- 1186 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
8 MART KADINLAR GÜNÜ ÇAĞRIŞIMIYLA KADINLARIMIZ
Hz Havva’nın elma sunan kadınlığını günahkarlığa, sonrada türetmeye sunan ilahı gücün varlığına hep inanırım.Sonra o doğuran varlığın bir karın önce doğduklarının bir karın sonra doğanlarla çoğalması. Nihayet koca dünyada 300 milyon yıllık insan varlığı.
Hiçte güzel olmadığı halde güzelmiş gibi dilere destan Mısırda Cleopatra, Çin’de Mete’nin ilanı aşkta bunduğu İmparatoriçe Lu, Eski çağın hiç eskimeyen ismi Saba Melikesi Belkis, buğdaydan un yapan Ay Hatun, Hz Meryem, Hz Hatice,Hz.Ayşe, Gazneli Mahmut’u korkutan Sümeyye , Gürcülerden meşhur Tamara, Kastilyadan (İspanya’dan) Kraliçe İzabella Fransızlardan Magna Karta, Osmanlıda Kösem Valide Sultan, Ruslardan Katerina,Yine Fransızlardan Mari Antuvanet, İngilizlerden Filorans Naytingil bir çırpıda bilinen tarihin eskiden günümüze kadar aklımıza gelen isimleri. Tabi çağımızda de Mata Hari, Demir Leydi Margret Teakcer, Prenses Karolin, Latife Hanım, Semra Özal, Tansu Çiller...
Bunlara tanrıça sıfatını alanları katmadım. Sümerlerden, Asurlulardan, Hittilerden, Mısırlılardan, Yunanlılardan, Urartulardan vs..
Her aşıkın bir mâşuku olduğu bizim toplumda Leyla Mecnunla, Aslı Keremle, Arzu Kamberle, Selvi Emrah’la anılır...
Nenemiz, Anamız, halamız, teyzemiz, bacımız, kız yeğenlerimiz yakınımızdaki kadın grubundan kişiler. Birde bunlardan çok ayrı değerlendirdiğimiz hepsinden ön plana çıkardığımız sevgililerimiz vardır. Onlar ele avuca sığmazlar. Gönlümüzün en görkemli yerinde devamlı kalırlar. Hiç bir güç onları yerlerinden kıpırdatamaz. Silemez. Atamaz. Bunlara hayatımızın çok değişik zamanlarında rastlarız. Önemli olan rastlamamızdır. Rastladığımızda er geç vakit ne ise hiçte mühimsemeyiz. Sevgimizi sunma yollarını ilada buluruz. Bu sebeple derim ki kadınlar siyaseti, erkekler politikayı iyi bilirler diye. Siyaseti hizmet politikayı üretmek yanlarıyla anladığımı hemen belirteyim.
Aklıma gelen yukarıdaki yazdıklarımı düşününce en iyi anamı anladığımı sanıyorum. Anam derki “ana olacağı kapıda it ol; ondan iyidir,” diye..Aklına geldikçe maniler söyler. Bitmez dualarını yüzüme üfledikçe bitmez bir rahatlık duyduğumu söylemeliyim. Sevgiyi en iyi o anlatmıştır bana o sayısız bildiği ve söylediği manilerin içinde:
“ Sevgi seven mert olur
Sevgi yaman dert olur
Sevgiye bel bağlama
Sevgi muhannet olur...” diye...
Beş vakit namaz kılan anam 70 yaşında ve hala durmadan bir şeyler örer. Üretir. Şaşarım da şaşarım. Hâla “el-kızının” bana bakamadığından dert yanar.”Ölürsem mezarımı derin kazdır” der. Bu sözü yana yakıla söylediği her değişik zamanda kendince bir sebebi vardır.
***
Ana diyince aklıma ana-dolu-ana, baba-günü, ana-can, kadın ana, toprak ana, ana gibi yar, anaç, analık gibi sözler gibi artı sözler varken; kadın gibi ağlamak, kadın gibi kaçmak, kadın kılıklı gibi negatif sözlerde var.
Kadın eli, yüzü, kafası, kıyafeti gibi ayırımı hep yaparlar da kadın yüreği ile erkek yüreğinin ayırımı hiç yapılmaz. Çünkü kadın yüreğinin genişliği, hiç tartışma götürmez derecede büyüktür.
YORUMLAR
Yazın baştan aşağı güzeldi. Ben gelip yürekte takıldım. "Yüreğin kadını erkeği olmaz; bir mert olanı bi de namert olanı vardır" demiş değerli şairimiz Nazım Hikmet ve çok doğru demiş. Sizin yazınızla bu söz örtüştüğü için burada paylaşma gereği duydum.
Günün anlam ve önemini anlatan yazınızı kutlarım.
saygımla...