- 588 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Etnik Ve Kültürel Özgürlük 10
Farklı toplumlardaki, kültürse benzer oluşlardaki ikinci yön olacak neden de şöyledir. İlk etnik kültürler toplumsal dönemle birlikte, birbiri ile girişmeleri sonucun da, oluşan yeni yeni aktarımları, yakından uzağa doğru olan etki ve etkilenmelerinden kaynaklanan benzemelerdi. Bu bir iç içe yansımalar kuralıdır.
Artık girişen ilişkiler sosyal etnikti ilişkiler olmayıp toplumsa kültürel ilişkilerdir. Bu nedenle toplumsa kültürlerin farklılığı, birbirini etkileyen kültürler bile olsalar o kültürün eksenle eksen bağdı ilişkisi olan çevre sarımlı kültürün bağ ilişkilerini, farklı toplumlar farklı toplumlara göre oluşla farklı kılabilmelerinden kaynaklı, bir dönelce ilişki farklılığı idi.
’Etnikti sosyal kültürün farklılığı’ bir etnik izolasyon ve etnikti bir, birbirine benzememe gibi diğer kültürleri dışlar olmanın yasaktan mana algılı ata kültür olmasından kaynaklı iken. Toplumsal dönemin kültürü; hem, kültürlerin iç içe geç enliğidirler, hem de bu iç içe geçen kültürleri toplumlar, eksenle bağdı ilişki içine sokarlarken, farklı bağ ilişkisi kurarak eksenle çevresindeki sarımı, değişik biçimlerde çevrime sokabilmelerinden kaynaklıdır.
Etnik oluşma bir özgürlük değildir. Aksine özgürlüğün oluşmasına gidecek sürecin bir ön adımdı temel aracıdır. Bir merdiven (aşamalar) dizisinin, ilk oluşma basamağıdır. Merdivenin haldekine göre son basamağının konum düzey sağlayış ilişkisinin (özgürlüğünün) hemen hiç biri bu ilk basamakta yoktur.
Siz daha ilk basamağı ve oluşturduğu temel süreç ilişkilerini (basamak dizilerini) görmeden etnik yapıyı (ilk basamağı) özgürlük sayarsanız, aşama ilişkilerinin ve aşama ilişkilerinin kazandığı özellikleri bilmiyor, görmüyor, analiz edemiyorsunuz demektir. Yani ilk basamak serbest eşerek son basamağın kazandığı sağlatışı, hiçbir zaman veremez, Bu sağlatışta da direkt bir etkisi dahi yoktur. Çünkü etnik oluşmalar ittifakı yapıya girince üzerlerinden sadece kendi etnikçiliği olmayan, çok su akmıştır.
Kültür, özgür eşme sürecidir. Kültürlerin kullanımı sonucu, uygarlığınızı inşa edişle, sadece uygarlığın ürünlerini kullanışla, özgür eşirsiniz. Kültürü kısmen sosyal elleşmeler (etnik yapılar) ortaya koysalar da, kültür; asıl devinmesini ve işlevini, ittifakı (etnik yapılar olan anlaşma koalisyonu) yapıların girişmesi içinde sağlamıştırlar. Yani toplumsa organ elliğin ortaya çıkardığı kültürdür. İnsanları özgür kılan kültürde bu kültürdür. Etnik yapının topluma gitmesi gibi etnik kültürler de toplumsa yapıya gitmiştir.
Sosyal ellik, sosyalizasyonu sağladıktan itibaren, yapıyı komün düzene süreçledi. Komün yapıların toplumsal yapıyı oluşturacak ittifakları da hiç öngörülemez bir insan özgür eşmesini sağlamıştır. Yapının ivmesi, genel çoğunlukla, genel insan mutsuzlukları ve gözyaşı (köleciliği) üzerinden nema edişle süreçler içinde günümüze gelmiştir. Tarih bu ezen ezilen ikilemesinin odağında maneviyatça (soyutça) şekillenmiştir.
