- 4917 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
İÇİMDEN KUŞLAR GÖÇÜYOR
İnci Aral’ın 1998 yılında yazdığı romanın ismi; İçimden Kuşlar Göçüyor. Roman, ellili yaşlarında olan bir kadının ruhsal, bedensel ve sosyal hallerini, acı, keder ve mutluluklarını işliyor. Sosyo-psikolojik bir eser.
Romanın kahramanı, göğsünün alınması gerektiği gerçeği ile yüzleşmeye çalışırken bir yandan da menopozun getirdiği ve götürdüğü şeyleri göğüslemeye çabalıyor. Bu konuda da etrafından yardım umuyor. Eşinden, arkadaşlarından…
Bu kitabı okuduğumda, otuz dokuz yaşımdaydım. Ve kanser henüz göz kırpmamıştı bedenime.
Belki bu yüzden, hafızama konusu ile değil de ismi ile kazılı kaldı.
İçimden Kuşlar Göçüyor.
Çok sonraları, kanserle ilk tanışmamda, aklıma gelen tek şey bu kitap oldu. Özellikle bir arkadaşının, aklı sıra teselli olsun diye, kadına söylediği o anlamsız, saçma sapan cümle:
“ Aman, dert ettiğin şeye bak. Alıversinler göğsünün birini, ne olacak ki? Nasılsa, birkaç yıl sonra, kadın bile sayılmayacaksın!”
O kadar çok düşündüm ki bu cümleyi. Kadın bile sayılmamak! Neden? Göğüs müdür sadece kadını kadın yapan? Ya da rahim midir?
Kadındır, kadını kadın yapan ya da kadınlıktan uzaklaştıran. Yani biz, kendimiz.
Bu haksızlığı kendimize nasıl yapıyoruz? Ya da yapılmasına nasıl izin veriyoruz?
Doğduğumuz an önce insanızdır. Sonra kadın ya da erkek kimliğimizi alırız. Takip eden yıllarda bu kimliklere ilaveler yaparız. Anne / baba oluruz. Ve hayat sürer, gider.
Ama bunların hiçbiri, temelde ne olduğumuzu değiştirmez. Kadınsak; yüz yaşına da gelsek kadınızdır. Erkeksek; erkeğizdir, yaşımız kaç olursa olsun.
“ Sen, annesin!”
Evet, bir kimliğim de bu. Ama anneliğim kimliklerimden sadece bir tanesi. Bütünüme egemen olan bir kimlik değil.
Anneyim ama kadınım.
Evladım ama kadınım.
Eşim ama kadınım.
İnsanlar, bir başkasına kimlik biçmeyi ve biçtikleri o kimlik elbisesi içine sıkıştırmayı çok severler, nedense? Ve yine nedense, o başkaları da ( yani biz ) o elbisenin içine sıkışmaya bayılırlar. Hatta bunu bir maharet, olması gereken diye de görürler. Zaman içinde alt kimlik o denli yapışmaya başlar ki ruhumuza, üst kimliğimizi unutmaya başlarız.
Anneyim, kadın değilim.
Evladım, kadın değilim.
Eşim, kadın değilim.
…/…
Sürekli kadın diye yazdığıma bakmayın. Erkekler için de geçerli bu durum.
…/…
Ve öyle bir an gelir ki artık kadın değilizdir. Bu yeni oluşum, bütün özelimizde yaşanmaya başlar: Saçımızda, kıyafetimizde, cinselliğimizde.
Artık kadın olmadığını düşünen biri, kadınsılıktan da uzaklaşmaya başlar. Hayat, büyük bir bölümü ile bitmiştir.
Bunu neden kendimize yapıyoruz? Bu soruyu hiç sordunuz mu kendinize? Ya da soruyu şöyle soralım mı?: Ben, bu dünyaya sadece ve sadece bir erkeğe karılık yapmak, çocuk doğurmak için mi geldim? Bu görevlerimi yerine getirdiğim zaman işim bitmiş mi oluyor?
Mutlak kaderimi yaşadım, bitti. Kapat kapıları, as kilidi, at anahtarı. Var mı böyle bir şey? Olabilir mi?
