- 2437 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
Seni Ben Ellerin Olsun Diye mi Sevdim
Ayşe, kara ineğin yemliğine samanı yaydıktan sonra süt kovasını alıp, aceleyle sağmaya başladı. Kara inek, Ayşe’nin acelesi olduğunu anlamıyordu. O, son günlerde memelerinin biraz daha haşin çekildiğinin farkındaydı. Ayaklarını bir ileri, bir geri oynattı. Kuyruğunu öfkeyle salladı. Tam tekmeyi vurur gibi yaptı ama Ayşe eliyle ineğin bacağına dokunup, sevgiyle sıvazlayınca inek yatışıp tekmeyi vurmaktan vazgeçti. “Acıttım mı kızım? Bu aralar çok acelem var kusuruma bakma olur mu?” İneği sağan Ayşe, sütü süzüp, güğüme doldurarak yola çıkardı. Sütçü çoktan gelmiş bekliyordu. Ayşe sütü sütçüye verdikten sonra azık sepetini alıp işe gitmek için yola çıktı. Köşeyi dönünce karşıdan baktı… Oradaydı… Bekliyordu… İlk önce görmemiş gibi yapıp gözlerini yere indirdi ama yapamadı, tekrar baktı. Göz göze geldiler Ali’yle.
Yaklaşık bir aydır her gün bu yolda karşılaşıyordu Ali ile Ayşe. Ali, evin tek oğluydu. Kendisinden başka bir ablası ve küçük kız kardeşi vardı. Kendisi şehirde hazır giyim mağazası işletiyordu. Ayşe’nin ise beş yaşındayken babası ölmüş, annesi başka bir adamla evlenmişti. Annesinin çocukları, babalığının çocukları ve ortak çocuklar derken kalabalık bir ailesi vardı Ayşe’nin. Tarımla uğraşıyorlardı. Zaten köyde tarımdan başka bir iş yapan, pek nadir görülürdü. Ayşe’nin üç ablası evlenip gitmişti evden. Şu anda evin en büyük kızı Ayşe’ydi. Diğer kardeşleri küçüktü, okula gidiyorlardı. Evin ve tarlanın işi Ayşe ile annesine bakıyordu.
Ali’yle göz göze gelince daha yakın olmak geldi içinden. Yaklaştı. Ali de ona yaklaştı. Kalp atışları hızlanmış, hayat durmuştu sanki. Ali cebinden bir şey çıkardı, hiç konuşmadan Ayşe’ye uzattı. Ayşe iki yanına baktı, birkaç kişi sağa sola gidiyorlardı. Birden gözü kimseyi görmedi elini uzatıp Ali’nin uzattığı kâğıt parçasını alıp şalvarının cebine soktu ve hızla oradan uzaklaştı. Arkasından Ali’nin baktığını görmüyordu ama hissedebiliyordu. Köşeyi dönünceye dek arkasına bakmadı. Köşeyi dönerken, tekrar göz göze geldiler. Vücudu titredi. Kalbi çıkacakmış gibi çarpmaya başladı. Olduğu yerde kaskatı kalmıştı. Canı yürümek istemiyordu. Sanki ne vardı koşup sarılsa, seni seviyorum dese, kıyamet mi kopardı? Seviyordu hem de ölesiye. Yüreği heyecanla çarptı, yanakları al al oldu ama işe gitmeliydi. Dönüp yoluna devam etti. Aklı Ali’den aldığı mektuptaydı. İşe gidince tuvalete gitme bahanesiyle diğer insanlardan uzaklaştı. Tarlanın en ucundaki bir ağacın dibine sindi. Cebinden çıkardığı mektubu titreyen elleriyle açtı, okumaya başladı.
Sevgili Ayşe
Ne zamandır her gün senin yolunu gözlemekteyim. Benden önce gidersin diye erkenden yola çıkıyorum. Dolmuş gelirken bir şey unutmuş gibi yapıp içeriye giriyorum, dolmuş gidince tekrar dışarıya çıkıyorum. Yine kaldığım yerden yolunu gözlüyorum. İçim içime sığmıyor, göğüs kafesim dar geliyor aşkla çarpan yüreğime. Her sabah seni görmeden işe gidemiyorum.
Yolumdan geçtiğin her gün yüreğimi de alıp gitmektesin ve sen de bunu biliyorsun. Sevdamızı o kara gözlerinden okuyorum. Sevgimin karşılığı var o kömür karası gözlerinde. Ta yüreğinin içini görüyorum karşıdan sana bakınca. Daha fazla dayanamadım sana bu mektubu yazdım. Seni seviyorum demek istiyorum çığlık çığlığa. Aşkımı cümle âleme ilan etmek istiyorum! Bu sevda beni yedi bitirdi. Artık seninle konuşmayı, sana dokunmayı istiyorum; sen de istersen tabii. Eğer ki mektubuma karşılık verirsen, her gün sana mektup yazacağım. Bir şekilde bugün olduğu gibi vermeye çalışacağım. Sen de bana cevap verirsen inan dünyanın en mutlu insanı olacağım.
