- 799 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Umudun tükendiği yerde, kendiyle var eden ateş saçlı, mahcup bakışlı küçük kıza;
Umudun tükendiği yerde, kendiyle var eden ateş saçlı, mahcup bakışlı küçük kıza;
Öpüyorum burun ucundan, aylardır görememenin hüznü ile, hasret ile. Kimsenin farkımda olmadığı bir yerdeyim, bakıp ta göremediği sanki. Tek başınayım. Zihnimde ince dudaklarının arkasına gizlenmiş, eşsiz gülümseyişin dışında bir şey yok.
İyisindir. Sordurma bana böyle klişe soruları. Gözlerin nasıl? Eskisi gibi parlıyor mu içeriden. Ya o alev alazı kıvırımlı saçlar hala yapış yapış mı? Elim çıkmamıştı bir keresinde içinden, hatırlıyor musun? Daha sık yıkamalısın.
Sen yokken kimseye bakmadım biliyor musun? Kızarsın diye. Kimse senden daha güzel değil. Senin saçtığın ses ve ışık huzmelerinin milyonda biri bile hepsini gölgede bırakmaya yeter.
Tembellik ettim sen yokken, yakınımda aradım seni; avucumun içine baktım, bahçede ki çimenlerin arasına baktım, meşe ağacının dalında görür gibi oldum sanki, bir de Kadıköy dolmuşunun arka koltuğunda.
Yanımda olsaydın. Yada yanında olsaydım. Ama yine böyle, kimsenin bizi göremediği yerde, zamanda. Sıcak bir haziran sabahında, yeni uyanmışız. Köyden gelen çökeleği yiyeceğiz beraber. Müziksiz olmaz değil mi? Sonra, güneş alan küçük odamızda yere bağdaş kurup oturacağız, ardına kadar açık pencereden içeri beraberinde serçe sesleri ve ılık sabah yelini taşıyan güneş ışıkları girecek. Yaslarmısın başını omzuma? Yaslasan ne güzel olur. Doyumsuz bir dinginlik ikliminde, gözlerim gözlerindeyken okuyacaksın bana masallarını. Birkaç yudumda şarap içsek, abartmışmı oluruz?.
Zamanın birinde kırmızı başlıklı bir kız varmış. O senmisin?
Kadiköye gittim bir kere sensiz, gözüm seni aradı hep, orada olmadığını bilmiyormuşum gibi. Hayret ediyorum çoğu zaman kendime.
Yine serin bir yaz akşamında deniz kıyısında olsak seninle. Aniden boşalsa yağmur üzerimize, yaz yağmuru dedikleri hani yada ahmak ıslatan. Kenetlenmiş ellerimizden yağmurla beraber ter damlar denize, o da yaşlı bir yosuna sonsuzluk katar belki. Ardından gökkuşağının renkleri arasında martıların kanadında olsak seninle. Takılırdık vapurların peşine, havada simit parçalarını yakalama yarışı yapardık. Ben bilerek kaybederdim hep. Gülesin diye.
Var olduğunu ve hala beni düşündüğünü bilmenin hissettirdikleri anlatılamaz. Kendi ruhumun dolambaçlı yollarında umarsız gezinirken çıkmıştın karşıma, hani biraz başını eğip sık sık göz kırparak. Hep gül olur mu? Deli. Unutma , ikimizde gülmenin yasaklandığı rejimlerden geliyoruz.
Ceylanım, yavrum, özledim seni. Bir yolunu bulda öp beni, bahar gelsin.
T.O 25.03.11-23.50
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.