Kadın gözümle görebileceğim o kadar çok şey var ki hayatın, yaşamın içinde. Hiçbirinden vazgeçmek istemiyorum.
Anneyim…
Evladım…
Eşim…
Ama ben, KADINIM.
Bu, öylesine güçlü bir duygudur ki…
Kadının, kadın olduğunu hissetmesi.
Kadının, kadın olduğunun farkında olması.
Kadını asla basitleştirmez, kötü yola düşürmez, pespaye yapmaz. Böyle düşünenlerin tamamen karşısındayım. Tam tersi, kadına güç katar. Bir kadın güçlüyse, etrafındaki herkes de bu güçten faydalanır. Eşi, çocuğu, bütün ailesi. Bir kadının, kadınlığının gücünü yaşamak… Muhteşem bir ayrıcalıktır.
Bugünlerde, o kitabın kahramanı ile aynı yaşlardayım. Ve hafızamın derinlerinden, cümleler çıkıyorlar ortaya, birer birer.
“İçimdeki genç kız, düşlerinden, coşkusundan büsbütün vazgeçmek istemiyor”
“Korkuyorum biraz İçimin boşalmasından, ufkumun daralmasından, düşüncelerimi diri tutacak eylemlerden uzak kalmaktan korkuyorum”
“bir vurgun olmayacak artık yüreğimdeki
ve yatağını değiştiren bir nehir gibi sanki
geri gelmemek üzere giden bir şeyin
kanat sesleri kalacak yalnız kulaklarında”
İçimden Kuşlar Göçüyor…
Bir dakika. Şşşiiişşştttt ! Biraz sessizlik lütfen. Duyuyor musunuz?
Kanat sesleri!
Göçenlerin ardından, yepyeni kuşlar doluyor içime…
Eser Akpınar
11.03.2011
İzmir
YORUMLAR
Bu hayat hikayesi beni çok hüzne boğdu ..Kadın olmanın yanısıra duygular ...kadın demek zaten duygu değil midir?
Yüreğiniz hep sevgiyle dolu olsun. Hayata sımsıkı sarılmakla hastalığı atmışsınız zaten...
Benim oğlumda genç yaşında lenfomayı yendi azmiyle.. ve bizim sevgi gücümüzle..
Bu yazı beni aldı götürdü.. bir yerlere ..
Harika bir yazı Eser hanım , daha çok şey yazmak isterdim...
Tebrikler, yüreğinizdeki uçan kuşlarınız her daim sizinle olsun..
sevgiyle kalın..
canandemirel tarafından 3/24/2011 12:06:47 AM zamanında düzenlenmiştir.
Mesele bu işte,
yazı boyunca hüzünlendirdiniz bizi ama
en güzel mesaj sona bırakılmış.
Göçenlerin ardından, yepyeni kuşlar doluyor içime.
Hayatı ciddiye almanın, dört elle sarılmanın, güzel yönlerini bulup almanın en güzel örneği...
Tebriklerimle
Saygı ve sevgiyle kalın...
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Hüseyin Bey. Saygılar, selamlar.
Cok degerli bir yaziydi.
Güclü kadinlarin karsisinda ciddi hastaliklarin bile sansi yok her zaman ben varim diyebilirler.
Ve bizim insanimiz 40 yasini gelen bir kadina bile yasli olarak bakabiliyorlar saglik sorunu olmasa dahi.
Buna meydan veren aslinda yine kadinin kendisi bir yerde.
Kadin kendini sevmeli herseyden önce kendini seven kendine ve yasantisina özen gösteriyor önem veriyor.
Yüreginize saglik
Sonsuz sevgimle
hicbitmez tarafından 3/12/2011 12:53:15 PM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Çok teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.
geç kalır ama kaçırmam....hep doğru yazan....korkmayan lafını esirgemeyen bir kalem olduğu için...olduğu gibi yazıyor....
ben kadınım ben anneyim ben eşim diyor....yaşamayıda konuşmayıda bilirya biliyor....saygılar can çok yaşa emi....çünkü senin dağarcıktakilere çok ihtiyacımız var.....saygılar....sevgiler
Eser Akpınar
Teşekkür ediyorum Tacettin Bey. Saygılar, selamlar.
