Şairler Ülkesindeki İç Savaş
üretilen şiirlerin, yaşadığımız zamana ait olması ve onu yazan kalemin de yan odada oturuyor olması; hâlen değiştirebileceğimiz bir şeyler olduğunu düşündürür bize, sanki içişlerine müdahâleye yetkimiz varmışcasına, rejimizi değiştirmeye çalışırız şiirdeki biçemin; atâletle yerimizde durduğumuz sürece de, sanki kendimizle çelişir gibi gözükürüz, bu defa uyguladığımız biçemin avukatı olmak adına. peki, ne kadarı doğrudur bunun? ne kadar çetin bir iç savaş yaşanmalıdır şairler arasında?
eleştirel belleğimiz, şairler arası atışmaların ve hesaplaşmaların da yürürlükte olduğunu duyumsatıyor dimağımıza. içinden tekniğini veya kültürünü sağmak çabası, sanatın da bir bilim gibi değerlendirilmesi gerektiğini gösteriyor aslında, kişilerin ürettiklerinin topluma maledildikten sonra içtimaî/tarihî değeri olabiliyor ardışık zamanlarda.
aynı zaman kesitlerinde yaşayan tüm aydın, bilim insanları, entellektüel kesim veya şairlerde olduğu üzere, aynı çağın kültürel birikimini değerlendiren kalemlerin atışmasına benzer olarak belki de. çünkü henüz üretkenliğin kepenkleri açıkken, geliştirdikleri yaşam kuramlarının olgunlaşma sürecinde olduğu varsayıldığında, çağın doğru yorumlanması veya topluma verilecek ışığın niteliği üzerinde en yalınına ve yararlısına erişmek üzere yapılacak tüm katkıların, kıran kırana yapılmasında büyük bir önem barınmakta olabilir.
böylesi atışmalardaki en kaçınılamaz koşul ise, bir sürecin içinde iken, kesinleşmiş yargılardan, kesin kuramlardan söz etmeme gereği olsa gerektir. çünkü her kesin hüküm, peşin verilene benzeyecek, taraftar bulmayacak, yahut tam tersine görüşü okutan reklama dönüşecektir. ancak şu da var ki, böylesi tartışmaların olmadığı bir ortamda ecinniler top koşturacak, daha ileri süreçlere ulaşmayı da engelleyebilecektir.
şiirlerin, kendini de eleştirel gözle değerlendirebilmesi; elbette ki şairinin de özeleştiri yetkinliğini sergileyen bir artıdır. içindeki kibar ve kaba imgeleri de buna dâhildir; atışmanın gereğidir, karşı görüşü kışkırtıcı yetkiyi de içerir satır arasında. tartışmanın başlatıcısı, çoğu kez şiirin içerdiklerinin çapını aşan; kullandığı tekniğin, şiirin sunduğu anlama / iletiye göre uyumunu irdeleyen, bazen de gerekmediği üzere, yaşama ilişkin muhalefeti savunan başka görüşlerin enjeksiyonu olarak gözlenir.
her nasılsa bu, olması zorunlu, benlik kaygılarından ırak, dostluk ilişkilerinden bağımsız sürgit olması gereken bir süreçtir. o nedenle de her kim, böylesi bir tartışma/atışmanın, ne önünde durabilir, ne de gerisinde kalabilir. yani iç savaş, toplumu biçimlendiren sanat ürünlerini geliştiren gücü dikkate alındığında, şairler arasındaki normal evrilmenin yasalarını uygulamaktan ibaret gözükür; kimi zamansa doğal ayıklanma derecesinde sert sonuçlarla karşılaşmak da, kaçınılmaz olabilir.
nice sanat savaşlarına, toplum için üretime..
selamla.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.