Sakın seninle günümü gün etmek için konuşmaya çalıştığımı, dalgaya aldığımı düşünme! Seni çok sevdiğimi ve hep seveceğimi aklından hiç çıkarma. Ne olursun, iki satır da olsa sen de bana yazmaya çalış. Sana yakın olmak, seni sevmek için bana bir şans ver. Seni çok mutlu edeceğim, çünkü ben senden başkası ile mutlu olacağıma inanmıyorum. Yarın yine burada seni ve bana vereceğin mektubu bekliyor olacağım. Allah’a emanet ol. Seni bütün kalbiyle seven Ali’n…
Ayşe mektubu evirdi, çevirdi. Bir süre kokladı. Sonra cebine tekrar yerleştirip daha fazla dikkat çekmemek için işinin başına gitti. Akşam eve gelince evdekilerin uyumasını sabırsızlıkla bekledi. Herkes uyuyunca kardeşinin defterinden bir yaprak koparım Ali’ye kısa bir mektup yazıp sabah vermek üzere sakladı.
Ali ile Ayşe’nin aşkları hızla ilerliyordu. Bahardı yazdı derken güz gelmiş, köyde kız istemeler, nişanlar, düğünler başlamıştı. Ayşe’ye de uzaktan yakından gelen görücüler vardı ama Ali bir türlü görücü yollayamamıştı. Çünkü yaz başında babası amansız bir hastalığa yakalanmış, güze girerken de ölmüştü. Ali, Ayşe’yi çok sevmesine rağmen, bu yıl babasının yasını tutup Ayşe’yi istetmeme kararı almıştı. Bu kararı alırken, Ayşe’yi sevdiğini de hiç kimseye söylememişti. Annesine bile…
Bir akşam Ali işten gelince, annesi her zaman olduğu gibi köydeki havadisleri vermeye başlamıştı oğluna:
“Ali, bugün biz ne yaptık biliyor musun?”
“Sen söylemezsen nereden bileyim anne.”
“Amcanın oğluna Memet Ağaların Ayşe’yi istedik.”
“Kimi, kime istedinzizzz?”
“Hani şu esmer kız var ya, Memet Ağa’nın, işte onu bizim Hasan’a istedik.”
“Anne sen ne yaptın; o kızı ben seviyorum!”
Fatma kadının sözleri dudaklarında dondu. Boğazına bir yumru oturdu. Güçlükle konuştu.
“Hiç demedin ya oğul.”
“Tellal mı bağırtacaktım anne! Nereden bilecektim gidip de, ta benim sevdiğim kızı isteyeceğinizi; hem de amcamın oğluna! Öldürdün beni anam öldürdün!”
Ana-oğul o günden sonra pek konuşmamışlardı. Zaten konuşacak bir şey de kalmamıştı. Ayşe, “varmam!” diye ne kadar direttiyse de babalığı onu Hasan’a vermişti. Artık Ayşe için de, Ali için de ölümden beter günler başlamıştı. Ali, Ayşe’yi kaçıramıyordu da. Ar namus vardı işin ucunda, amcaoğluna verilen kızı kaçıracak kadar alçalamazdı Ali.
Düğün günü gelip çatmıştı. Avluya yemek kazanları vurulmuş, davullar ahenkle çalınmaya başlamıştı. Atılan masalara yemek servisi, içki servisi başlamış, düğün alayı eğlenmeye başlamıştı. Ali, rakı kasasından bir büyük rakı aldı, en kenardaki masaya oturdu. İçti, içti kendinden geçip bir şarkı mırıldandı.
“Seni ben ellerin olsun diye mi sevdim!”
28.02.2011/ Emine UYSAL
YORUMLAR
Emine'ciğim yine başarılı, bir o kadar da acıklı bir öyküyle başbaşayız, tebrikler arkadaşım, hayatın acıklı yüzünü, çok başarılı anlatmışsın, sevgiler.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Büyük acılar büyük şarkıları doğurmuş. Ben de onları öyküleştirmeye talip oldum, ne kadar yapabilirim sizler karar vereceksiniz.
sevgimle...
Sevmediğin bir adamı öpmek, onunla uyumak, onunla yaşamak kısacası...Bundan daha kötü bir yaşantı olabilir mi?
Yazın bana bunları düşündü sevgili ablacığım...
Yine çok güzel kaleme almışsın.
