- 2090 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
HASRETİNİN ATEŞİ- Cantanem’e Mektuplar Serisi
Cantanem!
Öyle uzak yerlerdeyim ki
Elimi uzatsam elim yetişmez,
Söz söylesem sesim gelmez sana!
Buralara güneş pek uğramıyor,
Gökyüzünün en sevdiği renk gri,
Hüzün yağmurları hakim gözlerimde,
Saçlarımda karlar...
Yüzüm desen kurak toprak gibi derin çizgilerle dolu.
Esen her rüzgarda burnumun direği sızlar,
Kokunu özledim Cantanem!
Seninle olan rüyalardan hiç uyanmak istemiyorum,
Tek avuntum çünkü o rüyalar Cantanem!
Bugün yine gri elbisesini giymiş gökyüzü,
Artık o rengarenk broşu takmıyor yakasına.
Güneşle küs olmalı...
Oysa her yağmur sonrası,
Toprak kokulu parfümünü sürünür,
Yedi renkli broşunu takar,
Heyecanla beklerdi güneşle olan randevusunu.
Tıpkı benim seni beklediğim gibi...
Ne biçim yer burası!
Sana selam yolladığım kuşlar bile geri gelmiyor,
Ağaçlar yok,güller yok...
Sadece ,koca koca dikenler yükseliyor sana giden yolların önünde.
Seni çok özledim Cantanem!
Bazı geceler Ay ile sohbet ediyorum,
Bazen o da sıkılıp, bir bulutun ardına gizleniyor.
Korkarım ki bu gidişle o da terkedecek buraları.
İşte o zaman kapkaranlık bir boşlukta kalacağım,
Tıpkı yüreğim gibi...
Hani bir kibriti yakarsın ve üflediğinde ateş söner,
Sen beni bir kibrit gibi yaktın ama üflemeyi unuttun Cantanem!
Ben hala sana olan hasretinle için için yanıyorum Cantanem!
Sessiz Peri