak hem de ahiretini ve sonsuz cenneti kaybetmesine neden olacaktır. Anne babanın bu sorumluluğu yerine getirmemeleri ise çocuklarını israf etmeleri anlamına gelir.
Sağlık da insan için büyük bir nimettir. İnsan, Allah’ın kendisine emanet olarak verdiği bedenine en iyi şekilde bakmakla sorumludur. Sağlığı bahşeden de hastalığı veren de kuşkusuz Allah’tır. Ancak insan sağlıklı yaşamak için, sağlıklı beslenmeli, sebeplere sarılmalıdır. Bu da, kişinin fiili duası olur. Bedenine gerektiği gibi bakmadığında, zararlı ve temiz olmayan yiyecekleri tükettiğinde kişi sağlığını israf eder.
Dünyada her insanın ihtiyacına yetecek kadar besin kaynağı vardır. Ancak gıda maddelerinin israf edilmesi nedeniyle milyonlarca insan açlık çekmektedir. Allah, verdiği nimetlerin en doğru ve en verimli şekilde kullanılmasını emrederken evlerden lokantalara ekmekler, yiyecekler, meyve ve sebzeler çöpe atılmaktadır. Bu çok büyük israftır ve nimete karşı nankörlüktür.
Enerji kaynakları konusunda da israftan kaçınılmalıdır. Örneğin boşa akan su, açık kalan ışık birer israftır. İsraftan kaçınarak tasarruf edilen para, Allah rızası için yapılacak bir işte kullanılabilir.
Allah, harcamadaki ölçüyü Kuran’da “Onlar, harcadıkları zaman, ne israf ederler, ne kısarlar; (harcamaları,) ikisi arasında orta bir yoldur.” (Furkan Suresi, 67) ayetiyle haber verir. Harcadıklarını da Allah’ın rızasını gözeterek kullanmaktan müminler büyük haz alırlar.
Peygamberimiz (sav) ve ashabının da "Yüce Allah dağ gibi altın verse, bunu O’nun yolunda harcamayı temenni ettikleri" bildirilir. (İbn Mâce, Mukaddime, 10, Zekât, 3)
Dünyadaki toplu israfa çözüm bulmak, akılcı önlemler almak da müminlerin önemli sorumluluklarındandır.
Dünyada İsraf Edenlerin Ahiretteki İflası
Şeytanın kardeşi olarak israf içinde yaşayanlar ahirette Rabb’lerinin huzurunda sorgulanırlar ve hesaptan iflas etmiş olarak ayrılırlar. Bu duruma düşmemek için ahirette verilecek hesaptan korku duyarak yaşanmalıdır. İnsan, önden gönderdiklerinin yeterli olduğunu zannederken, hepsinin boşa gittiğini görüp hüsrana uğrayabilir.
Ahirette yoksul olmamak için, nimetleri ne hoyratça kullanarak israf edelim ne de kısalım. Allah’ın lütfettiği nimetleri savurganlığa dönüştürmeyelim; kayba uğramamak için şükredelim nankörlük etmeyelim.
... siz de, sizden öncekilerin kendi paylarıyla yararlanmaya kalkışmaları gibi, kendi paylarınızla yararlanmaya baktınız ve siz de (dünyaya ve zevke) dalanlar gibi daldınız. İşte onların dünyada ahirette bütün yapıp-ettikleri (amelleri) boşa çıkmıştır ve işte onlar kayba uğrayanlardır. (Tevbe Suresi, 69)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.