- 991 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Beyaz Gelinlik (Kısa Bir Hikaye)
Beyaz Gelinlik (Kısa Bir Hikaye)
Bölüm: 1
Genç adam başını dükkanın yarı aralık kapısından içeri uzatıp, seslendi.
_ Yaşar baba içerde misin?
Davudi bir ses dükkanın derinliklerinden cevap verdi.’’ Gir içeri evlat, arka odadayım. Sen otur şimdi geliyorum.
Burası gözden ırak bir yerde olan, küçücük bir kitapçı dükkanıydı. Dışardan bakıldığında kolay, kolay göremezsiniz. Ufacık bir kapısı olan bir pasajın içindeydi. Ancak bilenler bu dükkanı rahatlıkla bulabilirlerdi.
Ama Yaşar babayı tanıyan o kadar çok kişi vardı ki.
Yaşar baba elini bir havluya kurulayarak içeri girdi. Sanki suç işlemiş bir çocuk gibi, genç adamın yüzüne Özür diler gibi bakarak konuşmaya başladı.
_ Kusura bakma evlat tamir edilecek birkaç kitap vardı da.
_ Estağfurullah Yaşar baba ne haddimize kusura bakmak Yolum bu tarafa düştü gelmişken sana uğramadan edemedim.
Genç adam karşısındaki yaşlı adamın bakışlarını içinde hissetti. Sanki hadi oyun oynamayı bırak sen doğru bana geldin der gibiydi.
_ Tamam baba yolum bu yana düşmedi sadece geçen gün yarım kalan konuşmamızı tamamlamak istedim tabi müsaitsen. Bu arada aklıma bir konu takılmıştı. Eğer izin verirsen beni aydınlatmanı isterim.
_ Tabi ki neden olmasın ben her zaman hazırım. Ama önce ocağa çayı koyayım. Sen başla Bir çok hikayelerimin kahramanı olduğunu biliyorsun değil mi? Bel ki
bu günkü yapacağımız konuşmalardan da bir hikaye çıkar kim bilir.
_ Geçen gün son konuştuğumuz konuyu bir yere bağlamadan yarım bıraktık, hani eskiler ne der muallakta kaldı. Önce o konuya bir açıklık getirmeni rica edeceğim.
Yaşar baba çayı ocağa koyarken sanki hiç ilgilenmemiş gibi görünmesine rağmen genç adamın sorusunu dikkatle dinlemişti. Gününün büyük bir bölümünü üzerinde geçirdiği koltuğuna gerinerek oturdu. Bayağı yorulmuştu. Karşısında saygıyla oturan Genç adama soru sorarmış gibi bakarak Konuşmaya başladı.
_ Rahat ol buraya ilk gelmiyorsun. Ayrıca çay servisi her zaman ki gibi sana ait. Söyle bakalım geçen sefer nerede kalmıştık evlat.
_ Benim bildiğim kadarıyla yedi sekiz tane romanın ve bir o kadar da şiir kitabın var. Edebiyat dünyasının tanınmış yazarlarından birisin. Ama sen ilk yazdığın kitabı yayınlamaya hiç yanaşmadın. Bazı söylentiler bu kitabın diğerlerinden çok farklı olduğu inancını yayıyor etrafa. Yayıncın bayağı baskı yaptı sana ama inadını kıramadı. Bu kitabın müsveddelerini okuyanların sayısı bir elin beş parmağını bulmuyor. Bu gün bunu konuşa
lım. Bu kitabı niçin yayınlamadın?
_ Hangi kitap evlat?
_ İnanamıyorum sana şimdi böyle bir kitap olmadığını mı söyleyeceksin?
Yaşar baba genç adama bir daha baktı ama bu bakışlarda bezginlik vardı ezilen bir adam vardı. Kısık ve yorgun bir sesle konuşmaya başladı belki de bu kendisiyle hiçbir zaman istemediği bir yüzleşme olacaktı.
_ Açıkçası korktum evlat. Hem de çok korktum. Eğer o kitabı yayınlasaydım bütün büyü bozulacaktı. Her şey sona erecek bende hiç yazamayacaktım.
_ Yapma baba alt tarafı bir roman. Senin hayatından bazı bölümler var ama sonuçta o bir roman ve karakterlere sen can verdin gerisi hep kurmaca öyle değil mi?