Canım benim yine Eser'i anlatan onu hiç görmeden sevmemi kanıtlayan bir yazıydı. Eser eseriydi. Yşama azmine ve kalemine hayranım. En derin sevgilerimle
Eser Akpınar
Öncelikle yaşama azminizden dolayı ,hayata pozitif bakıp ayakta dimdik durmanızı, alkışlıyorum...Sizin gibi değerli insanlar,bize örnek oluyorlar adeta...
Kadın gibi kadın olmak... Bence her kadının arzu ettiği bir kavramdır...
Bazen böyle sizin gibi iç dökmek ne güzel değil mi? İnsanın ufku açılıyor...
Soğuk Ankaradan İzmir'e sıcak selamlar...
ayhansarıkaya tarafından 3/12/2011 12:23:39 AM zamanında düzenlenmiştir.
Eser Akpınar
Ablam da Ankara'da, çocuklarının yanında. Şehrinizin haberlerini alıyorum. Allah sizlere kuvvet versin.
Teşekkür ediyorum Ayhan Bey. Hayat, çok güzel. Hele bir de gülerek bakarsanız....:-))))
Saygılar, selamlar.
Eser Hanımcığım bir kez daha size hayran oldum. Sırf kaleminiz değil hayat görüşünüz ve duruşunuz da bir kadın olarak takdire değer. Sizi tanıdığım için kendimi şanslı hissediyorum. Çok güzel bir yazıydı inanın iki kez okudum. Ben de hayata sıkı asılan biri olarak yazınızı çok beğendim. Tebrik ederim. Sevgilerimle..
Eser Akpınar
Desteğiniz değerli, her zaman. Sevgilerimle.
göçen kuşların ardından gelenler
hep doldursun yüreğinizi
hayata gülen gözlerle bakmayı ilke edindim ben
yazılarınızda da bunu gördüm
okuyucuya güç veren
kutlarım Eser hanım
sevgilerimle
Eser Akpınar
Vayyyy bee... Eser Hanım vayyy...Yazınızın ilk cümlesini okuyunca, yine Eser Hanım bir kitabın tanıtımını yapacak diye Allah biliyor ya hani yazınızı şöyle bir okuyup geçecektim....
Ama anladım ki iş öyle değilmiş...
Yazınız yiğit bir kadın, kadın gibi kadın nasıl olurmuş onu anlatıyormuş..
Orhan Kemal derki bir romanının bir yerinde;( Aslında o romanı yazmasının tek nedeni o cümleyi kullanmaktır.Ben öyle anla
dım)
KADIN DEDİĞİN KADIN OLMALI HER YAŞTA...MUHABBET KUŞU OLMALI...ELİNE ALDIN MI YÜREĞİ PIT PIT ETMELİ...BIRAKINCA DA UÇMALI ÖTMELİ GAMI KEDERİ DAĞITMALI...
Bu görüşe katılır yada katılmazsınız...Ama ben sizin bu yazıdıki bütün görüşlerinize katılıyorum...
Selam ve saygılarımla.............
Eser Akpınar
Demek şöyle bir okuyup geçecektiniz, öyle mi? Hımmmmmmm..Tamam, öyle olsun bakalım. Bunun hesabı sorulur, nasılsa...:-)
Teşekkür ediyorum. Saygılar, selamlar.
Öncelikle geçmiş olsun.Artık ben normal görüyorum bu hastlıkları neden bilmem belkide çok karşılaştığım içindir yada içinde olduğum için.
Kadın denince evet tüm duyguların, duygularım gibi.
Bazen kırkı geçmişsin emekli olmuşsun hayat bitmiş gibi bakanlara " benim hayatım yeni başlıyor ben kendim için yeni birşeyler yapmaya başladım ve daha çok planlarım var "dediğimde şaşırıyorlar.
Kadın olmak ne yaşla biter nede başka birşeyle çünkü duygular hep oradadır.
Güzel yazını kutluyorum.
Sevgilerimle
Eser Akpınar
Şaşırırlar. Çünkü biçtikleri giysiyi çıkartmaya karar vermişsiniz. Sizi yürekten kutluyorum. Yeni başlangıcınızda yüreğinizin gücü sizinle olsun.
Teşekkür ediyorum. Sevgilerimle.