- 2396 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
BİR İNTİHAR MEKTUBU
’ En az otuz küsür yıl önce düşünmüştüm ölmeyi...
Babam vardı önceleri ; ona kıyamadığım bahanesine sığınıp uygulayamadım kararımı. Güya ihtiyacı vardı bana. Şimdi düşünüyorum da ; acaba hangimizin ihtiyacı vardı diğerine...
Sonra evlilik. Eşime kıyamadım güya. Genç yaşta dul bırakamazdım onu. Şimdi sorsam, ne der acaba ?
Çocuklar gelmeye başladı birer birer. Hem de çok sık aralıklarla. Onların heyecanı, sorumluluğu ve de neşesi ; unutturdu bana ölümü.
Yine bunaldığım günlerde, onları bahane edip erteledim ölümü ; çocuklar büyüyünceye kadar.
Şimdi büyüdüler, hatta çoktan uçtular ellerimden.
Ben halâ bir şeyler bulmaya çalışıyorum, yaşayabilmek için..
Oysa, biletim cebimde. Kararımı verdiğim günlerden bu yana da otuz küsür yıl geçmiş.
Utanmadan, sıkılmadan, inatla çıkmamakta direniyorum o yolculuğa.
Sonunda bitti işte. Bahanem falan da kalmadı. Ne sevenim kaldı şu dünyada, ne de faydalı olabileceğim bir tek insan. Yaşayıp yaşamamam, artık hiç kimseyi ilgilendirmiyor. Öldüğümde, hiç kimsenin, ardımdan, içtenlikle ağlayacağına, üzüleceğine inanmıyorum.
Öyleyse ; sarılacak bir bahanem yok. Çıkmalıyım, ertelediğim o sonsuz yolculuğa.
Ölümümden hiç kimse sorumlu değildir. Kimseden davacı değilim. Biliyorum, benden davacı olanlar , hatta beddua edenler bile olacak. Belki bir süre de konu olacağım, yaşadığım köylerin kahvelerinde ve çeşme başlarında. (Tabii, çeşmeler kaldıysa halâ) Fakat, kısa süre sonra unutulacağım. Kimse hatırlamayacak beni.
Babamın yanına defnedilmek istediğimi söylesem, bilmem yerine getirilir mi ?
İntihar ettiğim için, cenaze namazım da kılınmaz herhalde !
Şu anda bunu bile göze alabiliyorum. Siz ister kılın, ister kılmayın ; son sözü Tanrı söyleyecek nasıl olsa ! ’
........................................
Aslında, gerçek değil bu mektup. Sokaklarda, gözleri akarak dolaşan bir adamın, sadece yazmayı hayâl ettiği sözler.
O, aslında ölmeyi çoktan hak etmiş birisi. Fakat, çok korkak. Sadece, ölmeyi beceremediği için yaşamak zorunda kalan, korkak bir adam. Hiç bir zaman gerçekleştiremeyeceği bir eylemi, hayallerinde yaşayıp duruyor yıllardır. Hayali mektuplar yazıyor böyle.
Dedim ya ; korkak biri o. İnandığı kutsal kitap, intiharın günah olduğunu, intihar edenin cenaze namazının kılınmayacağını öğretmiş ona. Dostları da sık sık bu yasağı hatırlatmış.
’ Bu akşam ölürüm, beni kimse tutamaz !’ şarkısını hiç dinlememiş adam. Hatta, duyduğunda kaçmış. Korkuyormuş çünkü.
Yaşıyor halâ ; utanmadan, sıkılmadan. O şarkıyı dinlemeden. Korkakça yaşıyor. Aslında, yaşadığını zannediyor.
................................
Bir gün, şafak vakti, selâ seslerine karışan bir şarkının da sedası duyulacak gök yüzünde :
’ Bu akşam ölürüm, beni kimse tutamaz !’
Kimden çıktığı anlaşılamayan bir sesin, gök yüzündeki sedasıdır o..
Selânın da kimin için verildiğini hiç kimse bilemeyecek..
O kadar yalnız ki o ; yer yüzünde olmayışı, eksikliği, hiç kimse tarafından fark edilmeyecek !....
Fikret TEZAL
YORUMLAR
Sevgili dostlar ; gerçekten intihar, uzun yıllardır gündemimde. Kurgu da olsa, gerçeklik payı çok o mektubun.
Şu sorunun cevabını yıllardır bulamadım : Ben, tüm çektiklerime ve onca haklı nedenlerime rağmen, yaşayabilecek kadar güçlü müyüm, yoksa, ölmeyi beceremeyecek kadar korkak mıyım ?
Selam;
Rahmetli şair Atilla İlhan'ın şu dizeleri size ve sizin gibi düşünenlere sanırım yeterli olur.
"ÖLÜM KADAR ÇABUKSA EĞER YAŞAMAK,
HİÇ DOĞMAMAYI İSTERDİM AMA,
BİR KERE DOĞMUŞUM, ÖLMEK YASAK..."
Aynur kardeşime katılıyorum, ne kadar darda olsanız da ölümü çağırmayın, temenni etmeyin diye tavsiye eder güzel dinimiz.
İnsanız zaman zaman hepimiz kendimizi yalnız, umutsuz hissedebiliriz.Bu dünya ahıretin tarlası, kendimizi orası için hazırlamalıyız.
İnançlı bir yaşam, huzur verecek uğraşlar, anlık sıkıntıları geçirir.Yazınız çok karamsar olmuş, sevdiklerinizle ortak yapmayı sevdiğiniz uğraşlarda bulunun, intiharı da çıkarın aklınızdan, inançlı bir insan olarak.
Selam ve saygılar.
Bu şarkıyı çok severim.Aslında intahara karşıyım ama bu şarkıyı neden severim bilmiyorum.Zaten aklı selim birinin intaharı düşüneceğinide sanmam.Alınmayın sakın bu sadece mektup değil mi? Gerçek değil yani! Bu durumdaki insanlara üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimden.Allah akıl fikir versin.
Selamlar
Onca kalabalığın içinde yalnız kalmak, hergün ölmekten beterdir. Öyle olduğu halde ölmekten korkar insan.
Ölümden neden korkulur? Bilinmezlikler oldum olası korkutur insanları, ölümden sonra ne olacağını bilmediğimiz için mi?
Günahlarımızın çok olduğu ve cehennemde yanacağımız için mi? Herkesin düşüncesi ayrıdır.
Tabi intihar apayrı bir olay. Allah kimseyi o noktaya getirmesin. Allah'ın verdiği canı, Allah'tan başkası alamaz.
Kutluyorum. Sevgi ve saygı ile