Ardında geleceğim, ardımda hiçliğim
Ağlarken hiç umursamadan burnunu koluna silen bir çocuk kadar saf uyanabilmeyi dileyerek girdim yatağıma yine bu gece.
Ağlamaların belki de en güzelidir, uyku arası hıçkırıklar. İçinden bir şeylerin akıp gittiğini hissedersin gerçekten. En sek halidir gözyaşının içine akan.
Ta ki birisi tarafından uyandırılana kadar.
Bir ‘çıt’ sesine dünya yıkılmış gibi yerinden fırlayan ben annemin sarsmalarına aldırmadan daha da kaptırmaya çalışsam da kendimi ağlamanın büyülü girdabına, yenildim annemin şefkatli ellerinin saçlarımı okşamasına.
- Ne oldu kızım? Ancak o kadar yumuşak olmadı yanıtım.
- Niye uyandırıyorsun ya.
Gitti, bitti bile az önceki saflık. Anneme bağırıyorum. Olamadı, içimden başka türlüsü gelmiyor sanki. Tutturamadım yine daha demin yakaladığım masumluğu.
Birden fırlayıp oturdum kanepeden bozma yatağın ortasına. Aldırmadan gecenin sessizliğine hıçkırıklarım yırttı sanki havayı. Karşımda annemin şaşkın bakışları, ardında babam. Ilık mı ılık bir sıvı hem yüzümde akıyor hem içimi sarıyor, sanki göğüs boşluğunda bir yerlere doluyor.
- Gülden. Ne gördün kızım rüyanda? Soru babama ait. Cevap umursuz bir omuz silkiş.
- Ne oldu? Ses anneme ait.
- Yok bir şey, uyuyacağım ben. Ve az öncekinin aksi yönde ani bir yatışla yorganın altına girip sıyrılış hikayesi. Belli mi olur belki de sıyırış!
İçerden gelen ses;
- Bilmiyorum, diyor. Boşuna konuş deme, Nuh diyor peygamber demiyor. Sadece sanki gözleri gittikçe daha da solgun bakıyor gibi.
Derken annem, aynadaki yüzümün gittikçe siliniyordu rüyamdaki odamın tek eşyası olan kocaman aynamdan. Üzerimde beyazlar… soğuğa inat daha da bir soğuk artık kainat gözümde.
… ve bedenim, bakışlarım kadar donuk.
30ekim’07
Soğukev
- Geleceğim! Artık gelmeyeceğini göze aldığım
- Gel-m-eyeceğim. Git benden vazgeçtim geldiğinde orda olmayacağım, ben gelmeyeceğim.
Önümde bir duvar var, çelikten bir duvar. İleriye bir adım bile atamadığım. Ardında geleceğim, ardımda hiçliğim.
Hiç şikayetçi değilim…
hüzün perisi**
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.