_ Hayır sadece bir roman değil benim hayatım o kitaba düşündüğünden daha fazlasını ruhumu verdim. Ben o kitapta yaşadıklarımı satır, satır yazdım..Hasan Cevat yaşadım birbirimize karıştık.
_ Baba sen bu konuyu biraz abartmıyor musun? Benim bildim bileli buradan hiç çıkmadın. Hasan Cevat
Manisa’nın bir kasabasında yaşıyordu. O senin yaratmış olduğun bir karakter.
_ Hayır evlat ben bel ki buradan çıkmamış olabilirim ama, şu kafayı görüyor musun? Onun içindekileri okuyabilir misin? Ben bir kadını sevdim ve onu yazdım
ben Hasan Cevat’ın çektiklerini beni yazdım.
_ Veda Arasıl Kartal değil mi?
_ Beni hiçbir sebep yokken terk etti Yokluğuna da yanamadım. Ona ulaşmak mümkün değildi. Günlerce haftalarca hatta aylarca düşündüm nasıl karşısına çıka
bilirim diye bir tek çözüm buldum.
_ Baba bu sadece roman uydurduğun bir hikaye.
_ Sus yıllardır ben susuyordum, madem konuşmamı istedin bundan sonra sözümü kesme... Beni sudan bir sebeple terk etmesine rağmen, sevgim hiç azalmadı gün be gün arttı. Öyle bir duruma gelmiştim ki ondan başka bir şey düşünemez oldum.nerede olursam olayım karşımda bana gülümseyerek bakan oydu. Veda Arasıl Kartal. Ne demiştim bir tek çözüm kalmıştı, Bir gece oturdum ve yazmaya başladım. İlk satırımda şu cümle yer almıştı. BEN YAŞARKEN YAZDIM SEN ÖLDÜ
ĞÜMDE OKU. SEVDA ÇİÇEĞİME SON DUAMDIR
Arkası, göz pınarlarından dökülen yaşlar gibi kelimeler akmaya başladı. Yazdım durmadan yazdım. Kendimi engelleyemiyordum. Son birkaç yılın birikimi bir gecede sabaha kadar uzun bir mektupta sessiz feryatlarım kelimelere dönüştü. Şimdi sana bir soru evlat Bu mektubu eline ulaştırmak için ölmeye değer mi, ne dersin seni terk etmiş biri için ölmeye değer mi?
_ Zor bir soru ?
_ Zor bir soru Yaşar baba öyle bir sevda ile hiç karşılaşmadım. Bilemiyorum.
_ Bende geceler boyu düşündüm. Değermiş evlat sevdiğin için ölmeye değermiş. Biliyorsun o sıralar birden hastalandım. Birden de sayılmaz son aşamaya kadar fark edemedim sadece. Kalp ameliyatı oldum üç damarımı değiştirdiler. Aynı olan kaderimizi Hasan Cevat la burada da paylaştık ama bir farkla, ameliyat masasından ben sapa sağlam kalkarken, o masada kaldı. Ne olursa olsun benimde ondan farkım yoktu bedenim sağlamdı ama ruhum ölmüştü. Bedenini Hasan Cevat ta buldu.
_ Yoruldum Yaşar baba. Biraz dinlenelim ben çay servisine başlıyorum. Senin ki demli ve tek şekerli değil mi?
Yavaş, yavaş gecenin karanlığı çökmeye başladığını
fark ettik zaman ne çabuk geçmişti. Her şeyi tadında bırakmanın iyi olduğunu düşündüm.Yarın tekrar bu luşmak için sözleştik. Yaşar babayı anıları ve kitapları ile baş başa bırakarak dışarı çıktım.
Bölüm: 2
1
Bu sefer aralık olan kapıdan içeri hiç tereddüt etmeden girdim. Yaşar baba bu gün beni hazırlıklı karşıladı. Elindeki bazı kağıtları bir kenara bırakarak, gözü ile bana oturmamı işaret etti Oturmadan önce yanımda getirdiğim bisküvileri masaya bıraktım.
_ Bakıyorum bu hikaye senide sardı evlat tam vaktinde geldin. İnşallah bu gün konuyu neticeye bağlarız.
_ Ben hayatımdan memnunum.