Etnik yapılar yalın bir kültürle, yalın bir sağlayış iken; toplumlar girişen etnikliklerle girişen kültürlerin kompleksti inkişafından doğan karmaşık ağ ilişkiler tüm elliğidir. Özgür eşmeyi bu tüm ellik sağlar. Özgür eşme, bu tümel ligin (tümel gücün); yalın olandan, karmaşık olan ilişkiler ağının tarih sahnesine konmasıyla başlayıp, süren ve sürecek olan bir tümelse yaptırım gücü kullanımıdırlar. Bu anlamda özgürlük, siyasal ve öznel bir kullanım olmayıp toplumsa kullanımın siyaset ve özneye yansımasıdırlar.
İnsan doğal zorunlulukların bilincini; bu tümelse (topluma değin) yaptırım gücünü üretimleri sayesi ile ve bu tümelse gücü kullanımlarla aşmıştır. Tümelse gücün, bireysel kullanıma dönük sağlanışı ve tüketilmesi de özgürlüktür. Yani Özgür eşme kişisel bir muktedir oluş olmayıp, tümelse teknolojik bir üretim gücü sağlayışlarıdır. Etnikti yapı dönemin üretim gücü, kendilik bir bitki florası ve hayvan faunasıdır. Bunları toplamak ve avlamaktan ibaret ilkel araçlı bir elde edişle ortaklaşa paylaşımı vardı.
Toplum üretim yapmasının yanı sıra, hiyerarşik bir merkezi otoriteyi de ortaya çıkartmıştır. Otorite; bir sanal odaktı eksenle, kişileri aitti kılan merkez ile etnik birlikler koalisyonunun söyle şen, sözle şen, ahitle şen, bir tutumuydu, yaptırım gücü ortaya koyarak yetki gücü çıkarmışlardı. İşte bu otorite idi.
Otoritenin sınırladığı yapı ve bir insan doğa üretim tüketim (paylaşım) ilişkileri özgürleşmeyi ortaya çıkartır olmaktadır. Özgürleşme, kısmen doğaya karşı oluşladır. Doğal oluşların eğimi olan bilinçle insanların üretmesi ilişkisidir. Bu üretim, üretimlerin bileşkesi ile oluşturulup, insanlar yararına doğanın teknikti üretilmesi bağıntısıdır. Bu tüm elliliğin de, kişiler yararlanmalı olması bir özgürlüktür.
Özgürlüğün toplumda talebi, bir hak ediştir. Hak edişin otoritede nasıl sağlanacağı, demokrasi adını verdiğimiz, otoriteden sağlayış olan kaldırma, ikame etme ve düzenlemelerle değiştirmeler kuralıdır.
Burada otorite, bir yüzü ile bir irade, bir buyrultu, bir yetki, bir toplumun gücünü ortaya çıkarmakken diğer yüzü ile bir yetki paylaşım yönetim koordinasyonudur. Sadece yasak ve sınır koymaz. Bir işlemci gibidir. Toplumun ağ trafiğini düzenler. Bu düzenleme içinde hangi işi ve hangi zaman içinde ve hangi yerde, hangi sıra ile ortaya konacağının sıralamadı akışını da belirler.
Bu yazı dizisinde, etnik yapı ve kültürel özgürlükler, ele alındı. Günümüz toplumunda etnik kimlikti, öznel halktı tutumları bir özgürlük, bir mozaiklik, bir ebruli oluş, bir bağımsızlık bir etnik kültürel kimlik gibi ele almanın, kritiğe edişini yapabilir düzlem ve düzeyde bakabilecek bir açı sal görüş ve savunuşlarına, sanırım sahip olmuşuzdur. Bugünkü aşamalı, toplumsal üst yapı ilişkisini bilmeden, görmeden, etnik halktı öznel soyutlama boş sözü içinde olmak, kolaydır
12.08.2010
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.