Senin köy mekanlarında geçen öykülerden yanmış buğday kokusu dal ve toprak kokusu geliyor sanki burnuma. Buna inan. Öyle yaşatarak anlatıorsun. O yüzden en çok köy yaşantılarını anlatmanı seviyorum.
Sevgiler.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
ahh !... içim acıdı...
ne güzel kaleme almışsın buruk aşkları... yarım kalmış sevdaları...
yüreğin dert görmesin canım benim... çok sevgimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
Yorum yazarken bir sorun oldu sanırım. Özür dilerim.
...Geçmişte çevremizde sıkça yaşanabilen bu tür aşklar olmuştu.
Bunu şarkını adı ile de bütünleştirerek akıcı bir dille çok güzel bir öykü
yazdınız. Emeğinize ve yüreğinize sağlık.
...Öyküde ben şuna veya buna yazık oldu ayrımlarına katılmıyorum.
Sonuçta seven iki yürek acı çekiyor. Çekilen acıyı ne ile ölçebilirsiniz ki. Her ikisine de yazık olmuş.
...Saygı ve sevgiyle kalın.
Selamettin PULAT tarafından 3/13/2011 9:27:42 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygımla.
Sevgi şartsız onun mutluluğunu üstlenmektir...
Ki başkasının olacağını bile bile gitmektir belki ondan...
Çünkü bazen gidişlerin yaşam tecrübesinde saklıdır mutsuz ettiğimizin mutluluğu..
Sevgimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
Sevgimle...
Bizim oralarda kimin kimi sevdiği genellikle bilinir.Akşam olduğunda delikanlılar sevdikleri kızların sokaklarında turlar atarlar fırsat bulan muhabbet eder gizli gizli.Bu yüzden galiba bu olaylar pek olmuyor.Olan yerlerde işler zor.
Allah yardımcı olsun.Birazda cesaret galiba.
Çok güzeldi zevkle okudum.
Sevgiler
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygımla dost.
Kendimi Ayşe'nin yerine koydum... Yok yok çok kötü. Ali'nin yerine koydum... Daha kötü.
Amcaoğlu Hasan da nereden bilsin Ayşe'nin Ali'yi sevdiğini? En mutlu galiba Hasan...
Kötü bir durum. Böyle her an yüz yüze ömür geçer mi? Hani akraba olmasalar, zamana bıraksınlar diyeceğim. Zamanla küllenir acıları ama bunlar akraba ve hep yüz yüze görüşecekler.
Her zaman ki gibi akıcı bir anlatım arkadaşım.
Kalemin daim olsun. Sevgilerimle...
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
dünya var oldu olalı kadın ve adam ,aşk ise dönüyor şekilden şekile..
hehe ben olsam atar omuzuma kaçırırdım ayt bee sevdiğimi vermem öyle kolayından ,ama tabi durum tersine olsaydı rakıyı dipleyen ayşe olsaydı dermiydim bunu ee kilosuna bağlı :))
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
Aynur Engindeniz
Cesur kardeşim benim...
Ayıptır, söylenmez... Dünyanın en güzel, en saf duygusu; Aşk / Sevgi ve yanına hiç yakışmayan bir kelime: Ayıp. Saygı, tamam. Büyüğe hürmet, tamam. Ama herşeyin bir sınırı var. Ali'nin annesi haklı, kavun mu bu koklasın da benim oğlum Ayşe'ye aşık desin?
Olan, Ayşe'ye olmuş. Sevmediği bir adamla, istemediği hayatı yaşayacak. Ne kadar çoktur böyle harcanıp giden hayatlar, kim bilir?
Yüreğine sağlık arkadaşım. Sevgilerimle.
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.
Ali'nin durumunda ben olsaydım,bir büyük rakı vız gelirdi bana...Hazır bedava rakıyı bulmuşken;zom olana dek içerdim.:)))
Hayat böyle;acılarla dolu. Ali'nin gerçek yaşamı bundan sonra başlıyor;aşk acısı çekecek ki,olgunlaşsın. Karşısına daha münasip kısmetler çıkacağına inanıyorum.Her ne kadar ilk aşklar unutulmasa da...
Başarlı bir çalışmaydı yazar arkadaşım.
İyi pazarlar...
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygımla.
Saygıdeğer Yazar,akıcıydı ve soluksuz okudum ve ayrıcada,keyif aldım.
Ayşe'ye acıdım ama,Ali'ye hiç acımadım !
Sevgiler,Selamlar.
Emine UYSAL (EMİNE45)
saygımla.
ne acıdır
sevdiğini bir başkasında görmek
hele bu bir de yakını ise, akrabası ise
harika bir kurgu
harika bir yazı
kutlarım arkadaşım
sevgilerimle
Emine UYSAL (EMİNE45)
sevgimle.