_ Benim gibi, Hasan Cevat ta eğer ölürse Veda nın o mektubu okuyacağını biliyordu. Tek tereddüt ettiği nokta inançlarından taviz vermeden bu ölüm nasıl gerçekleşecekti. Eveeet Olayları daha iyi anlatabilmem için, bundan sonrasını Hasan Cevat tın ağzından anlatacağım.
Sedye ameliyathaneye doğru yol alırken içimin
Huzurla dolduğunu hissettim. Hiç böyle olmamıştım.
Veda m geçmiş günlerin hatırına o mektupları mutlaka okuyacaktı. Hemşireler ameliyat öncesi son işlemleri yaparken kasetten Caykovski nin fındıkkıran Balesinin ezgileri odayı kapladı. Verilen narkozun etkisiyle bütün uzuvlarım gevşemişti. Ben yavaş, yavaş uzun bir uykuya dalarken, Bilincimin gittikçe açıldığını fark ettim. Kafamın içinde bir ses benimle sohbete başladı.
Sıcacık ve ikna ediciydi. Daha doğrusu o konuşuyor ben dinliyordum.
_ Allah’ın şanslı kulusun Hasan Cevat; inandığın manevi güç dileğini duydu. Senin için beni görevlendirdi..
_ Sen kimsin?
_ Kiminiz için Azrail, kiminiz için ise ölüm meleğiyim.
_ Ben nasıl hitap edeyim sana?
_ Sen bana dostum de bundan sonra seninle dostuz. İstediğin olacak görüyorsun, seni kurtarmak için nasıl çalışıyorlar ama nafile sen bu masadan kalkamayacak
sın.
Heyecandan bütün vücudum titremeye başladı birazda korkmuştum.
_ Canım yanacak mı?
_ Hayır Hasan Cevat bu güne kadar kimsenin canı yanmadı. Duyduğun o safsatalar öbür dünyada kaldı
_ Öbür dünyada mı kaldı? bu kadar çabuk mu? Yani şimdi ben öldüm mü?
_ Evet Hasan Cevat öldün zor değilmiş değimli? Bak nasıl telaşlandılar hatta senden umutlarını kestiler şimdi onlarda seni kurtaramayacaklarını biliyorlar.. Zamanımız doldu kalk artık yattığın yerden gidiyoruz.
_ ama ben hastayım halimi görüyorsun.
_ Hadi kalk dostum.. bırak artık ona ihtiyacın yok.
Hafifçe silkinip yavaşça ayağı kalktım. Yeniden doğmuş gibi sağlıklıydım. Ameliyathanede telaş sona ermiş, yerini derin bir üzüntüye bırakmıştı. Genç bir hemşire üzerine beyaz örtüyü çekerek bu işe son verdi.
_ Yaşar baba sence nasıl bir duygu acaba öldüğünü bilmek?
İlk defa güldüm çaresizlikle iki kolumu yana açarak sorusunu cevapladım.
_ Sen bilebilir misin. Bende bilemiyorum benimki sadece bir tahmin. Neyse devam edelim kaldığımız yerden.
_ Farkındayım hayır desende bu dünyadan kopmak senin için zor, geride kalanları son bir defa görmek ister misin?
Başımla evet işareti yaptım. Bu beyaz kapının öbür tarafında benden haber bekleyen insanlar vardı. Hepsini bir arada görmek bende kötü bir etki yaptı işte kapının yanında Selma Veda’yı teselli ediyor, Kızım annesinin yanında aldıkları haberin şaşkınlığıyla donup kalmışlar dı. Aralarından sıyrılıp geçtik. Son defa arkama dönüp Veda’yı seyrettim.
2
Arkadaşımla beraber tarifi imkansız güzellikte bir yere geldik. Biz bu güzelliği Cennet olarak tarif ediyorduk ama arkadaşım buranın cennetin yanında son derece sönük kaldığını söyleyince susmak zorunda kaldım. Dallarında çeşit,çeşit meyveler sarkan bir ağacın gövdesine yaslanarak oturduk arkadaşımın davranışları ayrılık vaktinin geldiğini hissettirdi bana.
_ Evet dünyalı dostum benim görevim burada son buluyor. Sen seçilmişlerden biriydin, bundan sonra yoluna yalnız devam edeceksin.
