- 791 Okunma
- 10 Yorum
- 0 Beğeni
İstanbul'u İzlemek!
Gün yeni ışımış, hayat tüm telaşıyla akmaya başlamış.
Okula giden öğrenciler, işe giden insanlar yeni bir güne merhaba demenin eşiğinde.
Kışı doğru dürüst yaşayamamış olan İstanbul hafif puslu bir havayla, yaşayanlarıyla kucaklaşıyor.
Kah güneşli, kah sisli, doğru dürüst yağmur ve kar görmeden Şubat ayı bitmek üzere.
Güneş mahcup ve mahzun bir prenses gibi, nazlı ışınlarını Haliç’in sakin sularında oynaştırıyor.
Unkapanı köprüsü üzerinde, kimi emekli kimi işsiz, onlarca olta avcısı, vira bismillah deyip, sallandırmışlar kamışları maviliklere.
Martılar günlük mesailerine erken başlamışlar, bir süzülüp, bir pike yaparak, denizdeki kısmetlerinin peşinde.
Yol boyundaki taflanlardan şen cıvıltılarla bir serçe sürüsü havalanıyor, dertsiz, tasasız.
Bir kuşların sesine, mutluluğuna kulak veriyorum, bir de aksi, somurtkan insanlara bakıyorum.
Çok mu bedbin insanlar olduk, ya da mutlu görünmek ayıp mı? Gülümseyen bir yüzle karşılaşmak oldukça zor.
Otobüsün camından yansıyan güneş moralimi yükseltiyor.
Şimdi diyorum, şöyle bir haykırsam:
-Hepinizin evinden cenaze mi çıktı, ya da herkes mi acı haber aldı, hiç mi yaşamaya değer bir
mutluluk kırıntısı kalmadı, ne oluyor size üzerinize ölü toprağı serpilmiş gibi, herkes bezgin.
Herhalde sabah sabah Bakırköy’den firar var derler.
Tamam geçim zorluğu, maddi imkansızlıklar, dünyanın bin türlü derdi var, yok diyen yalan söyler, hangimizin dört başı mamur bir hayatı var.
Ama değil mi ki yaşıyoruz, sağlıklıyız, çoluk çocuğumuz, etrafımızda bizi sevenler var, biraz gülümsemekten ne zarar gelir?
Evden çıkarken kaçımız eşini güler yüz ve dualarla uğurladı işine, kaç anne öpücük kondurdu çocuklarının yanağına?
Dünyada her şey parayla, pulla satılsa da, bedava olan ve en bol bulunan sevgi ve bunu göstermektir.
Canımız sıkkın, somurtursak hallolacak mı?
Para lazım, vır vır edince cebimiz mi dolacak?
Sevgimizi gösterelim eşimize, çocuklarımıza, komşumuza bir güleryüzle günaydın demek bile, bize de ne kadar iyi gelir.
Daldığım düşüncelerden hastane durağına gelince sıyrıldım.
Yine asık yüzler, gülümsemeyi unutmuş çehreler, güneş de biraz sonra insanlara küsmüş gibi, bulutların arkasına gizlendi.
Hastane maratonu başladı.
YORUMLAR
Bu geçim zorluğu lafına kimse alınmasın ama ben inanmıyorum. Gerçekten bir çok yoksul aile var geçimini zor karşılayan ama... Bence bu bizlerin mal ve para hırsından kaynaklanıyor. Nasıl daha çok kazanırım ve daha çok harcarım telaşı. Eskiden yiyecek ekmek bulamazsak bulduğumuz zaman şükrederdik, şimdi yiyecek fazlamızı çöplere döküyoruz. Yani gözümüz doymuyor bir türlü. Birşeylerimiz oldukça çok daha fazlasını, çok daha lüksünü istiyoruz.
Asık suratlarımız da elimizdekilerin kıymetini bilmediğimizden!... ( Bilenler hariç tabii ki)
Daha güler yüzlere ve daha aydınlık yarınlara dileklerimle.
Sevgim sonsuz...
handan akbaş
Teşekkürler bu anlamlı yoruma, sevgi ve iyi dilek dualarımla.
Çok haklısınız.
Hayata pozitif yönden bakmasını öğrenmeliyiz de mi...
İki yıl öncesi onbeş günde bir İst.bula gelirdim.Şimdi işler kesat gitmaya başlayınca gidemez oldum.
Selamlar.
handan akbaş
Bir İzmir'li için 4 bilemediniz 5 gündür İstanbul. Yürümeye alıştığımız İzmir den sonra İstanbul'un telaşına yetişmek için koşmak, yorar bizleri. " Taş yerinde ağırdır " derler...:-)))
Sevgiler yüreğinize.
handan akbaş
Sevgiler ve selamlar size ve güzel İzmir'imize.
İşte İstanbul yaşamı böyle anlatılır
Handan hanım her nekadar zor ise yaşam sanırım değer ..
İstanbul'u iyisiyle kötüsüyle yaşamak ..bir de insanlarımızın yüzü gülse
Gülmeyi unuttuk gitti..
Herşeye rağmen İstanbul'u çok seviyorum..
Çok güzel anlatmışsınız güzel İstanbul'umu..
sevgilerimle..
handan akbaş
İnşallah insanlarımızın da yüzü güler artık, selam ve sevgiler.
handan akbaş
Orhan Velinin^ " İstanbulu Dinliyorum" şiirinde ki tatta bir yazıydı.. Tebrikler...
Selam ve Saygıyla...
handan akbaş
Selam ve saygılar...
Öncelikle geçmiş olsun Handan Hanımcığım, inşallah önemli bişey yoktur.
Sanki evden cenaze çıkmışçasına asık suratları sadece İstanbul'da değil, her yerde var. Dediğiniz gibi ya mutlu olmayı unuttuk, ya da gülmek ayıp olacak diye kimse gülmüyor.
Keşke avaz avaz bağırsaydınız. Bu yazıyı okuduktan sonra, Yarın yolda yürürken kendimi tutamayabilirim :)))
Sevgilerimle...
handan akbaş
Yok canım hasta değilim, birbuçuk aydır diş protezlerim değiştirilecek diye, diş hekimliğine gidip geliyorum, yani diş tedavisi için sürekli trafikte ve hastaneler arası dolaşıyorum.
Selam ve sevgiler arkadaşım...
istanbul..
gizemli şehir..
en azından ben ilk gittiğimde büyülenmiştim...
sevgilerimle..
handan akbaş
Selam ve sevgilerimle...
İstanbul kadar güzel yazıyorsunuz. Zaten güzel konuşanlara hep denmez mi "İstanbul Türkçe'si' ile konuşuyor diye. Mükemmel anlatımınız ve kusursuz dil bilgisinizle göz kamaştıran bir yazıydı.
Ben de söylediklerinize tamamen katılıyorum. Gülmek hayata bağlılığı ve direnci gösterir. Sevgiyi anlatır.
Tebrik ediyor ve ruhumdaki güzel etkisiyle sayfanızdan tam puanımla ayrılıyorum.
Sevgilerimle arkadaşım.
handan akbaş
Selam, sevgi ve huzurlu sevgi dolu günler dileklerimle.
çok muazzam bir şehir ama emekliyi sevmiyor....ben kaçtım kurtuldum darısı size....çok hoş bir anlatım.....saygılar
handan akbaş
Köklerim buraya bağlı, başka bir yerde yaşamak bana eziyet olur gibi geliyor. Lutfun da hoş kahrın da hoş, misali.
Selam ve saygılar...