- 2110 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CENNETİN KESTİRME YOLU : GIYBET
Bundan 36 yıl önce yazdığım notlar elime geçti. O yıllar okuduğum kursta 150 arkadaşla birlikte aynı kovuşu paylaşıyorduk. O yıllarda beraber olduğum arkadaşlarla ilgili kısa kısa notlar tutmuşum. Akıllı, zeki, abdal, kalleş, saf ve ispiyoncu gibi.
Bu yakıştırmalardan ben hangisiyim diye kendime hiç sormamışım. Yine on yıl aradan sonra yatılı okuduğum okulun son sınıfında bulunan üç sınıftaki arkadaşlarla ilgili de aynı notları karalamışım. Hem de fotoğrafları bulunan albümün üzerinde. Bu benim değerlendirmelerimin hiç birinden benim arkadaşlarımın haberi yoktu. O günlerde bunu neden yapmışım bilmiyorum.
Bugün bu tür değerlendirmelere şiddetle karşı olduğum halde bazen dost meclislerinde ister istemez bazı insanlarla ilgili bu tür değerlendirmeler net olmasa da kuş dili ile yine yapılmaktadır. Adı ister “dedi-kodu” olsun, isterse “gıybet” bu tür değerlendirmeler olmamasının imkanı da yoktur. Tarih dediğimiz şey de bir ölçüde ister doğru isterse yanlış olsun, ister belgeli isterse belgesiz olsun “dedi- kodu” ve “gıybet”e dair bilgilerden başka bir şeyde değildir. Tutarlı bir Müslüman’ım diyip “gıybet”e karşı olan birinin gazete ve tarih kitaplarından söz etmesi olamaz. Tarihe de gazeteye de hatta televizyon ve radyoya da “gıybet”in günah olduğunu söyleyen birinin karşı durması gerekir. Sonuçta bunların tamamı “gıybet”ten beslenmektedir. “Sen kimsin? “ deseniz de bana göre bugün için “gıybet” sevapların en büyüğüdür. Ve her yer ve mekanda “soytarıları ve sahtekarları” deşifre eden, onların şerrinden insanları koruyan en güzel tebliği şekli “gıybet”tir. Ve mutlak yapılmalıdır.
Bugün “Sahte Atatürkçülerden, Sahte Laiklerden, Sahte Demokratlardan, Sahte Müslümanlardan” korunmak gerektiği söyleniyor. Bunların her biri kendi alanında düşünülmesi ve irdelenmesi gereken konular. Zaten bu konularda yazılıyor ve çiziliyor. Ancak “gıybet” konusu hiç işlenmiyor. Ve üstelik birinin yediği “nane” söz konusu olduğu an “ Gıybetin” ne kadar kötü ve günah olduğu söylenerek yapılan şeyler gizleniyor. Kimse üzerine alınmasın ama bunu da en çok “Müslüman”ım diyenler yapıyor. Neymiş efendim “Gıybet, haramdır, günahtır.”
Ben öyle düşünmüyorum. Bugünün şartlarında “gıybet” ibadetlerin en önemlisidir. Kendini kim nasıl tanımlarsa tanımlasın “hak ölçüsünün dışında” kim ne halt ediyorsa bu alenileştirilmeli, deşifre edilmeli, gazetelere de televizyonlara da basılmalıdır.
Birileri bana “gıybet”le ilgili çok geniş bilgiler önüme koyabilir. Hatta onlarca ayet ve hadis getirebilir. Sakın kimse bunları kimsenin bilmediğini sanmasın. Ama ben “ayet ve hadislere” kesinlikle inanıyorum. Ancak, her türlü naneyi yiyen ve çıkarına göre kendinin dışındakileri günah ve ardından cehennemle korkutan yamuk yumuk Müslüman’ım diyen her ne olursa olsun kimseye inanmıyor ve onlara inanılmamasını da öneriyorum. İnanın ben her gün yüzlerce “gıybet” ediyor ve bu davranışlarımla da kesinlikle cennete de gireceğime inanıyorum. Allah hiç birimizi “Gıybet” ibadetinden ayırmasın, uzaklaştırmasın! (AMİN)
Gıybet olmasa tarih olmaz, geçmişten dersler çıkarılmazdı.
Gıybet olmasa şerlinin şerrinden korunulmazdı.
Gıybet olmasa tarihi şahsiyetler tanınmaz, romanlar ve hikayeler yazılmazdı.
Gıybet olmasa Gazete olmaz, destanlar yazılmaz, televizyonlar yayın yapamazdı.
Gıybet olmasa suçlular ceza almaz, mahkemelerde şahitler bulunmazdı.
Gıybet olmasa kitaplar yazılmaz, geçmiş geleceğe ışık oluşturmazdı.
Aklınıza ne geliyorsa mutlaka “gıybet”le bir bağlantısı vardır.
Belki de Cennetle Cehennem arasında en keskin bağ “Gıybet”tir.
Mutlak herkes gıybet yapmalı, soysuzları ve sahtekarları sakınmak isteyen masumlara göstermeli, kötülerden insanları uzak durmaya davet etmelidir.
Kimse Müslümanlık ayakları ile “ŞEYTANIN HAKKINDAN KONUŞMAYI” gıybet günahı kisvesi altında yasaklayarak korkutmamalı.
Bu yazı “iftira”yı konu edinmemiştir.
Tüm bilinçli herkese bereketi “GIYBET” dolu günler diliyorum. Bekir AKKAYA/ 7 Ağustos-2009-Kumru
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.