- 2292 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YIRTIK RAHİBE
filmler vardır, seyretmekten hiç bıkmayız. Ve öyle filmler vardır ki; defalarca seyrettiğimiz halde aynı sahnelerde güler ya da ağlarız. Senaryo, yönetmen ve oyuncuların başarısıdır. Tabi ki müziği de unutmamak lazım.
Yırtık Rahibe serisi de, benim için, böyle filmlerden biridir.
…/…
Yönetmen: Bill Duke
Oyuncular: Whoopi Goldberg, Kathy Najimy Dee
Görüntü Yönetmeni: Oliver Wood
Senaryo: James Orr
Müzik: Marc Shaiman
Filmin Konusu: Oscar ödüllü Whoopi Goldberg ( En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu), sizi gülmekten kırıp geçirecek bu harika komedi ile karşımıza tekrar gösterişli salon şarkıcısı Deloris Van Cartier rolüyle çıkıyor. Bu kez St. Catherine Kilisesi’nin rahibeleri, bir sınıf dolusu gürültücü yeni yetmeyi adam etmeye çalışmakla meşguldürler. Colaris’in düşmanlarından korunmak amacıyla kılık değiştirerek okulun yeni müzik öğretmeni olmaya çalışmaya başlamasıyla, rahibelerin duaları kabul olur. Rahibe Mary Clarance, cehenemden çıkma sınıfını, oradan kurtarıp, cennetin hip-hop korosuna dönüştürmeye çalışırken kendini bir kez daha zor ve eğlenceli olayların içinde bulur.
…/…
Amerikan toplumu, hiçbir yönü ile hayranlığımı kazanmış bir toplum değildir. Ne bir özentim vardır onlara karşı ne de beğenim ve imrenim.
Ne var ki bir özellikleri ile dikkatimi çekmişlerdir, her zaman: Kendi kendilerini eleştirmekteki becerileri.
Dünya üzerindeki milletlerin öz yapılarını çok fazla bilmem, tanımam. Bildiklerimin ve tanıdıklarımın içinde, eleştirme işini, Amerikalılardan daha iyi yapabilen bir başka millet bilmiyorum.
Sistemlerini eleştirirler, özgürce. Rejimlerini tartışırlar. Başkanlarını yerden yere vururlar, gerekirse. Politik skandallarını gözler önüne sererler, tüm çıplaklığı ile. Savaş kararlarının yanlışlığı, istila ettikleri ülkelerde yaptıkları haksız ve insanlık dışı davranışlar; filmlerinde sıkça karşımıza çıkan ana temalardır.
Toplum hayatlarındaki çöküşler, yozlaşmalar. Ensest ilişkinin en çok yaşandığı ülkelerden biridirler. 1994’de yapılan bir araştırmaya göre; 1 milyon Amerikalının, baba-kız ensest mağduru olduğu ve bu sayının, her yıl 16 bin vakanın eklenmesi ile arttığı ortaya çıkmıştır. Ama saklamazlar.
Zülfü Livaneli’nin Mutluluk filmini hatırlarsınız? On yedi yaşındaki Meryem, amcasının tecavüzüne uğruyordu. Filmin gişe yapmasının en büyük nedenlerinden biri: Türkiye’de dillendirilmeyen bir konunun, perdeye taşınması olmuştu. Yazarın ustalığının yanı sıra.
Ne kadar öz yapılarını çok fazla bilmesek de buradan bakıldığında görünen o dur ki; kendilerini eleştirmek konusunda başarılı bir millettir, Amerikalılar.
Bir toplumun en manevi duygusu olan; Din konusunda bile.
İşte Yırtık Rahibe filmi, bu yüzden seyredilmesi gereken bir filmdir, bence. St. Catherine Kilisesi, mahalle arasında bulunan küçük bir kilisedir. Ama anlıyoruz ki kiliseler sadece ibadet amaçlı kullanılmıyor. Aynı zamanda çevredeki gençlere eğitim veriyorlar. Lise düzeyinde. Hem bildiğimiz Lise derslerini okuyorlar hem de dini eğitim alıyorlar.
Bir koroları var. Gençler, ilahileri seslendiriyorlar. Tabi ki burada önemli bir ayrıntı var: Dinleri, müzikal bir din. Yani müzikalleşmeye uygun bir din. Bu konuda da bir kısıtlamaları yok. Benim anladığım; İlahileri öğren ve söyle. Amaç; bu. Tabi ki beraberinde dini eğitimini de al. Hem eğlen, hem de öğren.
Sonuçta koro, eyaletler arası dini şarkı yarışmasına katılıyor. Tabi ki kazanıyorlar.
Bu sonuçtan daha önemli olanı ise; çocukların bir işi, sevecekleri şekilde yaptıklarında, nasıl başarılı olabilecekleri.
Bu sonuçtan da daha önemli olanı ise; öğretmek ve eğitmek istiyorsan “illa ki böyle olacak “ diye dayatma. Bırak, su akması gereken yolda aksın.
Doğru yolu bulacaktır, mutlaka.
Çünkü akarken öğrenecek, bilgilenecek. Yanlış yol ile doğru yol arasındaki farkı, sen söylemeden kendisi bulacaktır.
Not: Linki izlerseniz sevinirim. Anlatmaya çalıştıklarımın bir özeti gibi.
www.youtube.com/watch?v=-wNmlrdCBkE
Eser Akpınar.
01.02.2011
İzmir
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.