- 1007 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çanakkale' yi Kutlarken...
Çanakkale...
Ülkesine âşık bir avuç idealist askerin, halkına karşı değil, halkı ile el ele vererek, (yokluk ve onca olağanüstü kötü koşullara rağmen) düşmana karşı yürüttüğü bir değerler silsilesi, bir var oluş, yeniden doğuş, bir inanç ve irade destanıdır Çanakkale.
“ Bundan on iki yıl evvel Çanakkale Muharebelerindeki hatıralarını anlatmasını Büyük Kumandan’dan rica etmiştim. Bu mülâkat, kahramanın kendinden o vakit dinlediğim askeri, vatani bir menkıbedir. Bu sade ve asil hikâyede Çanakkale’nin ve Mustafa Kemal’in büyüklüğü yan yana duruyor. O ana dek eşi görülmedik en korkunç ölüm vasıtaları ile, sayıları bizimkilerden kat kat çok ve arzın beş kıtasından devşirilme hücum alayları ile saldırıp karşıdan bir göz alımlık bir yarımadayı aylarca müddet gece gündüz, göğü ateş, yeri ateş, suyu ateş, ufku ateş bir cehenneme çevirdikleri o imtihan meydanında dev çelikler aşındırarak, haşmetli inatlar kırarak Çanakkale’ye ’Bir gün Türkler bu geçidi tuttular, dünyayı buradan öte aşmaya bırakmadılar’ gibi ölmez bir mana kazandırmak ne yüce himmettir! Yalnız o harbin kahramanı kalmak bile bir kumandan için öyle büyük bir şandır ki onunla hem kendi, hem milleti, hem de tarih iftihar duyar. Hâlbuki azmi bir vatan kurtarıp yeni baştan bir devlet kuran Büyük Adam’ın yaratıcı eseri önünde Çanakkale muzafferiyeti ancak bir dibace (başlangıç) kaldı, ne anlı dibace! Gazi Mustafa Kemal’in hizmet ve eserine ait her merhaleyi kendi milli fahır (övünç) ve gururlarının höcceti (belgesi) olmak üzere arayıp toplayacak şimdiki ve yarınki Türk nesilleri için bu hatıralar, uzun ve çetin bir müdafaanın ve usanmayan şuurlu bir iradenin safhalarını gösterir bu hatıralar çok değerlidir. Bu sebeple onları sadece bir mecmua veya gündelik gazete yapraklarında bırakmayarak kitap halinde bastırmak istedim. Büyük Adam’ın yüksek huzuruna sonsuz sevgi ve saygımı takdim ettikten sonra muhterem kari (okuyucu), asırların hiç şüphesiz imrenerek dinleyeceği o eşsiz ve salâhiyettar şahsiyetin sözleri ile baş başa bırakıyorum. 1930 RUŞEN EŞREF ”
Döneminin saygın gazetecilerinden Sn. Ruşen Eşref’ ten alıntı yaptığımız bu mülâkat paylaşımından da anlıyoruz ki,
Çanakkale;
Sıradan bir askerin ve halkın değil;
Özüne, değerlerine, ülkesine, halkına sevdalı bir Kumandan ve O’ nunla aynı inançta, aynı istek ve arzuda buluşan silah arkadaşlarının, dâhili ve harici düşmanları tarafından türlü entrikalarla yok edilmek istenen ya da yok edilmenin kıyısına getirilen ülkesi için “özgürlük ve bağımsızlık yolunda;
HALK’ ı ile kenetlenip bütünleşerek KURTULUŞ’ a yürüdüğü, düşmana direnip yeniden var ettiği İstiklal ve HÜRRİYET’ in kazanımının,
Çok önemli, çok anlamlı stratejik bir günün, bir dönüm noktasının,
Yüzyıllar boyunca hür ve bağımsız yaşamış bir halkın başka milletlerin egemenliği altında yaşamama, Özgür ve bağımsız yaşama olan sevdasının, asil direnişinin onurlu tanımıdır.
Bugün (her ne kadar savaşın acı ve yıkıcı yanını bilerek karşı dursak da savaşa...) insanlığı ne gibi tehlikelerin beklediği ya da kuşattığı gün gibi aşikâr! Bugünkü kuşatma / kuşatılma (lar) dünden kalma… Çanakkale ve Çanakkale gibi nice savaşlar, entrikalarla dolu bu kuşatmacı zihniyetler sonucunda ortaya çıkmıştır zorunlu olarak.
Dünün gizli saklı çıkar anlayışlarına karşı bir başkaldırı harekâtı olan Çanakkale ve ona hayat veren ruh, bugün -farklı eylem ve isimler altında- aynı yıkıcı, kuşatmacı zihniyete karşı yine direnç göstermekte, fakat dün var olan ortak ruhun bugün de var olduğunu söylemek zor elbette. Git gide sırıtan bir lakaytsızlıkla öne çıkan bireysel çıkar anlayışı, toplumsal ortak aklı, ortak ve vazgeçilmez değerler silsilesini önemli ölçüde örselemekte, sarsmaktadır.
Çanakkale’ de kazanılan ve bir halkın namusu, onuru, var oluşu sayılan şerefli bir utkunun 96.cı yıldönümünde;
İnsan nefsinin, entrikanın, çıkar ve menfaatler karşısında yitirilen ar ve hayâ duygularının hâlâ devam edegeldiğini ve insanoğlu var olduğu sürece de devam edeceğini görmekteyiz. Bu gerçekle;
Her zamankinden daha çok kenetlenmeye, değerlerimize, bizi var eden, bizi birbirimize bağlayan olmazsa olmazlarımız “ Anavatan, Anadil ve Bayrak “ çerçevesinde;
Kişisel hırs ve beklentilerimizi bu değerlerin önünde tutmamağa,
Ve bugün birbirimizi dünden daha çok dinlemeye, anlamaya, ortak akılda birleşmeğe gereksinmemiz var diyerek,
Kutluyorum ÇANAKKALE utkumuzu.
Başta Mustafa Kemal ATATÜRK ve ŞEREFLİ SİLAH ARKADAŞLARI olmak üzere; Çanakkale’ yi kanıyla, şan’ ıyla, inancıyla sulayarak hayat veren kahraman şehitlerimizin aziz ruhları önünde bir kez daha saygıyla, rahmet ve minnetle eğiliyor;
Kötülüklerin, entrikaların, yıkıcı, bozucu her türlü şerrin; cefakâr, vefakâr HALK’ ımızdan, ülkemizden, insanımızdan ve insanlıktan uzak durmasını, barışın her şart ve koşulda bâki kalmasını diliyorum.
Refika Doğan- Mart 2011
“Kaynak: www.gulceedebiyat.com/ “
YORUMLAR
RefikaDoğan
değerli yorumlarınıza samimi teşekkürlerimle, dostça...