- 1386 Okunma
- 11 Yorum
- 0 Beğeni
MASAL ÜLKESİNDE
Yıldızlar yenildi güne, yenildi ay oklarını saplarken yüreğine. Uyandı bak sokaklar, uyandı evler nefes nefese koşan güneşin ayak seslerinden. Uyandı doğa, uyandı dünya, uyandı bak yavaş yavaş.
Dans etmeye başladı yapraklar hüzün rüzgârlarının hüzzam besteleriyle. Doğum sancısıyla inlerken tohumlar bir el atmasını bekliyor güneşin çatlatmak için kabuklarını. Son gününde kelebek son bir umutla çırpıyor kanatlarını, rengârenk.
Masallar ülkesinde masaldan bir şehir nefes alıyor derinden, ayaklanıyor bir bir. Beyaz dantel perdeler açılıyor doğan güne ‘’Günaydın’’ diyerek. Kahve kokusu sızıyor pencerelerden kahkahalar fırlıyor bacalardan duman çıkması gerek.
Ya ben? Masallar ülkesinin kibritçi kızı... Güneşte üşüyen,rüzgârda titreyen ormanda kibrit çöpü kadar cılız ağaç. Kurumaya yüz tutan kökleriyle toprağa sıkıca sarılmış toprak olmak istemezcesine halsiz halsiz sallanıyor sonsuzluğa yürürcesine.
Önünde yıllardan bir uçurum ha düştü, ha düşecek İlk açılan kapı önünde sırılsıklam bir yürek ha öldü, ha ölecek. Ya da bir günah çocuğu cami avlusunda, kedi yavrusu kasap kapısında iflas etmiş yüreğine paslı bir kilit vurulmuş insanlara inat sevgi biriktiriyor kumbarasında.
Ey masallar ülkesinin mutlu insanları, onu yakın bu masalın. Ama bilin ki, alacaklıyım doğadan. Alacağım var yağmurlardan dolu olup kırdılar da umutlarımı bir rahmet damlası bırakmadılar avuçlarıma. Alacağım var yıldızlardan hançerlerini sapladılar da acımadan
bir parça sevgi damlatmadılar yüreğime. Alacağım var nehirlerden sel olup taştılar da ruhumda sularına attığım kötü anılarımı alıp götürmediler başka ülkelere.
İki elim yakanızda, on tırnağım boynunuzda. Söke söke alacağım bütün istediklerimi, söke söke alacağım bütün beklediklerimi bu masal ülkesinde olmasa bile…
Afet KIRAT