BİZ AYRILAMAYIZ 1. BÖLÜM
Akşamın alaca karanlığı başlamıştı Ankara nın üstüne; hava bulutlu ve hafiften yağmur yağıyordu...
Genç kız üniversite hastanesinin kapısından çıktı. Hava gibi oda bulutlu , yüzü asık ve çok solgun görünüyordu.
Havaya bakıp ağlamaklı derin bir iç çekti. Agır ağır yürümeye başladı.
Dış kapıya yöneldiğinde yağmur yüzüne, saçlarına düşüyordu. Kapıya yaklaşınca kenarda banklarda oturan bir adam gördü." Yağmur altında ne yapıyor bu?" dedi içinden.
Yürüyüp gitmek istedi ama... çok dikkatini çekmiş; tekrar dönüp baktı. Ağlayan birine benziyordu.
Gönlünün sesini dinleyip yanına yaklaşarak yavaşça omuzuna dokundu." Hey ne yapıyorsun?"
Adam başını kaldırdığında; orta yaşın üstünde, ağlamaktan gözleri kızarmış ve ıslak bir çift mavi göz le karşılaştı.Biraz korkak,oldukça üzgün genç kıza baktı.
"Ne var ?"
"Islanıyorsun.Bu havada niye burada oturuyorsun? Neyin var, neden ağlıyorsun?"
"Hiç.". dedi yaşlı adam." Hiç sormayın derdim o kadar büyük ki... Nasıl ağlamayayım?"
Genç kız kuru bir yer arar gibi etrafına bakındı.
" Ama hasta olacaksınız; bu yağmurda oturulmaz ki..."
Adamcağız yağmuru soğuğu görecek halde değildi.
"Gel ."dedi kız." Gel benimle dışarıda arabam var orada konuşalım ."
Adamı alıp kapının dışında olan arabaya bindirdi çalıştırdı ısınsın diye.
Adama dönüp "Anlat bakalım hiç bir şey çaresiz değildir."
Adamcağız "Çok uzaktan geldik; kızım çok hasta idi. Buraya getirdim ameliyat oldu .
Bu gün taburcu olacaktı ama... hastaneye epeyce borç olmuş ödemeden kızımı çıkarmadılar .Oysa değil hastane parası; benim cebimde simit parası bile yok.Ne yapayım çok çaresizim."
"Peki memleketten gönderseler."
" Yok ki... ne gönderecekler? Ben buraya neyim var neyim yoksa hepsini satıp birazda borç para alıp geldim.Ne yapar , nasıl bulur;kızımı nasıl çıkarır, götürürüm ?"
"Peki kızın iyi mi; ne ameliyatı oldu ?"
"Böbrek; doktorlar iyi diyor da... dedim ya... parasızlık, çaresizlik."
Genç kız biraz düşündü." Kızının adı ne?"
"Elif."
"Sen otur; ben içeri gidip bir bakayım gelirim." diyerek koşup hastaneye girdi.
Epey bir zaman görünmedi. Sonra çocuk denecek biri ile göründü.Ağır adımlarla arabaya geldiler.Adamcağız kızını görünce şaşkınlıkla arabadan indi.
"Kızım..." dedi." Kızım nasıl oldu; nasıl çıktı?"
"Kızın iyi ;sen bin arabaya." Yavaşça kızı da arabaya bindirdi .Kendisi de direksiyona geçti.Araba yola koyuldu.
Baba kız ağlayıp sarılmışlardı konuşacak durumda değildiler .
Araba Ankara sokaklarında hızla ilerlerken; büyük ve bahçe içinde bir apartmanın önünde durdu.Arabadan inerek hasta kıza yardım etti.
Geldiklerini kapıcı görmüş; kapıyı açıp" hoş geldiniz" diye asansörün kapısını açtı.
Asansör yukarılara çıktı.Ve çok güzel döşenmiş bir daireye girdiler.
Genç kız hastayı koltuğa yatmasına yardım etti.Sonra mantosunu çıkarıp"Hoş geldiniz;rahatınıza bakın hiç çekinmeyin" dedi adamcağıza.
Odadan yastıkla battaniye getirip kızı rahatça yatırdı
"İyi misin?"
Çocuk yaşında idi hasta kız" eyyim." dedi .
Genç kız adama:
"Adım Zeynep okuyorum; bu yıl son doktorum.Sizin adınız ne;nerelisiniz?"
