Maddi ve Manevi Algı Üzerine...
Estetik görüntü insanoğlunu ikiye bölüyor. Bir tarafınız karaktere ve duygulara, diğer yanınız ise maddeye eğilimlileşiyor.
Geçen günlerde Türkiye’nin yeni yakışıklısını okudum, şu maddeci gençliğin favori dizilerinden birinde zengin bir delikanlıyı oynayan genci de iki kere gördüm çeşitli yerlerde. Boyumuz aynı görünüyor; lâkin o biraz fazla vücut geliştirmiş hanımlar için. E süslü hanımlarsa pek meftun görünüşe tabi; mâlum ki çevrelerine kendini erkeği ya da kız arkadaşı ile “kanıtlayan” bir gürûh var.
Efendim, bizler alkışla şımarmayan, maddi dünya ile gösteriş budalalığına düşmeyen bir safı temsil ettiğimiz için, o dünyadan bazen aşağılayıcı düşüncelere de maruz kalabiliyoruz tabi. Bir ego savaşında hissedersiniz kendinizi bu durumda; lâkin gereksiz ego savaşına harcanacak gücü doğru yere kullanırsınız, zamanla boyun bükerler gücünüze. Oysa biz kimsenin ne boyun bükmesini, ne de insanlara yukarıdan bakılmasını istemeyiz. Bu, evrensel ahlâk kurallarına da aykırıdır; lâkin şu düzenin ahlâkına uygun görünebilir tabi.
***
Psikolojik açıdan bu iki çıkarımlı yolda, insanların çoğu maddi bölgeye doğru yürürler. Öyle ki; fiziği güzel çekici bir kız, ya da erkek güzeli yakışıklı bir erkek size; karakterli, kültürlü ve ağır başlı bir insandan daha cezbedici gelebilir. Bu maddi algılayışa olan arzu, haliyle diğer sapaktaki beşeri zenginliğe nazaran daha fazladır. Ta ki, o yolda beşeri fakirliği yaşayana kadar… O vakit, gözümüzde büyütülmüş olan estetikler, kişilikler bir anda yere düşmüş vazo gibi tuzla buz olur. Beyin kusur arar, estetik çürür, soğuma ve itici bulma algısı güçlenir, başlangıçtaki düşünceler ve insan kimyası değişir.
Bu güvensizlik ve çirkinlik yolundan sonra iki çıkarımlı yolda yönünüz bu sefer manevi yöne doğru döner; lâkin çoğu insanda aslında tam olarak da dönemez; çünkü karakterler baştan yaratılmıştır ve değişmesi zordur. Eşine sadık olmayan kişilikler buna en güzel örnektir; fakat şüphesiz ki, ilişkilerde estetiksel değerlerin, saygı ve sevgi yolunda korunması da zaruridir.
Beynin bilinçlenme grafiği, alt yapıdan üste doğru dikey bir oranı takip eder. Üst yapı, üstün (erdemli) kişiliğindir, estetik üst yapıda da korunabilir ki gerçek estetik, eksiksiz haliyle budur. O halde bu bilinçlenmenin farkındalığı kavranmak zorundadır, bu ise gene beşeri zenginlikte yoğrulmuş olan bir hamurdur.
Sonu gelen her fiziksel görünümün ve şımarıklığa neden olan maddi gücün pek de güvenilir ve huzurlu bir yapısı yoktur doğal yaşamda. İnsan fıtratı huzura, güvene, zevke ve amaca yönelik bir yapıda kurgulu olduğundan, tercihleri belirleyen düşünceler de bu unsurların etrafında dönmektedir. Kalp, iyiye rağmen çirkini arzulayamaz.
Bu hususta iki tarihsel kişiliğin konu ile ilgili sözlerini, düşüncenin sonucuna bağlıyorum:
“Her yüce güzeldir; ama her güzel yüce değildir.”
Immanuel Kant
“Basit kadın; Güzel olmayı zeki olmaya tercih eder; çünkü basit erkekte, zekâyı anlayacak kafa değil, güzelliği görecek göz vardır.”
Anton Çehov
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.