Dostuma alışmıştım. Yanıma yaklaştı ve bana sarıldı içimden ılık,ılık bir şeyler akmaya başladı, eyvah dedim kendi kendime. Galiba esas şimdi ölüyorum.
Birden yalnız kaldığımı fark ettim. Üzerimdeki değişik leri şaşkınlıkla izliyordum ve zaman yaşadığım son andan geriye doğru hızla akmaya başladı. En az otuz yıl gençleşmiştim. Kendimi genç ve zinde hissederken son düşüncemin çok yaşlı olduğumu anımsadım. Şimdi yakışıklı ve genç Hasan Cevat’tım. Üzerimde giymeyi düşlediğim damatlık elbiselerim vardı. SEVDA çiçeğimi beklemeye başladım. Eğer son dileğim gerçekleşirse,beyaz gelinliğiyle gelecek.
BEN HASAN CEVAT KARTAL. YENİ YOLUMDA İLERLEMEYE BAŞLADIM. HEP KIYIDA BEKLEYECEĞİM SEVGİLİM. SEN GELİNCEYE KADAR. BURADA BENİM GİBİ BEKLEYEN O KADAR ÇOK İNSAN VAR Kİ, ANCAK EŞLERİ GELDİKTEN SONRA EL ELE BİLİNMEZE DOĞRU YOLCULUKLARI BAŞLIYOR. VE BENİM EŞİM SENSİN VEDA ARASIL KARTAL. ARTIK HİÇ BİR SATIRIMDA AH BE CANIMIN İÇİ DEMEYECEĞİM GİDİYORUM İŞTE DÖNÜŞÜM YOK VERECEK HESABIM MI KALMIŞ ONA BUNA, BİR TEK SENLE VEDA’LAŞMAKTAN BAŞKA
_ Bunlar senin kurduğun hayaller değil mi Yaşar baba olmasını istediğin şeyler.
_ Bak evlat Hasan Cevat ın cesedi ameliyat
haneden çıkartılırken daha soğumamıştı, ama yüzüne yerleşen gülümseme benden başka kimsenin dikkatini çekmemişti o ölürken dahi mutluydu. Yukarılarda bir yerde VEDA’sını bekliyordur.
_ Sen beklemiyor musun Yaşar baba?
_ Yok evlat ben vazgeçtim onu şurayı görüyormusun işte oraya yüreğimin en derin yerine yerleştirdim. O oradabenimle beraber yaşayacak.
_ Bu kadar mı? Bitti mi?
_ Hayır dahası var. Şimdi oraya geliyoruz. Her şey Hasan Cevat’ın İstediği gibi gelişti.
Veda Arasıl Selma’nın getirdiği mektubu defalarca okudu ve nasıl bir hata yaptığını anladı Hasan Cevat’ın yarım kalan düşlerini gerçekleştirmek için Uzak Doğu gezisine çıktı.
Bu yolculuk aynı zamanda yapılan vasiyetinde yerine getirilmesini sağladı. Dönüş yolunda geçirdiği bir trafik kazasıyla da Hasan Cevat’ına Kavuştu.
_ Onu da Öldürdün?
_ Öyle olması gerekiyordu. Sen olsan öldürmez miydin? BEYAZ GELİNLİĞİ giyme zamanı gelmişti.
Beyaz Gelinlik
Uzun zamandır seni bekliyordum,
Sevda Çiçeğim.
Biliyor musun? Sen gelinceye kadar,
Hep Allah’ıma dua ettim.
Bembeyaz gelinliğin ve duvağınla gel diye.
Bir tanem seni burada damatlık,
elbiselerimle bekledim.
Şimdi dünya gözüyle soramadığım soruyu,
önünde diz çöküp soruyorum sana.
Benimle evlenir’misin?
Sana öte dünyada giydirememiştim,
bu gelinliği. Duvağını sevgi ile açıp,
Gözlerinin içine bakarak,
alnından öpmek benim için en büyük gururdur.
Allah’ım sana şükürler olsun.
Huzuruna Sevda Çiçeğimle beraber geliyorum.
(Veda Hasan Cevat’ına kavuştu.
Ölüm onun için elde edebileceği
en büyük mükafattı.
Buluşma Cennetin kapısında gerçekleşti.
16-10-2007-Salı
Tuğrul Pekel Pekel
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.