- 1220 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Zamanın içinden Anneme...
“Acıdır her an ruhumu saran
Vuslattır belki de kapına varan…”
İçimde olmadık bir acı var. Uzun bir yolculuğa çıkmak geldi içimden. Sonsuzluğa akmak gibi bir şey bu. İçinde kaybolduğum bir şey var. Zaman… Seni bana yakınlaştıran bir şey bu sanki.
Tüm acizliğimle bir şeyleri yapma aşamasındayım. Sana kavuşma, sana yakınlaşma zamanı. Bir boşluktayım sen gittiğinden beri. Kimsede senin kokunu alamıyorum. Hiç kimse senin gibi sıcaklığı ile ısıtmadı yüreğimi. Hiç kimse sen olamadı sen hiç kimse olamadın. Olamazsın da. İşte bunu yokluğunda anladım. Sana en yakın olan ben. Ne çok severim seni bir bilsen. Bir tünel kazıp gelmek istiyorum yanına. En zor yamaçları aşarak gelmek istiyorum yanına. Heyhat onu da beceremiyorum. Her şeyi sen gittikten sonra daha iyi anladım. Yokluğunda bu kadar zorlanacağımı hiç bilemezdim. Uyurken senin kokunu alıp uyumak ne güzel şimdi bunları geriye dönüp baktığımda gözyaşlarıyla hatırlıyorum. Her gece yanımda seni bulamayınca dayanamayıp ağlıyorum sabahlara dek. Biliyorum ağlamamı istemezsin sen. Ama tutamıyorum içimdeki hıçkırıkları. Nereye baksam sen geliyorsun aklıma. Kulaklarımda o tatlı sesin yankılanıyor. En derin uykularımdan uyanmak istemiyorum. Çünkü her gece rüyalarımda seni görüyorum. Uyanırsam biliyorum yine kaybolacaksın gözlerimin derinliklerinden. Sana son kez sarılmak isterdim kokunu yine nefesime çekmek o en güzel şefkatli kollarında uyumak isterdim. Keşke demek istemezdim hiçbir zaman ama şimdi diyorum işte. Keşke senin değerini senin varlığında bilseydim. Kaybetmeden anlasaydım. Çok az bir zaman kaldı kavuşmamıza. İple çekiyorum o günü. Beyazlar içinde geleceğim yanına bekle beni. Sana her zaman aldığım buketlerden yaptırıp geleceğim sarı saçlarına papatyalardan taç yapacağım. Sen yine her zamanki gibi usulca kollarına alacak öpüp koklayacaksın biliyorum. Sana kavuşmanın sevincini yaşayacağım. Bir daha hiç ayrılmayacağımızı da biliyorum. Sen yokken her şey o kadar sıkıcı ki. Hayat siyah beyaz bir film şeridi gibi geçiyor gözlerimin önünden. Ne yediklerimden tat alabiliyorum ne içtiklerimden. Boğazımda kocaman bir düğüm oluştu sen gittiğinden beri. Gözlerim görmez, ellerim tutmaz oldu. Yüreğime kocaman bir hançer saplandı artık kimseyi senin kadar sevemedim. İnsanlardan kaçar oldum artık. Sonbaharda sararan yapraklar gibi hissediyorum kendimi. Bir tarafım hazan, bir tarafım hüzün. Yolda yürürken tüm vitrin camlarında, senin suretin geliyor karşıma. Seviniyorum kendi kendime gülüyorum seni bulmuşluğun heyecanı var gözlerimde. Ta ki sen kaybolup gidene kadar. Bir hayal olup gidiyorsun yine çok uzaklara. Ama çok az kaldı geleceğim yanına. Hem de en kısa zamanda. Benim için ördüğün atkı yaz kış hala boynumda. Çünkü o senden bana kalan tek bir hatıra. Nasıl çıkarırım senin kokun var yalnız sen kokuyorsun onda. Senin gibi örmeyi beceremiyorum saçlarımı. Yemeklerimde lezzetli olmuyor seninkiler kadar. Sen yoksun diye konuşmak da gelmiyor içimden. Kelimelerim birikiyor, birikiyor sonra yutuveriyorum tek seferde. Ama konuşamıyorum nedense. Konuşmak istesem de yokluğun geliyor aklıma sonra susuyorum. Duvarda asılı olan fotoğrafın gözlerime ilişiyor. Biliyor musun oda siyah beyaz ama bir o kadar doğal ve güzel. Senin olduğun her şey güzel her şey özeldir. Yeter ki sen ol her karede. Yeter ki senin varlığını hissedeyim hücrelerimde. Ne yanına gelebiliyorum ne de uzağında kalabiliyorum. Ruhumla daima yanında olduğumu hatırlatmak istiyorum.
YORUMLAR
Yeter ki senin varlığını hissedeyim hücrelerimde. Ne yanına gelebiliyorum ne de uzağında kalabiliyorum. Ruhumla daima yanında olduğumu hatırlatmak istiyorum.
Anneye duyulan özlem, o kadar derinden yaralayarak o kadar güzel bir uslupla anlatılmışki, 2 yıl oldu kaybedi annemi, benzer duyguları yaşıyorum hep, sanki hiç kaybetmemişimki, inanırmısınız halen elim telefona gidiyor, arayıp bir sesini duyayım diye ve halen telefonumdan silemedim numarasını, kutlarım değerli yazarım, selam ve sevgilerimle.