Kadınlar G Ü N Ü !!

• 8 Mart 2011 Salı 11:08:55

Dünya Kadınlar günü.
Kadının doğasındaki birleştirici, bütünleştirici, sevgi ve sıcaklığın yanında ne kadar SOĞUK ve FİTNE KOKAN, İTİCİ ve BÖLÜCÜ BİR KELİME.
Kadın ve kadınlık her konuda istismar edildiği gibi bu konuda da sadece istismar ediliyor.

Anneler gününe EVET.
Kadın ana olduğu için her toplumda zaten hak ettiği müstesna bir yere sahiptir.

Amma kanınlar günü deyip, cinsiyet farkını ön plana çıkararak hayatın iki ana unsurunu bir birine rakip ve düşmanmış gibi gösteren; Topluma öfke ve nefret pompalayan HORTLATILMAK İSTENEN AMAZON zihniyetine katılmıyor, böyle düşünenleri de kınıyorum.
Diğer yönü ile ticari bir sömürü aracı olarak kullanılıp insanları gereksiz masraflara sokan KASABA KURNAZI oyunlarına da gelinmemesini tavsiye ederim.

Analarımızın ve Ana adaylarımızın sade bu günü değil Her günleri KUTLU, MUTLU, SAĞLIKLI VE HUZURLU OLSUN.
Kadını erkeği ile hepimiz bir anadan doğduk, bir anadan hayat enerjimizi aldık ve son nefesimize kadar da o tükenmez enerji kaynağından beslenmeye mecbur ve muhtacız.

Yazı 033 Ana Başa Taç imiş.
Ana Başa Taç imiş.

Dünyayı ak sütünün ak iklimi ile aydınlatan analar!
Her anınız mutlu,
Her gününüz kutlu olsun.

Cennet anahtarı,
Ayakları altıda saklı olduğu,
Peygamber müjdesiyle serfiraz,
Mübarek analar.

Dünya,
Sizin Mesih soluklarınızla hayat buldu,
Sizin yed-i beyzanızla şekillendi.
Allah nebileri bile beşere,
Sizin şefkat elinizle hediye etti.

O kutlu elleri öpülesi Analar.

Doğarken hayatını,
Beslerken rahatını,
Bir bedel beklemeden,
Seve, seve ortaya koyan,
Dudaklarında dua çiçekleri açan,
Can yongamız,
Gönül goncamız,

Analar.

Öperiz ellerinizden,
Gönlümüzün ta derinliklerinden.

Güneşin yedi rengi gibi kuşatsın yedi iklimini dünyanın,
Sevginiz,
Şefkatiniz,
Merhametiniz,
Ve sonsuz muhabbetiniz.

Kovsun karanlıkları geldikleri o uğursuz şeytanlar diyarına,
Ulaştırsın insanlığı aydınlık yarınlara.

Zaman zaman unutmuş gibi davransak ta,
İnanın sizi hiç unutmadık.
Asla!

Asla!
Unutmadık,
Unutamadık ki,

Tatlı sesinizi,
Ilık nefesinizi!

Şefkat kanatlarınızı hep üstümüzde,
Hayır dualarınızı hep arkamızda his ettik.

Sizin öğretilerinizle baktık yarınlara.
Ama bugün bir başka,
Günah mı çıkarıyoruz ne?

Yeniden hatırladık
Gönlümüzün derinliklerindeki
Unutulmaya terk etmiş olduğumuz
O kutsal duyguyu,
O sonsuz sevgiyi.

Kaldırmaya çalışıyoruz,
Dünyanın, sizinle aramıza giren kendisi gibi ruhsuz,
soğuk sevgilerini ve sevgililerini.

Anladık ki, büyümüş ana baba olmuş,
Hatta yaşlanıp dede,
Nine olmuş olsak ta,

Sizsiz olmuyor,
Anasız gönüller huzur bulmuyor.

Gördük ve eskilerin eskimeyen sözü
“Ana başa taç imiş,
Her derde ilaç imiş.
Bir evlat Pir olsa da anaya muhtaç imiş.”
Hakikati dudaklarımızda terennüme başlıyor.

Manevi varlığınıza olan muhtaçlık inkisarı içinde
“Ağlarsa anam ağlar,
gerisi yalan ağlar.”
Deyip ağyardan yüz çevirip,
Bu güne kadar sizi ağlattıklarımıza,
İçin için,
ağlayarak,

Büyük veli Hace Ahmet Yesevi gibi
“Tövbe Yarabbi rah-ı hataya gittiğime,
Bilerek ettiğime, bilmeyerek ettiğime.”deyip,
Biz evlatlar olarak
Size ettiğimiz eza ve çektirdiğimiz cefadan dolayı,
Af edici merhametinizi,
Bir daha istismar edip,
Şu asrın ruhsuz efkarının
Bize aşılamış olduğu vefasızlık
Ve nankörlüğünün tekrar edeceğini
Bile bile,

Bir daha,
Bir daha
Affımızı önce yüce yaratıcımızdan
Sonrada bütün annelerden,
Vefasız evlatlar adına diler dileniriz.

Necdet Erem