- 1045 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
DEDEMİN AŞK GÜNLÜĞÜ / 4
Akşam yemeğinden sonra dolunayın altında biz çocuklar, bizim evin önündeki dar alanda ‘kütük’ oynuyorduk. Bizim vorda kapının önüne gelen biri sayalı*, biri fistanlı iki karartı görünce dikkatim oraya kaydı. Dolunayın altında fistanlının arkasındaki iki kalın belik**, kalçalarından aşağı kayıyordu.
İlkokul 3. sınıftaydım. Ödevlerimi okuldan geldikten sonra yaptığım halde kümedekilere ödev yapacağımı bahane ederek iki kadının arkasından ben de avluya girdim. Bir köşede bağlı köpeğe ‘hoşt’ çekince köpek sustu ve evimizin kapısından elinde denizci feneriyle ablam gözüktü ve misafirleri karşıladı.
İlçeye henüz elektrik gelmemiş, lüks, petrol lâmbası veya denizci feneriyle aydınlanılıyordu.
Duvara asılı 12 numara petrol lâmbasının ışığı, meşe odunlarının yandığı sobadan sızan ışıltıları kesmeye yeterli olmuyor, ışıltılar kireç badanalı duvarda raksediyordu.
Çalışma sehpamı kızı görecek şekilde yerleştirdim ve sarı yapraklı matematik defterimi üzerine koydum. Kaçamaklı kıza bakıyor, gözümü alamıyordum. Anam, ablam kıza methiyeler yağdırırken yaşını ve adını da öğreniyordum:
“- Ondördüne girdi bu yaz Türkân,” dedi kızın anası.
Uzun saçları, burnunun üzerinde birleşen kaşları, yanakları, dudakları… Kısacası mükemmel bir görünüşü vardı ve zaman içerisinde Emirdağın en güzel kızı olarak ünlenecekti. Öğretmenim Gönül’e olan aşkım bitti ossaat. Büyüyünce bu kızı almaya karar verdim.
Ablam, kızın saçlarını yukarı kaldırdı. Saçları nasıl bu kadar uzamıştı?
“- Kil,” dedi kızın anası.
O yıllar deterjanmış, şampuanmış, plastik boyaymış, poşetmiş, saç boyasıymış yoktu. Adları bile duyulmamıştı.
Çamaşırlar renklerine göre ayrılıp kazanlara doldurulur, kil, çamaşır sodası ve çivitle yıkanırdı. Çamaşır az oldu da elde yıkama gereği doğduğunda sabun kullanılırdı.
Saçlar, kil bir kovada eritilir, tabana çökünce de üzerindeki su alınır öyle yıkanırdı. Ayrıca sabun. Saç rengi ve baş ağrıları için kına kullanılırdı.
Ocaktan, sobadan çıkan küller atılmaz, evimizin hemen adlında o yıllar dört mevsim akan Çay Deresi’ne kirli kap-kacakla birlikte gider, kap-kacak o küllerle ve ince kumla yıkanırdı.
Ve bir-iki hastalık adından başka hastalık bilmezdik.
Yüksel ÖNAÇAn
.......................................
* saya: Türkmenlere has kıyafet. Üç etek.
** belik: Saç örgüsü.