"Adım Ahmet.Doğu Karadeniz in bir dağ köyündeniz; çok uzak."
"Anladım kızının adı Elif ti değil mi ?
"Evet."
"Elif çok güzel bir ismin var."
" Abla sana nasıl teşekkür etcem; nasıl çıkardın beni? babama vermediler ama."
"Boş ver orasını sorma; çıktın ya. Şimdi burada biraz kalırsınız sonra gidersiniz.Bir an önce iyi olmaya bak.Karnın aç mı ? Sana ne verdiler yiyecek?
"Tuzsuz çorba, yoğurt aç değilim ."
"O zaman biz de baban la bir şeyler yiyelim." diyerek mutfağa giderek yiyecek birşeyler hazırladı.
"Ahmet amca gel bizde yemek yiyelim."
Sıcak çorba ; yanına başka bir şeyde hazırlamıştı ."Kusura bakma insan umduğunu değil bulduğunu yermiş."Konuşmadan yemeklerini yediler.
Ahmet amca ne diyeceğini bilemiyor söze başlasa nasıl başlar sormak istediğini soramıyordu.Sadece...
" Kızım" dedi.
Zeynep anlamıştı
"Hiçbir şey sorma; her şey yolunda. Kızın iyi ve daha da iyi olacak doktoru ile konuştum ameliyatı başarılı geçmiş.Şimdi bir an önce sıhhatine kavuşmasına bakalım.Başka birşey düşünme."
"Olur kızım da... ya para....?"
"Para mara yok; unut gitsin. Hadi salona geçelim de Elif sıkılmasın."
Epeyce oturup köyden konuştular...
Elif evin en küçüğü imiş; onun büyükleri 4 tane daha çocukları varmış. Onlar evli imiş; köyde fazla iş yokmuş." Fakir bizim oralar; toprak az ve onlarda bir kazanç getirmiyor." dedi.
Zeynep bu insanlardan etkilenmiş ve çok sevmişti.Saatin geçtiğini anlamadılar.
Zeynep:" Aaaa... saat biri geçmiş; yatalım sabah konuşuruz." diyerek yatak hazırladı.
"Hadi bakalım uyku saati."
Elif minnettar bir bakışla "Sana da abla." dedi.
Zeynep odasına çekilince yatağına oturup uzunca düşündü.Çok mutlu ve çalışkan bir kızdi.Ailesi İstanbul da oturuyor ve çok zengindiler. Hep özel okullarda okumuş ailesinden uzakta geçmişti günleri ve özlem doluydu. Bu özlemini arkadaşları ile tamamlıyordu.
AYŞE KARAN
DEVAM EDECEK...
YORUMLAR
AYSE 09
sağ olun sayfama onur verdiniz
baştan ayrılan belki kavuşur sonunda
inşallah devamını oursunuz
saygımla
ŞU ZEYNEP'LERDEN FABRİKA OLSADA ÜRETSEYDİ KEŞKE ZENGİNLER DAHADA CİMRİ YAŞAMLARINDA OYSA..AH KEŞKE YAŞAM BÖYLE OLSA HUZUR DOLSA İYLİKLERİ GÖRÜPTE İÇİMİZ..SAĞOL AYŞE SÜPERSİN..
AYSE 09
evet biz hayalimizde üretelim e dersi
sevgimlesin canım
Türk filmi izliyor gibi oldum. Umut verici bir başlangıç. Her ne kadar gerçek dışı görünse de, insanın inanası geliyor hala bu tür iyilerin var olduğuna...Ara vermeden yazarsın inşallah Ayşe Abla, takibi zor oluyor sonra...Kutluyorum seni. Sevgiler.
Aynur Engindeniz tarafından 4/6/2011 1:01:46 PM zamanında düzenlenmiştir.
Zeynep gibi insanlar bulmak günümüzde zor gibi görünüyorsada, güzel yazınız insanlık halen ölmemiş dedirtecek nitelikte değerli yazarım, Zeynep gibi insanlara, zeynep gibi doktorlara bu vatanın çok ihtiyacı var , yeni seriye güzel bir başlangıçtı, devamını yine merakla bekleyeceğiz, kutluyorum değerli kalemi, selam ve sevgilerimle.
UNALAN tarafından 4/6/2011 9:32:41 AM zamanında düzenlenmiştir.